Al Jazeera, “Türkiye, Doğu Akdeniz’de yaklaşık iki yıl aradan
sonra yeniden doğal gaz aramalarına başladı” başlığı altında
duyduğu haberinde, sayın Erdoğan’ın “Akdeniz’de yürüttüğümüz
araştırma ve sondaj çalışmaları kendi egemen alanlarımızdadır…
Bunun için kimseden izin veya onay almamıza gerek yoktur”
şeklindeki, milletin ve bütün ümmetin gönlüne su serpen kesin ve
köklü olan irade beyanına, kendi öz memnuniyetini de ifade
edercesine yer vermişti. Alman DW ise, Abdülhamit Han Sondaj
Gemisinin göreve başlaması haberini, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi üzerinden vererek haberinde, eski Grek hayranlığı
içerisinde, taraf tuttuğunu açıkça ortaya koyarak Türkiye’yi, yasa
dışı gaz yatakları aramakla suçlayan ifadelerini sıralamıştı.
Dubai merkezli Al Arabiya ise; Türkiye, iki yıllık aradan sonra
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon sondaj faaliyetlerine yeniden başladı
diyerek, en azından tarafsızlık içerisinde Türkiye’nin hakkını
teslim
etmişti. Reuters ise bu gelişmeyi, sanki kendilerine sorup ona göre
hareket etmek zorundaymışız gibi, adeta Yunanistan’a güvence
verircesine “Türkiye’nin yeni sondaj gemisi, Akdeniz’deki
tartışmalı suların dışında görev yapacak” başlığı altında dünyaya
duyurmuştu.
Reuters’in kendinden menkul, emperyalist Batı Bloku adına rota
belirleme tavrına rağmen Yunanistan ise; “Uyanık olmalıyız… Durumu
dikkatle izliyoruz.. Kendi egemenlik haklarımızı tam olarak
savunmak için her zaman yapmamız gerekeni yaptık…” şeklindeki
açıklamalarıyla şımarıklığını bir kere daha ortaya koyma cesaretini
göstermişti.
Sevgili dostlar; dünya basınına yansıyan bu açıklamalar, söz
sahibinin hangi bloka, hatta hangi medeniyete mensup olduğunu her
ne kadar gizlemeye çalışsa da asıl maksat ve beklentisinin ne
olduğunu, bu doğrultuda nerede durduğunu kimin yanında yer aldığını
açıkça ortaya koyuyor.
Elbetteki biz, ne Alman DW’den, ne de Reuters Haber Ajansı’ndan
bizim haklılığımızı teslim etmelerini, “Türkiye kendine ait, egemen
olduğu alanlar içerisinde inceleme ve sondaj çalışmaları yapıyor”
demelerini beklemiyoruz. Ama onların, “dostlarımız” dedikleri bizim
içimizdeki yerli işbirlikçilerinden en azından tarafsızlık olgusu
içinde, hiç olmazsa Dubai merkezli Al Arabia kadar, Türkiye’nin
haklılığını teslim etmelerini beklerdik. Ne yazık ki Abdülhamit Han
Sondaj Gemisi, sanki onların ata-baba dostlarının egemenlik
alanında inceleme ve sondaj yapmak üzere yola çıkmışcasına
üzüldüler, mahzun oldular. İşte bizi üzen, bu devletin vatandaşı,
bu milletin mensubu olup da, bizimle beraber gülmeyen, bizimle
beraber ağlayamayan böyle bir güruhun varlığıdır.
AMA ONLAR DAHA ÇOK ÜZÜLECEKLER!
Geçenlerde, Anadolu medyası tarafından gerçekleştirilen “Anadolu
Soruyor” programında, bizzat canlı yayında, M. Savunma Bakanı sayın
Akar açıkladı; şu anda savunma sanayiinde tasarlayıp yaptığımız
proje sayısı 750’yi aşmış durumda. Daha önce bu rakam 66 iken
savunma sanayiindeki vaki gelişmeler ve ciddi takipler sonucu bu
gün 750’yi aşmış bulunuyor. Sayın Bakan’ın açıklamasına göre bu yıl
Savunma Sanayiinde gerçekleşen ihracatın 3 milyar dolar’a
yaklaştığı, 2023 yılı hedefinin ise 5 milyar dolar’a erişeceği
şeklindeydi.
İşte onlardan bir kaçı; karada görev üstlenecek olan Altay’lar,
Kirpi’ler, Cobra II’ler, Ejder Yalçın’lar, nehir ve akarsuları
güvenle aşacak olan Ejder’ler, denizlerdeki hakimiyetimizi
pekiştirecek olan MİLGEM’in ürettiği Amfibi Gemisi, Amfibi Hücum
Gemisi, Denizaltı Kurtarma gemisi, Karakol Botu, Havada; Hürkuş,
Atak, Anka, Bayraktar SİHA, Akıncı TİHA ve bilhassa 2022 içerisinde
yapılması hedeflenen Bayraktar Dikey iniş kalkışlı insansız hava
aracı sisteminin yani ( DİHA)’ların varlığı dosta gurur, ama
düşmana da korku salacak nitelikteydi. Fakat şunu da hemen ifade
edelim ki; milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne,
devletimizinbekasına saygı duyan herkes bizim dostumuzdur. Hatta
bizim ulaştığımız bu sonuç dostlarımız için de
bir güvence ve teminattır. Bizim birliğimizi, beraberliğimizi,
bütünlüğümüzü hazmedemeyen, bekamıza göz diken namert hainler
korksunlar… Herkes şunu gayet iyi bilsin ki, bizim bir tek gayemiz
vardı… O’da vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği ve
devletimizin bekasıdır.
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.