ABD'li albayı çırılçıplak soydular
Abone olReferans gazetesi o gün yaşananları 'Çuvalın rövanşı alındı' diye vermişti. 19 Mayıs 2004'te Irak sınırında ABD'li askerlerle yaşananları Türk Albay tüm çıplaklığıyla anla
Albay Aziz Ergen, 19 Mayıs 2004 gecesi Kuzey Irak sınırındaki
Kokpitepe’de Amerikalı Albay Martin Rollinson’un silahını nasıl
alıp şarjörünü boşalttığını Hürriyet’e anlattı. Albay Ergen, 19
Mayıs 2004 tarihinde yaşanan tarihi olayı şöyle aktardı: "Irak
sınırında yer alan Uludere-Gülyazı Bölgesi’nde bulunan Gülyazı
Taktik Jandarma Alay Komutanı olarak görev yapıyordum. Mayıs
ayından itibaren yaz tertiplenmesine çıkmamız nedeniyle alayımın
bazı birlikleri, Irak’ın 3-4 kilometre içerisinde bazı tepeleri
tutuyordu. Bunun nedeni, geçmiş yıllarda terör örgütünün sınır
karakollarımıza yapmış olduğu baskınlardı. Burada verilen şehitler
ve birçok vatandaşımızın öldürülmesi nedeniyle sınır bu şekilde
korunuyordu. Ayrıca sınırımızın 4-5 kilometre güneyinde yani Irak
topraklarında PKK’nın yerleşmiş olduğu Nazdür, Sülü, Yekmala,
Keşan, Haftanin kampları bulunuyordu. Bu kamplarda dönem dönem
Kandil Dağı’ndan gelip kalan, eğitim yapan, oradan da ülkemize
sızan 300-400 civarında PKK militanı bulunuyordu. 19 MAYIS 2004 19
Mayıs 2004 günü Şırnak-Uludere-Andaç köyü yakınında Irak toprağında
bulunan Kokpitepe’deki birliklerimde görevli üsteğmenim tarafından,
Kuzey Irak’ın içerisinden kendilerine doğru 10-15 aracın geldiği,
saat 16.30 civarında telsizle bildirildi. Ben de kendisinden olayı
takip etmelerini, gelişmelerden bilgi vermelerini istedim. Yaklaşık
yarım saat sonra söz konusu araçlarda üzerinde Amerikan üniforması
bulunan bazı askerler ile Peşmerge kıyafetli, ellerinde uzun
namlulu silahlar bulunan toplam 20-25 kişilik bir grup olduğunu
bildirdi. Bunun üzerine, ben durumu bağlı bulunduğum Şırnak Tümen
Komutanlığı’ndaki üst düzeydeki komutanımıza telefonla bildirdim ve
bu konuda emirlerini aldım. Yanıma üst düzey bir subayı alarak
komutanımın emri doğrultusunda Kokpitepe’ye doğru araçla yola
çıktım. Gideceğimiz mesafe dağlık ve yollar bozuk olduğu için
araçla yaklaşık 45 dakika sürüyor. GEREKENİ YAPIN Yolda, telsizden
Kokpitepe’de bulunan birlik komutanımıza "Gelen kişilerin yanlarına
yaklaştırılmaması, sorumluluk sahasının dışında tutulması ve geri
gitmelerinin sağlanması" talimatını verdim. Ben Kokpitepe’ye
yetişinceye kadar, zorla yaklaşma girişiminde bulunmaları halinde,
"silah kullanmaları" emrini verdim. Gerekli emirleri yol boyunda
verirken, bu arada gelişmeleri anında telsizden öğreniyordum. Andaç
köyü ile Kokpitepe yol ayrımına geldiğimizde, beni beklemekte olan
zırhlı bir araca bindik. Zırhlı aracımızın önünde, mayına karşı bir
