ABD'li diplomat ülkesini fena eleştirdi
Abone olAmerika'nın Irak'ta izlediği ve Türkiye ile olan ilişkilerindeki tutarsız politikası büyük eleştiri konusu. Eski deneyimli diplomat Michael Rubin, ülkesini yerden yere vurd
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un eski yetkililerinden ve
ülkenin en önemli Irak uzmanlarından biri olan Michael Rubin, terör
örgütü PKK'nın, Irak'ın kuzeyindeki varlığının hala sürmesinin, ABD
açısından utanç verici olduğunu söyledi. Rubin, ABD'nin önde gelen
muhafazakar yayın organlarından National Review'un internet
sitesinde yayınlanan ''PKK Faktörü'' başlıklı makalesinde, ABD
yönetiminin, resmen terörist olarak gördüğü PKK'yı tasfiye
etmemesini ağır dille eleştirerek, bu durumun Türkiye ile
ilişkileri tehlikeye attığı uyarısında bulundu. Halen American
Enterprise Institute adlı muhafazakar düşünce kuruluşunda görev
yapan Rubin, Irak'taki Amerikan kuvvetlerinin PKK konusundaki
yaklaşımını da eleştirirken, Irak'ın kuzeyinin bir bölümünden
sorumlu 101'inci Hava İndirme Tümeni'nin bazı mensuplarının geçen
sonbaharda Musul'da PKK militanlarıyla görüştüğü söylentisinin
bulunduğunu hatırlattı. Rubin, gerçek olması durumunda bunun terör
örgütünü meşrulaştırmak ve Başkan George W. Bush'un politikalarını
doğrudan ihlal etmek anlamına geleceğini söyledi. 101'inci Hava
İndirme Tümeni, bu ilkbaharda Irak'taki Amerikan güçlerinin
değiştirilmesi çerçevesinde ABD'ye dönmüştü. Middle East Quarterly
adlı düşünce dergisinin genel yayın yönetmenliğini de yapan Michael
Rubin, ''Bush yönetiminin, kuzey Irak'taki PKK varlığı sorununu
çözememesi, çok tehlikeli bir emsal oluşturuyor. Bu durum,
topraklarında Hizbullah örgütünün terörist faaliyetler
düzenlemesine izin veren Lübnan hükümetinin tutumuna da meşruiyet
kazandırıyor'' ifadesini kullandı. Rubin, ''PKK gibi ABD Dışişleri
Bakanlığı'nın terör listesinde başından bu yana yer alan bir
örgütün, ABD'nin sorumluluğundaki bir bölgede fütursuzca
faaliyetlerini sürdürmesi, Beyaz Saray'ın küresel terörizme karşı
yürüttüğü savaşın ahlaki gücünü de zayıflatıyor'' dedi. Michael
Rubin, sorunun çözümü için ABD'nin, PKK terör örgütünün bulunduğu
Irak'ın Türkiye ve Iran sınırı yakınındaki bölgeye birlikler
göndermesini önererek, bu durumda bölgedeki yetki boşluğunun
ortadan kalkacağını ve PKK'nın İran'a kaçmaya zorlanabileceğini
savundu. Geçen yılki Irak savaşından bu ilkbahara kadar,
Pentagon'un Irak'taki üst düzey yetkilileri arasında bulunan Rubin,
bu sürenin büyük bölümünü de kuzey Irak'ta geçirmişti. Mart ayı
sonunda istifa eden Michael Rubin'in yönelttiği bu ağır
eleştirilerin, bizzat yönetimin içinden gelmesinden ötürü önem
taşıdığına dikkat çekiliyor. SORUNUN KAYNAĞI, BAZI DİPLOMAT VE ORDU
MENSUPLARI ABD'nin PKK'ya karşı mücadele etmemesinin üst düzeyde
bir siyasi tercih olmadığını anlatan Rubin, bu durumu daha çok, ABD
Dışişleri Bakanlığı'ndaki Araplara yakın bazı diplomatların ve
Irak'taki Amerikan ordusunun Türkiye'ye soğuk bakmasına bağladı.
