Abdulhamit Gül'den baro başkanlarının yürüyüşüne ilk yorum
Abone olAdalet Bakanı Abdulhamit Gül, bazı baro başkanlarının başlattığı yürüyüşe ilişkin, "Savunma mesleğini geriye götürecek bir çalışmaya asla destek vermeyiz. Arkadaşlarımız, savunmayı daha güçlendiren, avukatların haklarını daha koruyan ve mesleki örgütlenmeyi daha da güçlendiren bir yapı üzerine çalışma yapıyorlar." dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Kanal 24'te katıldığı canlı
yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları
yanıtladı.
"Baroların yapısıyla ilgili gerçekleştirilmesi planlanan idari değişiklikler ve bazı baro başkanlarının yaptığı yürüyüşün" sorulduğu Gül, barolarla her zaman "açık kapı diyaloğu" yürüttüklerini, baro başkanlarını dinlediklerini söyledi.
Buradaki temel yaklaşımlarının, baroların daha çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşması olduğunu dile getiren Gül, savunmanın, yargının temel unsuru olduğunun altını çizdi.
Gül, avukatlık mesleğini daha ileri götürecek, mesleğin kazanımlarını daha da artıracak bir çalışma yapmak istediklerini vurgulayarak, "Savunma mesleğini geriye götürecek bir çalışmaya asla destek vermeyiz. Arkadaşlarımız, savunmayı daha güçlendiren, avukatların haklarını daha koruyan ve mesleki örgütlenmeyi daha da güçlendiren bir yapı üzerine çalışma yapıyorlar." dedi.
Şu anda AK Parti'nin kamuoyuna açıkladığı bir taslağın
olmadığını belirten Gül, tüm görüşleri dinlediklerini,
gruplarının, tüm bu önerilere bakarak bir taslak ortaya
çıkaracağını kaydetti.
"Diyalog kapıları açık''
Bakan Gül, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve
baro başkanlarıyla her zaman irtibat halinde olduklarını aktararak,
"Diyalog kapıları açık. Bizim için avukat, hakim, savcı, vatandaş
olsun temel payda hukukun üstünlüğü. Hukukun üstünlüğüne dair her
türlü görüş, öneri bizim için değerlidir." diye konuştu.
"Ortaya çıkan hangi şeye karşısınız?''
Yürüyüş yapan baro başkanlarına "Ortaya çıkan hangi şeye
karşısınız? Teklif yok, hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz? Ortada
henüz bizim bile daha vakıf olduğumuz bir teklif yok." diye
seslenen Gül, teklif ortaya çıktıktan sonra herkesin eleştiri
ve öneri yapabileceğine işaret etti.
"Ayasofya'nın ibadete açılması gerekli"
"Ayasofya'nın ibadete açılıp açılmayacağı Danıştay'da görüşülecek.
Ayasofya ibadete açılmalı mı?" sorusu üzerine Bakan Gül,
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, Fatih Sultan Mehmet'in
vakfettiği amaca uygun bir şekilde Ayasofya'nın ibadete açılmasının
gerekliliğine inandıklarını dile getirdi.
Gül, "Danıştay'da olumsuz bir karar çıkarsa yine de ibadete açılabilir mi hukuken?" sorusuna, "Ne olursa olsun idare bu konuyla ilgili bir tasarrufu yapacaktır ancak Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuka saygı gereğince bu hususlarla alakalı süreç değerlendirilip ona göre adım atılacaktır." yanıtını verdi.
"Seçim sisteminin değişmesi gerektiğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine ise Bakan Gül, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında millete, demokrasiye yarıyacak şekilde seçim mevzuatının ele alınmasının bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
"Sizce dar bölge mi, daraltılmış bölge seçim sistemi mi olmalı?" sorusunu Gül, "Milletin dediği olduktan sonra, milletin iradesi yansıdıktan sonra bu sistemlerin hepsi, en sağlıklı olanı neyse biz ona kabulüz." şeklinde yanıtladı.
