Abdülhamit Gül'den bomba Başkanlık iddiası
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül İnternethaber'e konuştu. Gül, muhalefeti topa tutarken başkanlık sistemiyle istikrarın kalıcı olacağını söyledi.
HATİCE KÜBRA
KOCAOĞLU
TWİT-ÜL
HAVADİS
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep
Milletvekili Adayı Abdülhamit Gül'le
muhalefet partilerinin vaadlerini, HDP-baraj sorunu ve çözüm
sürecini, koalisyon iddialarını, gündeme bir anda düşen Hidayet
Karaca ve 63 polis için çıkan tahliye kararını
konuştuk.
"Türkiye'de koalisyon devri bitmiştir" diyen
Abdülhamit Gül, muhalefet partilerinin hiçbir vizyonu olmadığını
söyledi. "Tek dertleri AK Parti'nin gitmesi" diyen
Gül, seçim sonuçları için de iddialı konuştu: "Türkiye,
başkanlık sistemiyle de inşallah bu istikrar halini kalıcı hale
getirecek. Yüzyıllarca Türkiye'de uygulanacak bir sisteme
gideceğiz".
AK PARTİ'NİN
GAZİANTEP'TE HEDEFİ: 12'DE 12
Seçime az bir zaman kaldı. Nasıl
gidiyor seçim çalışmalarınız?
AK Parti kurumsal geleneklerini oturtmuş bir parti. Sadece
seçimden seçime çalışan bir parti değil. Antep'te sadece 217 bin
756 üyemiz var. Bunların hepsi 10 Ağustos'tan sonra 11 Ağustos'ta
bu seçim çin çalışmaya başladılar. Bizim en büyük gücümüz teşkilat
gücümüz. Hepsi 7 Haziran seçimleri için canla başla çalışıyorlar.
Antep'te de öyle. Kadın kollarımız, gençlik kollarımız, büyük bir
seferberlik halinde durmaksızın çalışıyoruz.
AK Parti bu seçim Gaziantep'ten kaç
vekil çıkarır?
Gaziantep'te 12'de 12 diye bir hedefimiz var. Sürekli Türkiye
ortalamasının üzerinde bir oy aldığımız il Gaziantep. 15 buçuk
milyar dolar hükümetimizin yaptığı yatırımlar, destekler var. Yerel
yönetimizlerimiz çalışkan. Hem yerel yönetimlerde hem de merkezi
hükümette yaptığımız çalışmaları da milletimiz takdir ediyor. O
yüzden hedefimiz 12'de 12.
MUHALEFET ESKİ TÜRKİYE'Yİ
ÖZLÜYOR
CHP ve HDP seçim beyannamelerini açıkladı. Nasıl buldunuz seçim beyannamelerini?
CHP ve HDP'ye bakıldığında aslında isimlerini yazmazsanız
hangisinin CHP hangisinin HDP olduğunu çok farkedemezsiniz.
Başkanlık sistemine, Yeni Türkiye'ye, yeni anayasaya karşı, eski
Türkiye'yi, vesayet dönemlerini, statükoyu özleyen bir haldeler.
Vaadler itibariyle bakıldığında uçuk, anlamsız, gereksiz ya da
zaten AK Parti'nin gerçekleştirdiği vaadler. Felsefesine
bakıldığında da ikisinde de eski Türkiye'yi özleyen bir yapı
var.
MİLLET CHP'NİN VAADLERİNE GÜLÜP
GEÇİYOR
CHP'nin vaadlerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
CHP, eski, tek parti dönemi CHP'sini vaad ediyor. CHP'nin Türkiye vaadi içerisinde, milletimizin aklına hemen o kapatılan Kur'an kursları, ahır haline getirilmiş camiler, ecdad yadigarı vakıfların peşkeş çekildiği bir Türkiye geliyor. İçe kapanık ve dış politikada da Türkiye'nin tanınmadığı, bilinmediği bir dönemi arzuluyorlar. Türkiye bugün AK Parti iktidarında reformcu bir Türkiye.
Emeklilerle ilgili tek çatı, sosyal güvenlik, intibak, normlar... Bunları 2007'de sosyal güvenlik reformlarıyla zaten AK Parti gerçekleştirdi. Birçok vaadleri gerçekleştirilen vaadler, diğerleri de yere basan vaadler değil. Buna milletimiz gülüp geçiyor, yapabilecek bir vizyonu da yok.
