ABD'nin Erdoğan kehaneti mi tuttu!
Abone olAK Parti ve Erdoğan hakkında 2009 yılında yazılan rapor akıllara o kehanetin mi tuttuğu sorusunu getirdi.
BANU İRİÇ
İNTERNETHABER.COM (ÖZEL
İÇERİK)- Taksim Gezi Parkı olaylarının
kontrolden çıkması ve şiddet eylemlerine dönüşmesine başlamasıyla
beraber tüm dünyanın gözü Türkiye'ye çevrildi.
Dünya medyasında Taksim'deki olaylar canlı
yayınlanırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında birbirinden
asılsız iddialar ortaya atılmaya başlandı.
Gezi olaylarıyla Türkiye'nin demokratik ülke algısının kırıldığı,
Erdoğan'ın liderlik imajının sarsıldığı ve
ekonominin çöküntüye uğradığı ısrarla vurgulanmaya başladı.
Yabancı basında Türkiye'nin özgürlük savaşı
verdiği, Gezi eylemcilerinin şiddetten uzak durduğu ancak Türk
devletinin göstericilerinin şiddetle sesini kısmaya çalıştığı iddia
edildi.
2009'da ABD'nin yayınladığı bir raporda o dönem
"kehanet" olarak algılanan bazı nitelendirmelerin
bugünle örtüşüyor olması da dikkat çekti. Özellikle Erdoğan'ın IMF
ile anlaşmamış olması gelecekte siyasi kriz çıkartacağı iddia
edilmişti.
TÜRKİYE KENDİNİ BESLEYEN ELİ
ISIRIYOR
Economist Erdoğan'ı yeniçeriler tarafından katledilen Osmanlı
Padişahı "3. Selim" şeklinde çizmiş, Financial
Times ise Erdoğan'ın görevini Abdullah Gül'e devretmesi
"tavsiyesinde" bulunmuştu.
Independent yazarı ise Erdoğan'ı Arap Baharı'nın
devrik liderleriyle kıyaslayarak onların bu tuzağa düşmesinin kolay
olduğunu söyleyip Erdoğan'ın ise nasıl düştüğünü sormuştu.
Financial Times Erdoğan'ın faiz lobisi hakkında söylediklerini de
eleştirerek "Türkiye kendini besleyen eli
ısırıyor" yorumunda bulunmuştu.
Dünyaca güvenilir bir düşünce kuruluşu olarak lanse edilen
Stratejik ve Uluslararası Çalışma Merkezi'nden
(Center for Strategic and International Studies - CSIS)
Türkiye Projesi Direktörü Dr. Bülent Alirıza'nın
Associated Press ajansına verdiği demeçte Erdoğan'ı küçümseyen
ifadeler kullandı. Bu durum dünya kamuoyunun algılarını değiştirme
çabası olarak da algılandı. CSIS'ın aynı zamanda çeşitli Yahudi
lobileriyle de işbirliği halinde olduğu ve kurucusunun
Zbigniew Brzezinski olduğu biliniyor.
ERDOĞAN SADECE OBAMA'YI DİNLER
İDDİASI
"Erdoğan'ın dünyada tek bir insanı dinlediğini, onun da
Obama olduğunu" söyleyen Alirıza, CNN'e verdiği
mülakatta ise Erdoğan'ın ABD görüşmesinden eliboş döndüğünü
istediklerini alamadığını söyledi. Bu durum kasıtlı olarak Başbakan
Erdoğan'ı gözden düşürme çabası olarak algılandı.
TÜRKİYE ARTIK MODEL ÜLKE
DEĞİL
CSIS'ın resmi Twitter hesabın da duyrulan Bülent Alirıza'nın
çeşitli yayın kuruluşlarına verdiği mesajlarda protestoların
Erdoğan'ın üslubuna karşı olduğu vurgulanırken, bu durumun
Türkiye'nin kredi notunu dahi etkileyebileceği belirtildi.
Alirıza, CNN'den Jake Tapper'a yaptığı açıklamalarında ise
Erdoğan'ın bugüne kadar Arap Baharı'nda ükelere model ülke olduğunu
ancak son dönemdeki tavırlarıyla model ülke olmayı artık iddia
edemeceğini söyleyerek, Erdoğan'ın artık Obama'yı dinlemesi
gerektiğini söyledi. Alirıza yaptığı konuşmasında Türk lirasının 18
ayın en düşük seviyesine düştüğünü belirtti.
ABD ZİYARETİ SONRASI BÖYLE
DEĞERLENDİRMİŞTİ
Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyareti sonrasında Cumhuriyet'e
değerlendirmelerde bulunan Alirıza, Obama'nın Erdoğan'ın
fikirlerine önem vermesinin ‘Dünya krizlerine doğrudan
müdahale etmek yerine, müttefiklerimizi geriden
yönlendirelim’ yaklaşımından dolayı olduğunu
söylemişti.
Erdoğan'ın taleplerini Obama'nın kabul etmediğini söyleyen Alirıza,
hatta Erdoğan'ın Obama'dan etkilendiğini iddia etti.
CSIS 2009'DA KEHANETTE BULUNMUŞTU: AK
PARTİ BİTECEK!
Nisan 2009'da bir rapor yayınlayan CSIS
Türkiye'nin gelecek 10 yılının zor geçeceğini,
küresel krizlerle birlikte ekonomik iyileşmenin son bulacağanı, AB
ile müzakerelerinin durma noktasına geleceğini ve dolasıyla AKP'nin
altının oyulacağını iddia etmişti.
Bülent Alirıza'nın kaleme aldığı 'Türkiye'nin Değişen
Dinamikleri' isimli raporda darbe tehditleri
geçiştirilirken, AK Parti'nin 2007'deki cumhurbaşkanlığı kriziyle
laik kesimi korkuttuğu ve 2008'de de kapatma davasına maruz kalması
olağan gibi yansıtılmıştı.
AK Parti'nin kapatılmadığını ancak 'laiklik karşıtı
faaliyetlerin odağı' olduğu sonucunun engellenemediği
,AK Parti'nin popüler bir parti olduğu ancak gelecekteki
yöneliminin belirsiz bir görüntü verdiği iddia edilerek artık
gözetim altında olduğu belirtilmişti.
IMF İLE ANLAŞMAMAK NASIL BİR BEDEL
GETİRİR?
Raporda en dikkat çekici noktalardan biri ise Erdoğan'ın teğet
geçecek dediği krizin halk tarafından hissedildiği ve AK Parti'nin
hala IMF ile anlaşma yapmadığı ve bunun nasıl bir
siyasi bedel getireceğinin öngörülemediği belirtildi. Hükümetin
genç nüfusuna daha iyi günlerin getirmesi için IMF yardımı alması
gerektiğini iddia etmişti.
Raporun son bölümüne ise Türkiye'de milliyetçi ya da askeri bir
liderliğinin gelmesinin ABD ile olan müttefikliği etkilemeyeceği
vurgulanmış çıkar ilişkilerinin devam edeceği söylenmişti. Ancak
İslamcı bir Türkiye işbirliğinin olması durumunda ABD'nin
politikalarına özellikle Ortadoğu'da darbe vurabileceği
söylenmişti.