ABDnin insanlık dışı deneyleri
Abone olABD silahları, kimyasalları, hastalıkları insan üzerinde denemiş. İşte o deneyler
Amerika'da bilim adına yapılan insanlık dışı deneyler tüyler
ürpertiyor. İşte onlardan bazıları:
1931 - İNSANA KANSER HÜCRESİ AŞILANDI
Dr. Cornelius Rhoads , Rockefeller Tıbbi Araştırmalar
Enstitüsü'nün gözetiminde insan deneklere kanser hücreleri
aşıladı. Daha sonra Maryland, Utah ve Panama'da ABD Ordusu
Biyolojik Silah tesislerini kurdu ve ABD Atom Enerjisi Komisyonu'na
tayin edildi. Buradaki görevi sırasında Amerikan askerlerine ve
hastanelerde yatan sivil hastalara radyoaktif madde verilmesini
içeren bir dizi deneye başladı.
1932 - 200 SİYAH KOBAY OLARAK KULLANILDI
Tuskegee Frengi Araştırmaları başladı. Frengi teşhisi konulmuş
ancak hastalıkları kendilerine bildirilmemiş 200 siyah erkek tedavi
edilmek yerine hastalığın seyrini ve belirtilerini izlemek amacıyla
kobay olarak kullanıldı. Sonuçta hepsi frengiden ölen bu insanların
ailelerine onların aslında tedavi edilebilecekleri asla
söylenmedi.
1935- PELAGRA OLAYI
Milyonlarca insan 20 yıl içinde Pelagra'dan (vitaminsizlikten
kaynaklanan bir hastalık) öldükten sonra ABD Kamu Sağlığı
Hizmetleri Ajansı nihayet hastalığın kökenine inmek için harekete
geçti. Ajansın müdürü en az 20 yıldır Pelagra'nın niasin
eksikliğinden kaynaklandığını bildiklerini, ancak ölümlerin büyük
kısmı yoksul siyah halk arasında gerçekleştiğinden harekete
geçmediklerini itiraf etti.
1940 - TUTUKLULARA SITMA MİKROBU
Chicago'daki 400 tutukluya yeni ve deneysel ilaçların etkilerinin
araştırılması amacıyla sıtma mikrobu enjekte edildi. Daha sonra
Nürmberg'de yargılanan Nazi doktorlar, Soykırım sırasında kendi
yaptıklarını savunmak için bu Amerikan araştırmasını örnek
gösterdiler.
1944 - GAZ MASKELERİ İNSAN ÜSTÜNDE DENENDİ
1944 Amerikan Donanması gaz maskelerini ve koruyucu kıyafetleri
denemek için insan kobaylar kullandı. Gaz odasına kapatılan bu
denekler hardal gazı ve levisit'e maruz bırakıldı.
1945 - EN ZEHİRLİ KİMYASAL GİZLENDİ
Ataç Projesi başlatıldı. Nazi bilim adamlarını işe alan ABD
Dışişleri Bakanlığı, Ordu İstihbarat ve CIA, onlara ABD'de çok
gizli hükümet projelerinde çalışmaları karşılığında dokunulmazlık
ve yeni kimlikler verdi. ''Program F'' , ABD Atom Enerjisi
Komisyonu tarafından başlatıldı. Bu program, atom bombası
üretimindeki en önemli kimyasal maddelerden biri olan 'florid' in
insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran en geniş kapsamlı
çalışmaydı. Araştırma sırasında floridin insanoğlunun
bildiği en zehirli kimyasallardan biri olduğu ve merkezi sinir
sistemi üzerinde büyük hasara yol açtığı anlaşıldı; ancak elde
edilen bilgilerin büyük bölümü atom bombalarının yapımının
engelleneceği korkusuyla ulusal güvenlik adına gizli tutuldu.
1946 - HASTALAR KOBAY OLDU
Savaş gazilerine hizmet veren hastanelerdeki hastalar, tıbbi
deneylerde kobay olarak kullanıldı. Kuşkuları ortadan kaldırmak
için ne zaman böyle bir hastanede gerçekleştirilen bir çalışmayla
ilgili rapor hazırlansa, ''deney'' sözcüğü yerine ''araştırma'' ya
da ''inceleme'' sözcüklerinin kullanılması emredildi.
