ABD'li gazeteciyi böyle taciz ettiler
Abone olTürkiye'de yaşayan ABD'li gazeteci bir günde 8 kez tacize uğramış. Kolundan tutup seks yapmak ister misin diyen de üstüne tüküren de çıkmış.
Today's Zaman'da yazdıkları Washington Post'ta
yayımlanınca Türkiye'deki bazı siteler tarafından 'utanç yazısı'
olarak da görülen gazeteci Alyson Neel İstanbul sokaklarında
yaşadıklarını anlattı.
ABD, Louisiana’da ‘’siyasal iletişim’’ okuyan Alyson Neel, staj
için Türkiye’ye geldikten bir süre sonra, Türkiye’de İngilizce
yayımlanan günlük gazete Today’s Zaman’da çalışmaya başladı. Neel,
yaklaşık 1,5 yıldır çalıştığı Today’s Zaman’da taciz ve cinsiyet
eşitsizliği hakkında sık sık benzer tonlarda yazılar kaleme
aldı.
T24'ten Hazal Özvarış'a konuşan ABD'li gazeteci, 'tacizi şikayete
gittiği' polislerin dahi tacizine uğramış. Bunu şu sözlerle
anlatıyor:
-"Yardımcı olmaya çalışan, tacizi dert edinen ve bu sorunun çözülmesini isteyen polislerle de tanıştım. Ama polis tarafından da tacize uğradım.
Bazen sadece bakışlar, ama telefon numaralarını veren polisler
de oldu. Taciz olduğunda yardımlarını istediğim bazı polisler
"Gece çıkalım mı" diye sordu. Ben de “Hayır, işini
yapmana ihtiyacım var" dedim.
O KADAR ÇOK TACİZ OLDU Kİ...
O kadar çok taciz hikâyem oldu ki! Daha buraya gelirken bile tacize
uğradım. Ve böyle giyiniyorum. (Neel, beyaz bir mont, siyah bir
pantolon ve hafif bol mavi gömlekten oluşan kıyafetlerini
gösteriyor). Üsküdar'da, Ümraniye'de, Beşiktaş'ta, Nişantaşı'nda,
her yerde tacize uğradım.
BENİMLE SEKS İSTER MİSİN DER GİBİYDİ
Türkiye’ye ilk geldiğimde çok sevdiğim, Türk bir aileyle altı ay
kaldım. Kültüre dair öğrenebileceğim her şeyi öğrenmeye
çalışıyordum. Bana Türkçe öğretirken "maşallah”, “inşallah"
dediklerinde bayılmıştım. Sırf "maşallah"
diyebilmek için bebek görmek istiyordum. Sonra yaşlıca ürpertici,
pis bir adam beni süzüp ve vurgulu bir şekilde "maşallah" deyince
iğrendim kelimeden. Sorun kelimede değildi, ama söyleniş tarzı
başka bir tacizde söylenen "Benimle seks yapmak ister
misin" cümlesi kadar kötü hissettirdi.
Bir sefer sabah sekizde işe giderken bir adam beni takip etmeye
başladı. Bir süre sonra kolumu kavrayıp "Seks yapmak
ister misin" dedi. "Ciddi olamazsın” deyip kaşlarımı
çattığımda "Oo İstanbul good, İstanbul
good" dedi.
Başka bir zaman da üstüme tükürüldü. Kedi çağırır gibi "Pis
pis pis" dedi adam. Bir gün de baharat dükkânındayken biri
köpek gibi ulumuştu.
BİR GÜNDE 8 TACİZ
O zamanki erkek arkadaşımla Sultan Ahmet'te yürüyorduk, sanırım
Kapalı Çarşı'dan çıkmıştık ki birden bir adamın garip sesler
çıkardığını duydum. Dönünce öylece üstüme tükürdü! Erkek arkadaşıma
yaşadığım tacizi görmek çok zor geldi. O vakte kadar yaşadıklarımı
saklıyordum, sonra "Bundan sonra her tacize uğradığımda sana
söyleyeceğim" dedim. Ama ne kadar hassas olursa olsunlar
yaşananları tam olarak anlamıyorlar. "Biraz önce tacize uğradım"
deyince şaşırıyordu. Sanırım o gün sekiz defa tacize uğradım.
GİYİMİMİ BİLE DEĞİŞTİRDİM
İstanbul'a ilk geldiğim aylarda tacize uğradığımda kendi hatam
olduğunu düşündüm, çoğu taciz kurbanı gibi. "Kültüre yeterince
hassas değilim, doğru giyinmiyorum" dedim. Ve altı ay boyunca
kocaman kıyafetler, uzun etekler giydim. En kötü deneyimim
Üsküdar'da uğradığım tacizdi ve üstümde kocaman bir palto, sıfır
makyaj vardı. Sonra diğer kadınlarla da konuştuğumda, "Hayır,
hepimize oluyor" dediler. Ne giydiğin hiç önemli değil. Sokak
tacizlerinin seksle, flörtle alakası yok. Yaşlısı da, genci de,
tayt giyeni de, kaban giyeni de tacize uğruyor.
Eski kıyafetlerime geri döndüm, ama hâlâ yolda gülümsemiyorum,
göz teması kurmuyorum. İlk başlarda otobüse bindiğimde açık alanda
duruyordum, tacize uğrayınca değiştirdim. Hakkımda söylenenleri
duymamak için kulaklık takıyorum. Türkçe bilmediğimi düşünüp mesela
"Ne kadar" diye soruyorlar.