CHP klasik parlamenter sistemi koruyucu bir Türkiye vaad ediyor. Milletimiz CHP'ye soracaktır: Parlamentonun kapısına kilit vurulurken, tatil edilirken, milletin temsilcisi milletvekilleri 28 Şubat'larda, 27 Mayıs'larda darbeye maruz kalırken alkışlayan CHP değil miydi? Siz parlamentonun hukukunu onurunu korumayacaksınız sonra parlamenter demokrasiden bahsedip, "parlamenter rejimi yedirmeyiz" diyeceksiniz. Milletin iradesini, milletin seçtiği milletvekillerini, başbakanı idama götürürken darbecilerin yanında yer alıyorsunuz, sonra da demokrasiyi, parlamenter sistemi korumaktan bahsediyorsunuz. Buna ancak CHP'nin içerisindeki yönetim kadrosu inanır, tabanı bile inanmayacaktır.
Yine eğitim sistemi 1+8+4 ü vaad ediyor. Bu ne demek? 28 Şubat'ın yaptığı kesintisiz eğitime dönüş demek. Yani "imam hatipleri kapatıyorum" diyor. "Seçmeli dersleri rehber öğretmenler ve öğrenciler seçecek" diyor. Bunun anlamı da siyer derslerinin, hadis derslerinin bu anlamda veliler tarafından seçilmesinin engellenmesi. Yani Kuran öğretimini yasaklayacak, imam hatipleri kaldıracak bir vizyon. Bu vizyon 1940'larda olabilirdi ama 2015 Türkiyesi'ne yakışan birşey değil. Dolayısıyla CHP yeni bir şey söylememiş hep eskiyi vaad ediyor.
Peki bu anlamda CHP'de Mehmet Bekaroğlu'nun etkisi olmadı mı?
CHP'nin ontolojik olarak varlığı, statükodur, darbecilerin
yanında yer almaktır, milletin inançlarına değerlerine karşı
durmaktır. Son zamanlarda da AK Parti karşıtlığı üzerinden ayakta
kalmaya çalışıyor. Dolayısıyla burada bir CHP üst aklı vardır. Bu
üst akıl egemen ve onlar dizayn ediyor.
EKONOMİK VAADLERİ ÇOK
UÇUK
Bazı vaadleri uçuk dediniz. CHP'nin en uçuk vaadi hangisiydi sizce?
Ekonomik vaadleri, asgari ücretin 1500 TL
olması. Türkiye bütçesine reel olarak bakıldığında;
bir kriz olursa IMF'nin önünde dilenmek istiyorsanız, yine borç
alır hale gelecekse, yeni bir vergi, yeni bir zam istiyorsa Türkiye
bu vaadlere inanır. CHP'nin çizdiği tabloyla krize uğrayan,
koalisyon dönemlerindeki Türkiye'nin fotoğrafı çıkar karşımıza.
DEMİRTAŞ'IN MAKYAJI
DÖKÜLDÜ
HDP'nin beyannamesi için ne düşünüyorsunuz?
Bir ruh ikizi gibi davranıyorlar. Zaten CHP Doğu'ya giremiyor. HDP'nin de statükocu, Türkiye'nin ileri demokrasi anlamında ulaşmak istediği hedefleri ıskalayan bir programı var. Bakıldığında bir etnik, mezhep merkezli Türkiye vaad ettiğini görüyoruz. Demirtaş'ı son zamanlarda Türkiyelilik üzerine makyajlamak istediler. Ama Ağrı'da o makyaj döküldü. Doğu'da şahin Batı'da güvercin olunmaz. Türkiye partisi olacaksanız İzmir'de de, Van'da da, Edirne'de de aynı şeyi söyleyeceksiniz.
"Diyanet İşleri Başkanı'nın aracını alıp cemevine vereceğim" diyor. HDP'nin Türkiyesi bu olabilir ama AK Parti'nin Türkiyesi cemevine de Diyanet İşleri'ne de araç alacak güçte bir Türkiye.
CHP ülkeyi 30'lara 40'lara götürmek isterken, HDP de 90'lara
götürmek istiyor. Kürt kardeşim bakıyor, kendi şehrinde 90'lı
yıllarda faili meçhuller vardı. Şimdi Türkiye'de faili meçhuller
kalmadı. Türkiye artık Demirtaş'ın gençlik yıllarındaki Türkiye
değil. Türkiye artık Kürtler'in varlığını kabul eden bir siyaset
tarzıyla tanıştı. Olağanüstü hali kaldıran AK Parti'dir. Türkiye'de
Kürtlerin kendi kültürel kimlikleriyle varoluşunu sağlayan, yasal
düzenmeleri yapan, kendi anadillerinde propaganda, savunma imkanı
getiren, köy isimlerini, şehir isimlerini değiştiren AK Parti'dir.
Bu nedenle hiçbir Kürt'ün HDP'nin seçim vaadlerine prim vereceğine
ihtimal vermiyorum.