1947 - LCD DENEYİ
1947 ABD Atom Enerjisi Komisyonu, insan deneklere damardan
radyoaktif maddelerin verileceği deneylere başlayacağını bildiren
gizli bir belge yayımladı. CIA, Amerikan istihbaratı tarafından
silah (zihin kontrol, beyin yıkama aracı) olarak kullanılabilmesi
için LSD araştırmalarına başladı. Hem sivil hem asker denekler
haber verilerek ya da verilmeyerek bu deneylerde kullanıldı.
1950 - KENDİ ŞEHİRLERİNE BAKTERİ
PÜSKÜRTTÜLER
Savunma Bakanlığı, nükleer silahların çöllerde denenmesi ve
bombanın etki alanı içinde kalan insanların sağlık problemlerinin
ve ölüm oranlarının gözlenmesi için planlar yapmaya başladı.
Amerikan kentlerinin bir biyolojik saldırı durumunda ne ölçüde
zarar göreceğini belirlemek için ABD donanmasına bağlı gemiler San
Francisco kentine bakteriden oluşan bir bulut püskürttü. Çok sayıda
insan zatürree benzeri belirtiler göstererek hastalandı.
1951 - AÇIK HAVA DENEYLERİ
Savunma Bakanlığı hastalığa neden olan bakteri ve virüslerin
kullanıldığı açık hava deneyleri başlattı. 1969 yılına kadar süren
bu deneylerde geniş kitlelerin bu bakterilere maruz kaldığından
kuşkulanılıyor.
1953 - ONBİNLERCE KİŞİYE MİKROP
BULAŞTIRILDI
ABD ordusu, kimyasal maddeleri dağıtmak konusunda ne kadar etkin
olduklarını belirlemek amacıyla Fort Wayne, Minneapolis, Winnipeg,
St Louis ve Leesburg, Virginia'da çinko kadmiyum sülfür gazıyla
yüklü bulutlar saldı. Ordu, Donanma ve CIA'nın ortaklaşa
gerçekleştirdiği deneylerde New York ve San Francisco'da yaşayan on
binlerce kişi solunum yoluyla bulaşan mikroplara maruz bırakıldı.
CIA, MKULTRA projesini başlattı. Resmi olarak 11 yıl süren bu
araştırma programı, zihin kontrolünde kullanılabilecek ilaçların ve
biyolojik silahların üretimi ve denenmesi için tasarlanmıştı.
1956 - SITMA MİKROBU TAŞIYAN SİVRİSİNEKLER
Amerikan ordusu, sıtma mikrobu taşıyan sivrisinekleri Georgia'nın
Savannah ve Florida'nın Avon Park bölgelerine bıraktı. Her deneyin
ardından kendilerini kamu sağlığı görevlileri olarak tanıtan ordu
ajanları mikrobun kurbanlar üzerindeki etkilerini
inceledi.
1965 - TUTUKLULARA PORTAKAL GAZI
Philadelphia'daki Holmesburg Eyalet Cezaevi'ndeki tutuklulara,
ABD'nin Vietnam Savaşı'nda bitki örtüsünü ve ormanları yok etmekte
kullandığı yüksek oranda zehire sahip Portakal Gazı'nın kimyasal
bileşeni olan dioksin verildi. Tutukluların daha sonra kanser
taramasından geçirilmeleri, Portakal Gazı'nın başından beri
kanserojen bir madde olduğundan kuşkulanıldığını gösterdi.
1966 - METROYA MİKROP SALINDI
CIA, yine MKULTRA'nın devamı olan Proje MKOFTEN'ı başlattı. Bu,
belli kimyasalların insanlar ve hayvanlar üzerindeki zehirleyici
etkilerini araştıran bir projeydi. ABD ordusu tarafından New York
kenti metrosuna Bacillus subtilis mikrobu verildi. Ordu bilim
adamlarının bakteriyle dolu ampulleri havalandırma ızgaralarına
atmaları sonucu bir milyonun üzerinde insan bu zehirli havayı
soludu.