traktör emniyet amacıyla gidiyordu. Saat 18.00’e doğru Kokpitepe’ye
ulaştım ve komutayı aldım. BEN ROLLINSON Yaklaşmayın ikazlarımıza
rağmen ısrarla geliyorlardı. Aniden bize doğru gür bir ses
yükseldi: "Ben Amerika Birleşik Devletleri’nden Albay Martin
Rollinson. Siz ne hakla Amerika Birleşik Devletleri’nin işgal
ettiği bir toprağa girersiniz?" Bu sözler üzerine, megafondan cevap
verdim: "Türkiye Cumhuriyeti’nin Albayı Aziz Ergen’im. Biz,
kimsenin toprağını işgal etmedik. Sadece sınırlarımızı korumak
maksadıyla bu tepede bulunuyoruz. Eğer işgal etmiş olsaydık bizi
Bağdat’ta bulurdunuz." PUSU ATTIRDIM Albay ’Gelmeyin’ ikazımı yine
dinlemedi. Ben de bunun üzerine farklı bir harekat tarzı seçerek
(B) planını yürürlüğe koydum ve megafonla şunları söyledim: -
Yanımıza gelmek istiyorsanız, siz ve yanınıza alacağınız 2-3
kişilik grupla geleceksiniz. ABD’li albay da bunu kabul etti ve
yanında 5 Iraklı sınır polisi ile birlikte Kokpitepe’ye doğru
yürümeye başladı. Kendilerine "üzerinizde silah var mı?" diye
sorduğumda "olmadığını" söylediler. Albay ve 5 Iraklı polis pusu
timlerimizin önüne geldiğinde, pusu timleri derhal üzerlerine
atlayarak 5 Iraklı polis ve albayı yakaladılar. Yakalandıklarında
Iraklı polislerin üzerinde 5 adet Kalaşnikof çıktı. Termal kameraya
görünmemek için silahlarını omuzlarının arkasına gizlemişlerdi.
Bunların silahlarını alırken bir boğuşma oldu, ancak kısa sürede
pusu timleri, polisleri etkisiz hale getirdi ve silahlarını aldık.
ABD’li albayın da belinde bulunan tabancasını almalarını, şarjörünü
çıkarmalarını emrettim. Albayın üzerinde bulunan uydu telefonuna da
el koyduk. Titriyordu Amerikalı albayı getirdiklerinde, Iraklı
polisler elleri arkadan bağlanmış, albay ise silahı belinden
alınmış, üzerinde çelik yelek ve çelik başlığı duruyordu.
Elbiselerinin içinde harhangi bir şey olabilir diye albay ve 5
Iraklı polisi soymalarını istedim. İtiraz etmeden soyundular.
Iraklı polisleri ayrı bir yere götürttüm. Diz çöktürüp
beklettirdim. Bu sırada Albay Martin de çıplak oluşu, havanın
durumu ve korkudan tir tir titriyordu. Komutanım izin verin vuralım
O geceden sıcağı sıcağına bir diyalog: TÜRK ALBAY Bulunduğum yere
kesinlikle gelemezsiniz. Burası birliklerimizin üs bölgesi. Derhal
geri dönün. Biz dost ve müttefik ülkenin askerleriyiz. Kesinlikle
bulunduğumuz yere gelmeyin, gelirseniz bunun sonucuna
katlanırsınız. ABD’Lİ ALBAY Olsun, ben her şeye razıyım. Bunun
üzerine, durumu üst komutanlarıma rapor ettim. Aldığım talimatta,
gelen grubun mutlaka geri gönderilmesi istendi. Ben de megafona
geçip Amerikalı albaya şunları söyledim: Sizi son kez uyarıyorum.
Bölgemiz mayınlı bölge. Meydana gelebilecek herhangi bir zayiatta
sorumluluk kabul etmiyorum. Bunun sonucuna da katlanacaksınız.