AK PARTİ'NİN VARLIĞI KÜRTLER'İN VARLIĞININ
GARANTİSİ
AK Parti'nin varlığı Kürtlerin kendi varlığının da
garantisidir. HDP hangi kazanımla, mücadeleyle bunu elde etmiştir?
Silahlar üzerinde yükselerek siyaset yapılmaz. İnsan
onurunu yükselterek siyaset yapılır, bunun da ırkı mezhebi yoktur.
AK Parti, bunu yapıyor. Kürt kardeşlerimiz hepsi işinde gücünde ve
AK Parti'nin getirdiği Türkiye'den memnunlar. AK Parti'nin varlığı
onların elde ettiği hakların da garantisi. Ama biz bunu anayasayla
da taçlandırarak korumak istiyoruz. Bu nedenle CHP'nin de HDP'nin
de parti programlarının kendi tabanlarına ve Türkiye'ye yeni bir
şey söylemediğini görüyoruz.
DİNLE KAVGALI BİR HDP HALKTAN KARŞILIK
BULAMAZ
HDP barajı aşar mı sizce?
Türk siyaseti bu anlamda demokratik, şeffaf, katılımcı bir
demokrasi. Sonuçlara da herkesin razı olacağı bir sistem. Oradan
çıkan sonuca herkesin saygılı olması lazım, biz de saygılıyız.
İster barajı aşsın, ister aşmasın, bu milletimizin vereceği oyla
gerçekleşecek. Nice merkez sağdaki partiler yüzde
15'ler beklerken 9'un biraz üzerinde oy alarak baraj altı kaldı.
Biz o iradeye saygılıyız ama netice itibariyle son zamanlarda
bakıldığında HDP'yi bir şirin gösterme projesi uygulanmaya
çalışılıyor. Fakat siyasi çalışmalarda bu projeler,
mühendislikler sökmüyor. Milletin kendi projesi yol haritası var. O
yüzden HDP siyasetinin millete, başta Kürtler'e bir fayda
getirmeyeceğine inanıyorum. Yani "din dersini
kaldıracağız" diyen bir HDP Genel Başkanı'nın söylemini
Kürtler'in kabul edeceklerine ihtimal vermiyorum. Tarihi ve
kültürel olarak bakıldığında çok dindar bir millettir
Kürtler. Dinle kavgalı olan bir HDP'nin, dinle ve milletin
değerleriyle kavgalı olan CHP'nin bu coğrafyalarda bu topraklarda
karşılık bulmasının imkanı yok.
AK PARTİ NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA ÇÖZÜM SÜRECİ O
KADAR GÜÇLÜ OLUR
"HDP barajı aşamazsa çözüm süreci tamamen bitecek" şeklinde kaygılar var. Bu kaygılara ne diyorsunuz?
Çözüm sürecini yapan, uygulayan, hayata geçiren AK Parti'dir. Yani 30-40 milletvekiliyle Türkiye'nin yaklaşık 40 yıllık bir terör sorunu çözülemez. Bu çözüm sürecini ortaya koyan AK Parti'nin kararlı, siyasi duruşudur. Buna gerçekten inanarak bin yıldır beraber yaşamış halklar, vatandaşlar niye ayrışsınlar? AK Parti ne kadar güçlü olursa, çözüm süreci de o kadar güçlü olur.
AK Parti karşıtlığında birleşen partiler ne yapacak? Tek başına
hiçbirisi gelemiyor zaten. Diyelim ki koalisyon kurdular. Bu
koalisyon görüntüsünü zaten hiçbir Türkiye vatandaşı istemez.
HDP, MHP, CHP'linin bakan olduğu bir yerde çözüm süreci
yönünde bir karar çıkabilir mi? Asla çıkmaz. Bu nedenle
çözüm sürecine verilen destekle bu anlamda AK Parti'ye verilen
destek de artacaktır. Ben buna inanıyorum. Şantajların, şikelerin
siyasette sökmeyeceğine inanıyorum. Kimse silahların gölgesine
sığınarak siyaset inşa etmesin. Bunların hepsi siyasi iktidarın
kararlı duruşuyla elde edilmiştir. AK Parti 7 Haziran'dan
sonra alacağı destekle, bu süreci daha da güçlendirerek devam
ettirecek.
YÜZYILLARCA UYGULANACAK BİR SİSTEME
GİDECEĞİZ
-Son dönemde sık sık koalisyonla ilgili senaryolar, söylemler duymaya başladık. Bu seçimden bir koalisyon çıkar mı?