FETÖ davaları
Gül, "FETÖ ile mücadelenin" sorulması üzerine, mücadelenin
kararlılıkla sürdüğünü, kripto yapıların ortaya çıkarılmaya devam
ettiğini, sonuna kadar teyakkuzda olmaya devam edeceklerini ifade
etti.
Adalet Bakanı Gül, FETÖ darbe girişimi davalarında "kayırmaların" olduğu iddialarına ilişkin soru üzerine, Türk yargısının ilk defa bir darbeyi yargıladığını, darbe içtihadını oluşturduğunu belirtti.
Yargılanan kişilerin terör örgütü üyesi olmaları nedeniyle Türk yargısından rahatsız olduklarına dikkati çeken Gül, "FETÖ ile mücadele eden yargının leke alması en başta FETÖ'yü memnun eder. Bu konuda hem savcılıklar hem Hakimler Savcılar Kurulu büyük bir titizlikle çalışmakta. Kimsenin Türk yargısına, süte leke düşürmeye hakkı yok. Bir kişi bile bu anlamda bir yanlış yapıyorsa, bir belge, bilgi varsa bunun üstü asla örtülemez, bunun gereği yapılır." şeklinde konuştu.
Koronavirüs tedbirleri
Cezaevlerindeki koronavirüs tedbirlerine ilişkin soruyu da
yanıtlayan Gül, salgının başından itibaren çok önemli
tedbirler aldıklarını, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile yakın
çalıştıklarını anımsattı. İnfaz koruma memurlarının bu konuda büyük
fedakarlık gösterdiklerini söyleyen Gül, "Cezaevindeki hükümlü
ve tutuklu devlete emanet. Onlara dışarıdan bir virüsün bulaşmaması
için her türlü tedbiri aldık." dedi.
Kurban Bayramı'nda açık görüş olacak mı?
Cezaevlerinde Kurban Bayramı'nda açık görüş olup olmayacağı sorusu
üzerine Gül, "Hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla yüz yüze
görüşmelerini elbette istiyoruz ama Sağlık Bakanlığı ve Bilim
Kurulu ile süreci değerlendirerek adımlar atacağız." ifadelerini
kullandı.
CHP'nin AYM'ye başvurusu
Bakan Gül, CHP'nin infaz yasasına ilişkin Anayasa Mahkemesine
(AYM) başvurmasına ilişkin, "CHP'nin Anayasa Mahkemesi önünde
soluğu alması şaşırtıcı değil. İnfazla ilgili bir düzenleme var, af
düzenlemesi değil. İnfazın sürelerine ilişkin yapılan bir
düzenleme. İlk de değildir. Bu konuda AYM'nin yaklaşımları ortada.
Bir af olmadığına ilişkin yaklaşımı ve o yöndeki içtihadları kanun
teklifinde tam okumadan AYM'ye gittiklerini görüyoruz."
değerlendirmesinde bulundu.
"Kadına şiddet konusunda cezalar az mı?"
Gül, "Kadına şiddet konusunda cezalar az mı?" sorusu üzerine,
şunları kaydetti: "Yargı işin sonuç kısmı. Esas mesele kişinin
şiddete maruz kalmaması. Önleyici tedbirler çok değerli. Toplum
olarak her kesimin bu konunun yaşanmaması için atacağı adımlar var.
Her zaman yapılabilecek bir şey vardır düşüncesiyle adımlarımızı
atıyoruz. Kadın şiddete uğradıktan sonra verilecek ceza ve
yargılamalar elbette önemli ama niçin kadın şiddete maruz kalsın,
yaralansın, ölsün. Kadının fiziksel, psikolojik şiddete maruz
kalmayacağı bir ortamın, bir realitenin çıkması daha doğru ama
yargılamadaki eksiklikleri de elbette hiçbir zaman kabul edemeyiz.
Bu konuda her türlü tedbiri tüm kurumlarla beraber
alıyoruz."