Michael Rubin, yetkinin Irak hükümetine devredilmesinden önce bu
ülkeden sorumlu Geçici Koalisyon Yönetimi'nde yer alan Amerikan
diplomatlarının çoğunun Arap ülkelerinde görevli olduğunu
belirterek, ''Beyrut, Şam, Riyad gibi başkentlerde Arap
gazetelerinin İngilizce tercümelerini okuyarak ve Arap hükümetinin
seçkin üyeleriyle çay içerek yetişen bu diplomatlar, bulundukları
ülkelerin önyargılarını da benimsediler. Bu önyargılar arasında
Türkiye'ye karşı duyulan hasta bir güvensizlik ve antipati de
bulunuyor. Bu diplomatlar, Türkiye'nin İncirlik Üssü'nü açması
sayesinde Kuzeyden Keşif Gücü'nün yıllarca Kürtleri koruyabildiğini
Iraklı Kürt politikacılara hatırlatmak gereğini hissetmiyordu. Arap
ülkelerinde görevli Amerikan diplomatları, Türkiye'nin
demokrasisinden ne haberdardı, ne de onu takdir edebiliyordu''
dedi. Irak'tan sorumlu Amerikan Merkez Komutanlığı CENTCOM'un
Türkiye'ye sıcak bakmamasının da, PKK'nın Kuzey Irak'ta
barınmasında rol oynadığını anlatan Rubin, ''bölgesi itibarıyla
NATO üyesi Türkiye'nin ABD ordusuyla ilişkisi, esas olarak
Avrupa'daki ABD Kuvvetleri, yani EUCOM ile kuruluydu. Irak'tan
sorumlu olan CENTCOM ise sadece Araplar ile ilişki halindeydi''
dedi. Rubin, üst düzeyde bir Türk askeri yetkilinin kendisine,
''bizim EUCOM ile hiçbir sorunumuz olmadı. Ancak CENTCOM'un tutumu
değişikti. Türkiye'yi bir muz cumhuriyeti zanneden CENTCOM, Arap
diktatörlerine nasıl emir veriyorsa bize de öyle emir
verebileceğini sanıyordu. Bizim bir demokrasi olduğumuzu
unuttular'' dediğini aktardı. SÜLEYMANİYE'DEKİ TUTUKLAMA ÖNEMLİ BİR
HATA Türkiye ile CENTCOM arasında en vahim olayın geçen yıl
Temmuz'da bir grup Türk özel kuvvet mensubunun Suleymaniye'de
tutuklanmasıyla patlak verdiğine işaret eden Rubin, bu olayda, Türk
Genelkurmayı ile gerekli ilişkiyi kuramayan CENTCOM irtibat
subaylarının önemli hatası bulunduğunu belirtti. Süleymaniye
olayının ilişkilerde kalıcı bir etkisi olduğunu kaydeden Michael
Rubin, o tarihten sonra ABD'nin Irak'taki eski sivil yöneticisi
Paul Bremer'in Türkiye'ye karşı tutumunun sertleştiğini, hatta
antipati derecesine ulaştığını anlattı. Savaşın ardından
Türkiye'nin kuzey Irak'taki PKK sorununu giderek yoğunlaşan bir
ölçüde masaya getirdiğini hatırlatan Rubin, ''Amerikalı yetkililer,
Türkiye'nin kaygısını ciddiye aldıklarını belirtiyor, ancak ABD'nin
söylemiyle eylemleri arasında fark var ve bu da, Washington'un
güvenilirliğini sarsıyor'' dedi. Rubin, bir Türk generalinin
kendisine, ''arazinin zorluğu yüzünden PKK'nın oradan tasfiyesinin
güç olduğu görüşünü anlıyorum. Amerikalıların neden bize karşı
dürüst davranmadığını ise anlayamıyorum'' dediğini dile getirdi.
PKK'nın Türkiye'ye ve Türkiye'deki Kürtlere büyük zararlar
verdiğini ve sözde ateşkesin bitmesinin ardından şiddetin yine
artmakta olduğunu anlatan Rubin, terör örgütünün ayrıca kuzey
Irak'ta uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını, evleri, tarlaları işgal
ettiğini, haraç topladığını, kendisine karşı çıkanları öldürdüğünü
ve bölgede sabotajlar düzenlediğini anlattı. Rubin, kendisinin de
Irak'ta görevliyken geçen yıl kuzeyde PKK teröristleri tarafından
durdurulduğunu ancak, konvoyunun güçlü şekilde korunmasından dolayı
bırakıldığını söyledi. Michael Rubin, makalesini, ''bizim PKK
önündeki aczimiz, sadece Türkiye'de değil, teröristlere barınak
veren Lübnan gibi ülkelerde de güvenilirliğimize zarar veriyor.
PKK'ya ilişkin olarak tehlike daha büyük. Burada başkanımızın
inanılırlığının yanı sıra en yakın müttefiklerimizden biriyle olan
50 yıllık ortaklığımız da tehlikeye giriyor'' diyerek bitirdi.