Aç tavuk kendini buğday tarlasında sanarmış ya. 30 Mart
seçimlerinde de yüzde 30 oy alıyor AK Parti demişlerdi ve zil takıp
oynuyorlardı. Ama 30 Mart akşamı dut yemiş bülbüle
döndüler. Millet AK Parti'nin yanında durdu. 10 Ağustos'ta
"2. tura kalıyor, seçilemiyor" dediler. Çatı
kurdular, koalisyon kurdular. Şimdi yine paralel yapısıyla,
ekonomik belli güç merkezleriyle, İstanbul'daki belli baronlarla,
küresel bazı Türkiye düşmanları, merkez medya ittifakıyla bir oyun
kurmaya çalışıyorlar. Ama bu oyun asla başarıya ulaşamayacak.
Türkiye istikrarlı bir AK Parti'yle tanıştıktan sonra koalisyon
dönemlerini elinin tersiyle itti.
Biz bunu sokakta da görüyoruz. Vatandaş asla o günlere dönmek
istemiyor. Koalisyon devri Türkiye'de bitmiştir. Türkiye,
başkanlık sistemiyle de inşallah bu istikrar halini kalıcı hale
getirecek. Yüzyıllarca Türkiye'de uygulanacak bir sisteme
gideceğiz. Millet anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla AK
Parti'yi seçecek. Ne CHP ne MHP nede HDP'nin bu ülke için bir
projesi, vizyonu yok. Tek dertleri "AK Parti gitsin de ülke
batarsa batsın"dır. Milletimiz buna izin
vermiyecektir. Yine sandıkta milletten tokadı yiyecekler.
AK Parti için oy tahmininiz nedir?
% 51 üzeri bir oy bekliyoruz. Tek başına
iktidar olmak gibi bir derdimiz yok, bizim tek derdimiz 367
çoğunluğun üzerine çıkıp, yeni anayasayı gerçekleştirmek. Türkiye
bunu hakediyor. Bunu yapabilecek tek parti de AK Parti.
TAHLİYE KARARI HUKUK
GASPIDIR
-Hidayet Karaca ve 63 polis için
tahliye kararının çıkması çok tartışıldı. Ardından bu karar
uygulanmadı ve kararı veren hakimlere soruşturma açıldı. Yaşanan bu
tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Parelel devlet ve parelel yargıyı demokratik bir devlet
asla kabul edemez. Yetki gasbında bulunan hakimler
hukukun değil ideolojilerinin dediğini yapmış ve görevlerini
kötüye kullanmışlardır. Yani suç işlemişlerdir. Bir asliye ceza
hakimi görevinin ve yetkisinin sınırlarını aşmış, sulh ceza hakimi
yerine geçerek karar vermiştir. Bu kabul edilemez.
Bu şekilde suç işleyen hakimlerin varlığı, hukukun uygulandığı
vatandaşlar için de bir tehdit niteliği taşımaktadır.
Gerekli hukuki yaptırımın uygulanmasını
bekliyoruz. Yargının siyasallaşmasına ilişkin bu çarpıcı örnek
yeni Anayasa'daki yargı reformunun aciliyetini
göstermiştir.
TÜRKİYE'YE ÖZGÜ EKSEN
ŞEHİRLERİ İNŞA EDECEĞİZ
Siz AK Parti'de yerel yönetimlerden
sorumlu genel başkan yardımcısısınız. Türkiye'de şehirleşme
açısından yatay mimari vurgusu son dönemde sıkça yapıldı. Yeni
dönemde bunu görebilecek miyiz?
Yerel yönetim çalışmalarımızda bir medeniyet tasavvuru ortaya
koyduk. Şehirlerin inşası insanın inşası gibidir ve bir sürece
tabidir. AK Parti 2002'de merkezi yönetimi, 2004'te de yerel
yönetimleri alırken Türkiye'de sular akmaz, akarsa içilmez, kokar,
çöpler dağ gibi olmuş patlar, insanlar can verir, bozuk yollarıyla,
çevre kirliliğiyle bir Türkiye devraldı. Ama Türkiye'de
yerel kalkınmayı başlattık, marka şehirleri kurduk. Artık İstanbul
New York'la yarışıyor, Ankara Paris'le, Gaziantep Pekin'le
yarışıyor. Bütün şehirlerimiz artık birer marka
olmuş.
Özellikle Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız'ın açıklamaları da yatay
yapılaşmayı destekleyici yönde. Şimdi daha estetik, medeniyetimizin
kültürel mimarilerine uygun yapılar yapacağız. Hem
geleneksel kadimi yakalayacağız hem de moderniteyi yakalayarak
Türkiye'ye özgü eksen şehirleri inşa edeceğiz. Bu dönemde
de bütün belediye başkanlarımızın genel vizyonu bu
çerçevededir.