ABD'nin IŞİD kararı 3. Irak savaşı mı?
Abone olABD'nin bazı Ortadoğu ülkeleriyle IŞİD'e karşı savaş kararı alması 3. Irak Savaşı anlamı na geliyor? Vatan gazetesi Hüseyin Yayman'dan çarpıcı analiz...
Türkiye ABD'nin Işid'e karşı savaş kararına imza atmadı. Bu
karar pek çok tartışmayı da beraberinde getirirken Vatan gazetesi
yazarı Hüseyin Yayman olayın farklı bir boyutunu gündeme taşıdı.
"Üçüncü Irak savaşı mı?" başlığıyla bugünkü köşesinde ABD'nin
Ortadoğu politikasına ışık tutan Yayman Yürkiye'nin kararını
yerinde bulduğunu yazdı.
İşte Yayman'ın bugünkü köşesinden çarpıcı analizler:
En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Türkiye’nin IŞİD
operasyonunda aktif bir rol üstlenmemesi doğrudur. Bu kararın
doğruluğunu da öncekiler gibi tarih gösterecektir. Nasıl ki Türkiye
Özal’a rağmen Birinci Körfez Savaşı’nın(1991) dışında kaldıysa.
Nasıl ki İkinci Körfez Savaşı’nın (2003) müdahalesine bulaşmadıysa
şimdi de IŞİD’e operasyonun dışında kalarak en doğru kararı
verdi.
1 Mart tezkeresini savunanlar dahi görüş değiştirdilerse demek
ki bugün de tarihi bir karar verilmiş. Realist olmakta fayda var.
Sykes Picot düzeni Ortadoğu’da yüzyıllık bir kaos yarattı. Tam o
düzen konsolide oluyor derken, I. Körfez müdahalesi yaşandı.
Birinci müdahale yetmedi. İkincisi yapıldı. Anlaşılan o ki ikincisi
de yetmemiş. Şimdi ise üçüncü Irak savaşına zemini
hazırlanıyor.
25 yıl önce, 25 yıl sonra Irak
trajedisi
Hepimiz biliyoruz ki bugün Irak’ta yaşananların
sorumlusu ABD’dir. Eğer bugün Iraklılar Saddam rejimini özler hale
geldilerse ABD’li stratejistlerin durup düşünmesi lazım. Irak’ta
yaşananlar ortadayken Suriye’de taş üstünde taş bırakılmaması hangi
rasyonel dış politika ürünü.
Bu trajedi daha ne kadar devam edebilir. Libya’ya anında
müdahele eden Batı koalisyonu, Irak ve Suriye’yi iç savaşa
sürükleyerek moral değerlerini yok ediyor. Yüz yıldır devam
eden ‘böl parçala yönet’ stratejisi kimseye fayda sağlamıyor.
Ortada sadece kan ve gözyaşı var.
ABD’nin Afganistan’ın SSCB işgali sonrası ürettiği ‘Hizbullah’
zaman içinde canlı bir organizma gibi metamorfoz yaşayarak IŞİD’e
dönüştü. Dün Afganistan’a müdahele için meşruiyet sağlayan yapılar
bugün Irak için kullanılıyor.
ABD’nin Ortadoğu stratejisi ne?
Herkes Türkiye’nin Ortadoğu stratejisini irdeliyor ama
galiba asıl soru egemenlerin stratejisi ne? Batı, Ortadoğu
halklarına ne vaat ediyor? Batının bölgeye ilgisinin sebebi insani
değerler mi, petrol mü? Yirmi beş yılın sonunda geldiğimiz noktada
İngiltere’nin düzenini değiştirmeye çalışan ABD’nin başarılı
olamadığıdır.
Bölgeyi iyi bilen uzmanlardan Passig’in şu yorumunu dikkatle
okumakta fayda var: ‘Birçok kişi ABD’nin 21. yüzyılda avantajlarını
korumak için kullandığı küresel stratejiyi anlamaya çalışıyor. Bu
stratejinin dünyada meydana gelen her olayın içinde bulunmak
olduğunu iddia edenler var. Bence daha önce de söylediğim gibi
dünyanın her yerinde rakip güçlerin birbirini dengelemesini ve
hiçbirinin fazla egemen olmamasını sağlayabilirse istediğini elde
edebilir.
Ortadoğu’da yapmaya çalıştığı da budur. ABD’nin tek yapmak
yapması gereken bölgesel güçler arasında düşük yoğunluklu
çatışmaların devam etmesini ve hiçbirinin kazanmamasını
sağlamaktır. Bunun için muazzam bir servet harcaması gerekecek.
Ancak buna değer çünkü sonunda ABD süper güç olacak. ’ David
Passig, 2050, Koton Kitap, 2010, s. 200
ABD’nin Pirus zaferi!
ABD, bölgede taş üstünde taş kalmasın ve halklar
kendisini kurtarıcı olarak davet etsin istiyor. Bu strateji
bağlamında zamanında olaylara müdahil olmuyor. Fakat bu yaklaşım
artık işlemiyor. ABD’nin soğuk savaş sonrası dönemde itiraf etmese
de ‘İslam’ı öteki ilan ettiği’ açık.
ABD bu stratejisinde başarılı olabilir ancak günün birinde
yeni bir kahraman gelir ve Truva’nın da intikamını alır. Hikayenin
sonunda ne mi olur? Yeni Roma muharebeyi kazansa da bu bir Pirus
zaferi olur ve çöküşü başlar.
HÜSEYİN YAYMAN YAZILARI