Albay, bunun üzerine: Olsun, sonucuna katlanıyorum. Onlar da belli
bir noktada duruyorlardı. Aramızdaki mesafe 300-350 metre
civarındaydı. Köy korucuları ısrarla, "Komutanım, müsade edin
bunları vuralım" diyordu. Ben de "Onlar ateş açmadan kesinlikle biz
ateş açmayacağız" emrini sık sık yineliyordum. Albaya son kez bir
uyarıda daha bulundum: Derhal geri dönün. Dönmezseniz meydana
gelebilecek olayda sonucuna katlanırsınız. PKK’lılarla geldiniz
size hiç yakışıyor mu Emekli Albay Aziz Ergen’in anlatımıyla o
günden ayrıntılar: Albayı kolundan tutarak yüksek bir kayanın
başına götürüp, ülkemin topraklarına doğru çevirip sordum: "Albay
Martin, niçin ısrarla buraya geldin? Şu karşıda gördüğün yanan
ışıklar benim ülkemin köylerinin, karakollarının ışığı. Biz bu
köyleri ve karakolları beklemek için bu tepelere çıkıyoruz. Ne
hakla emirlere uymayıp buraya zorla gelmek istedin?" Albay Martin
de bana şunları söyledi: "Albay Ergen, ben bugün Irak’ın Batufa
Şehri’ne gittim. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak topraklarını
işgal ettiği söylendi. Ben de ’olmaz böyle şey, Irak bizim
kontrolümüzde. Türk Silahlı Kuvvetleri giremez buraya’ dedim. Onlar
da bana ’gelin yerinde gösterelim’ dediler. O yüzden gelmek zorunda
kaldım." Bunun üzerine Albaya "Siz buraya gelirken PKK’nın Nazdür
Kampı’nın içinden geçtiniz. Sizinle birlikte gelen bazı PKK
elemanları da geride pusuda bekliyor. Bu dost ve müttefik ülke
subayına yakışır mı? Ben sizin dostluğunuzdan şüphe ediyorum"
dedim. (Amerikan üniformalı askerler ile peşmergeler araçlarıyla
belli bir yere kadar gelebilmiş PKK’lıların bulunduğu Nazdür Kampı
üzerinden geçtikleri için, yanlarına da 25-30 kişilik bir PKK grubu
almışlardı. Yani gelen grup bir anda 20-25 kişiden 55-60 kişiye
çıkmıştı.) Komutan ise "Yok. Albay Ergen, biz gelirken kimseyi
görmedik" diye inatla, gözlerimizle gördüklerimizi bile inkar etti.
Albaya "Bizim Irak’ı işgal etmediğimizi anladınız mı? Art niyetimin
olmadığını anladınız mı Albay Martin Rollinson?" diye sordum. Bana
"Anladım Albay Ergen" dedi. ÖLENLERE ACIYORUZ Irak’ta ölen Amerikan
askerlerine dost ve müttefik ülkenin askerleri olduğu için
acıdığımızı söyledim. O da "Haklısınız" dedi. Bu esnada durumu üst
makamlarımıza bildirdim, albay ve 5 Iraklının elimizde olduğunu,
silahlarını da aldığımızı söyledim. Saat yaklaşık 22.00-22.30
civarıydı. Üst makamlarımdan aldığım talimat gereği Albay Martin
Rollinson ve beraberinde 5 Iraklı polisi, silahlarını ve diğer
malzemelerini vererek kontrolümüzde belli bir yere bıraktırdım.
Gelen grupla birleşip gittiler. ’Beyaz Enerji’yi başlatan komutan
1960 yılında Elazığ’da doğan Aziz Ergen, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’nda bazı bürokratlarla eski bakanın da adlarının
karıştığı rüşvet ve yolsuzluk olaylarını içeren ünlü "Beyaz Enerji
Operasyonu"nu başlatan komutan olarak da tanınıyor. Haber: Saygi
Özturk Kaynak: www.hurriyet.com.tr