Abdülhamit'in petrol stratejisi!
Abone ol2. Abdülhamid Han'ın Osmanlı'da petrol bölgelerini korumak için izlediği yolu tarihçi Armağan anlattı.
Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan, 2. Abdulhamid Han'ın imparatorluk sınırları içindeki petrolleri işgalci güçlerden korumak için başvurduğu yöntemi anlattı.
Samanyolu'nun haberine göre Armağan, Osmanlı Devleti 'nde petrol alanlarının şahsi mülk haline getirildiğini, bu sayede işgalci devletlerin petrol sahalarını ele geçiremeyeceğinin düşünüldüğünü söyledi.
2. Abdülhamid Han'ın bu konuda çalışmaları olduğunu söyleyen Armağan: '2. Abdülhamid Han Osmanlı Devleti’nin petrol alanlarını şahsi mülk haline getiriyor. Şimdi şahsi mülk haline getirmesi bir çok kişi tarafından hala tenkit edilir. Halbuki burası şahsi mülk haline getirilmek suretiyle, yabancı devletlerin, düşman devletlerin iştahını kapatmayı amaçlayan bir şey. Mesela bir ülkeyi bir devlet işgal edebilir. Devletin malı olan binalar, topraklar işgalci devletin eline geçer. Ama özel mülk sahibi olan, tapusu elinde olan kişiye dokunamaz. Dolayısıyla bu noktada çok ısrarlı bir şekilde o petrol arazilerini kurtarmak için hanedanın üzerine bunları tapuluyor' dedi.
İtihatçılar'ın, Abdülhamit Han'ı tahtan indirdikten sonra çıkarılan bir yasayla petrol sahalarını adeta işgalci güçlere sunulduğunu söyleyen Armağan sözlerine şöyle devam etti: 'İtihatçılar çok ilginç bir şekilde Abdülhamit 27 Nisan’da tahttan indiriliyor 1909’da. 2 Mayıs’ta bakın kaç gün geçiyor 5 gün geçiyor. 5 gün sonra bu arazilerin devletin üzerine geçirilmesi için bir şey çıkıyor. Hazine-i hassa mallarının devlet hazinesine devir kararı çıkartılıyor. 5 gün bakın, 5 gün içinde bu nasıl planlandı nasıl hazırlandı. Abdülhamit niçin tahttan indirilir indirilmez bu harekat yapıldı. Şimdi ben bunu soruyorum. 27 Nisan ile 2 mayıs arasındaki o 5 günde, o kargaşa ortamında nasıl oldu da düşünüldü. Ve Abdülhamit demek ki bunu durduruyordu. Buna engel oluyordu. Ve ne oldu sonuçta. Biz 1. Dünya Savaşı’na girdik. 1. Dünya Savaşı’nda İngilizler geldi petrol bölgelerine kondu. Eğer orası özel mülk olsaydı Türkiye’de bulunan hanedan oranın sahibi olacaktı. Hanedan da Türk olduğu için Türk tabiyetinde olduğu için Türkiye Devleti ile anlaşarak oranın işletmesini Türkiye Devleti üstlenecekti. Ama ne oldu. Vahdettin bu arada bir atak yaptı. Orayı tekrar hanedanın üzerine alacağına dair bir irade çıkardı. Fakat İngilizler dedi ki; atık işgalden sonra çıkarttın sen bu kararnameyi . İşgalden sonra çıkarttığın için bu geçerli değildir diyerek üzerine yattılar. Ama çok dikkatli bir şekilde Abdülhamit bu süreci takip etti'
MADEN MEKTEBİ’NDE KRİTİK MÜDAHALE
Açılan maden mektebinin öğrencilerinin dörtte üçünün gayrimüslim olduğu ve eğitim dilinin yabancı olduğunu öğrenen Abdülhamit Han'ın anında müdahale ettiğini belirten Armağan: 'Oraya da müdahale ediyor Abdülhamit. Mesela orada maden mektebi yapmışız. Maden mektebinin öğrencilerinin dörtte üçü gayrimüslim. Şimdi Abdülhamit buna müdahale ediyor. Diyor ki böyle bir şey olur mu? Ben ülkeme maden mektebi açmışım , burada yabancı dil eğitimi yapılıyor ve gelenlerin çoğu da Müslüman olmayan tebadan oluşuyor. Buraya Müslüman tebanın gelebilmesi için dilini Türkçe yapıyor. Eğitim dilini Türkçe yapıyor. Mesela bu da çok enteresan bir şey. Yani aslında o vizyonunun bütünlüğünü anlayabilmek bakımından' dedi.