1969 - TEDAVİ EDİLEMEYEN HASTALIK BULMAK
İÇİN
Savunma Bakanlığı'ndan Dr. Robert MacMahon , 5-10 yıl içerisinde,
''insanın bağışıklık sistemine saldıran ve hiçbir ilaçla tedavi
edilemeyen sentetik bir virüs geliştirmek için'' Amerikan
Kongresi'nden 10 milyon dolar ödenek talep etti. Ödeneğin
sağlanmasının ardından CIA gözlemi altında yürütülen proje, ordunun
çok gizli biyolojik silah tesisi olarak bilinen Fort Detrick'teki
Gizli Operasyonlar Bölümü'nde başlatıldı. Burada, AIDS
benzeri virüsleri ayrıştırmak için moleküler biyoloji teknikleri
kullanıldığı yolunda spekülasyonlar giderek arttı. ABD,
DNA'larındaki genetik değişiklikler ve varyasyonlar nedeniyle
hassas olan belli etnik grupları hedef almak ve yok etmek amacıyla
tasarlanmış ''etnik silahları'' geliştirme çalışmalarını
yoğunlaştırdı
1975 - VİRÜS KANSER PROGRAMI
Fort Detrick'deki Biyolojik Silah Merkezi'nin virüs bölümüne
Fredrick Kanser Araştırma Tesisleri adı verilerek Ulusal Kanser
Enstitüsü'nün (NCI) denetimine verildi. ABD Donanması'nın burada
kansere neden olan virüsleri geliştirmek amacıyla özel bir virüs
kanser programı başlattığı tahmin ediliyor. Bilim adamları burada,
aynı zamanda, hiçbir bağışıklığın bulunmadığı bir virüs
ayrıştırdılar. Bu virüse sonradan HTLV (İnsan T- hücresi Lösemi
Virüsü) adı verildi.
1977 - 239 YERLEŞİM YERİ ZEHİRLENDİ
Senato'da yapılan oturumlarda 239 yerleşim bölgesinin 1949-1969
yılları arasında biyolojik maddelerle zehirlendiği doğrulandı. San
Francisco, başkent Washington, Key West, Panama Kenti, Minneapolis
ve St. Louis bu bölgelerden sadece birkaçı.
1978 HEPATİT B AŞILADILAR
Salgın Önleme Merkezi (CDC) tarafından gerçekleştirilen deneysel
Hepatit B aşılama çalışmaları New York, Los Angeles ve San
Francisco kentlerinde başladı. Araştırma denekleri bulmak için
verilen ilanlarda özellikle çok eşli eşcinsel erkekler arandığı
vurgulandı.
1981 - VE AIDS NİHAYET OLUŞTURULDU
İlk AIDS vakalarının New York, Los Angeles ve San Francisco'daki
eşcinsel erkekler arasından çıktığı doğrulandı. Bu vakaların ortaya
çıkması AIDS'in Hepatit B aşısı yoluyla bulaştığı yönünde
spekülasyonların da yayılmasına neden oldu. Ulusal Bilimler
Akademisi Tutanakları'na göre HIV ve VISNA virüsleri, HTLV ile
neredeyse aynıydı (ufak bir kısım hariç yüksek oranda benzerlik
taşıyordu). Bu bilgi, HTLV ve VISNA virüslerinin, doğada hiçbir
bağışıklığı bulunmayan yeni bir virüs ayrıştırmak amacıyla
birleştirilmiş olabileceği spekülasyonlarını doğurdu.
1994 - ASKERLER KOBAYMIŞ
Houston'daki MD Anderson Kanser Merkezi'nden Dr. Garth Nicholson,
''gen izleme'' adı verilen bir teknikle, Çöl Fırtınası
Operasyonu'ndan dönen askerlerin birçoğunda, biyolojik silah
yapımında kullanılan bir mikrop olan mycoplasma incognitus'un
değiştirilmiş bir cinsini keşfetti. Moleküler yapısının yüzde
40'ına HIV protein tabakası katılmış olması mikrobun insan yapımı
olduğunu göstermektedir. Senatör John D. Rockefeller , Savunma
Bakanlığı'nın en az 50 yıldır yüz binlerce askeri personeli
deneylerde kobay olarak kullandığını ve bilinçli olarak tehlikeli
maddelere maruz bıraktığını açıklayan bir rapor yayımladı. Bu
maddelerin arasında, hardal gazı, sinir gazı, radyasyon ve Körfez
Şavaşı sırasında kullanılan kimyasallar bulunuyor.
1996 - KABUL EDİLDİ
Savunma Bakanlığı, Çöl Fırtınası'na katılan askerlerin kimyasal
maddelere maruz kaldığını kabul etti.