ABDli 2 diplomatın Ankara anıları
Abone olABD'li Müsteşar Yardımcısı ile Yardımcı Konsolos, ''Diplomat Gözüyle Ankara''yı anlattı.
ABD Büyükelçiliği Kültür Müsteşar Yardımcısı Benjamin Ball ile
Yardımcı Konsolos Linda Fenton, ''Diplomat Gözüyle Ankara''yı
anlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Adnan Ötüken İl Halk
Kütüphanesinde düzenlenen Çarşamba İzdüşümleri Toplantısının konuğu
olan Ball, sözlerine ramazan ayındaki bir anısını paylaşarak
başladı.
Ankara'ya ilk geldiği yıl posta kutusuna bırakılan bir ilandaki 2
adamı ''aranan kanun kaçakları'' zannettiğini ve bunu sınıf
arkadaşlarıyla paylaştığını anlatan Ball, ''Ancak arkadaşlarım bunu
duyunca bana çok güldü. Meğerse bu kişiler davulcuymuş. Yine de
gecenin bir yarısı beni uyandıran bir adama para vermek garip
gelmişti'' dedi.
Ankara'da sonraki günlerinin Ulus'ta kaybolarak, yanlış dolmuşa
binerek, ''en kötü döneri'' yiyerek geçtiğini, sonunda da kente
alıştığını ifade eden Ball, ''Elçilikteki arkadaşlarım dışarıda
olup bitenden habersiz küçük bir Amerika'da yaşıyor. Oysa ben en
çok dolmuşa, otobüse binmeyi seviyorum'' diye konuştu.
DİPLOMATIN OTOBÜS ANILARI
Ankara'da en çok şehiriçi otobüslere binmeyi sevdiğini belirten
Ball, otobüsteki izlenimlerini ise esprili bir dille şöyle aktardı:
''Ankara'daki şehiriçi otobüslere bayılıyorum. Otobüsler, şehirdeki
en otantik mekanlar. Sigara içilmez levhasının altında sigaraları
birbiri ardına yakan şoför, fazla kart olup olmadığını soranları
duyunca başını önüne eğen, hava 100 bin dereceye çıkıncaya kadar
camları kapalı tutan insanlar...
Şoför, yol boyunca en az 10 kazaya neden olmasına ramak kalmasına
rağmen hala yollardaki diğer şoförlere söyleniyor. O sırada 10 kişi
kartsız biniyor. İşte bütün ihtişamıyla benim Ankaram...''
Ankara'nın ''gerçek Türkiye'yi yansıttığını'' söyleyen Ball,
''Ankara, başkent olduğu zaman bir köymüş. Ama, bence Ankara bizim
milli köyümüz. Burada herkesin birbirini tanımasını çok seviyorum.
Onlar benim arkadaşlarım. Ankara bir köy ve ben bu köyü çok
seviyorum'' sözleriyle Ankara'ya duyduğu sevgiyi de dile
getirdi.
''AĞLAYARAK GİDECEĞİM''
ABD Büyükelçiliği Yardımcı Konsolosu Fenton da Ankara'ya bugüne
kadar ''öğrenci'', ''anne'', ''öğretmen'' ve ''diplomat'' gözüyle
baktığını söyledi. Ankara'ya ilk olarak öğrencilik yıllarında bir
ailenin yanında bir yaz misafir olarak geldiğini anlatan Fenton,
daha sonra yaşamını bir Türk ile birleştirdiğini ve Koray adlı bir
oğullarının doğduğunu belirtti.
Ankara'da 1980'li yıllarda da bulunduğunu ifade eden Linda Fenton,
''O zamanlar tek kanal vardı, o da TRT idi. Orada sürekli Hababam
Sınıfı filmini izlerdik. O zamanlar İbrahim Tatlıses'in 'Sabuha'
şarkısı modaydı'' dedi. O dönemde ''sağ-sol çatışmalarının'' da
yaşandığını aktaran Fenton, ''Şimdi yine Ankara'dayım ve insanların
yüzleri daha çok gülüyor. Tunalı Hilmi o zamanlar da tek yönlüydü,
şimdi de öyle. Ama trafik diğer tarafa doğru akıyor. Tek kanaldan
çok kanala çıkılmış, Hababam Sınıfı yine oynuyor, ancak daha
az...'' diye konuştu. Ocak ayında Ankara'dan yine ayrılacağını ve
Polonya'daki görevine başlayacağını ifade eden Fenton, ''O zaman bu
kente hangi gözle bakacağım. Herhalde yaşlı gözlerle... O zaman da
yine buraya gelip bu kez Ankarama turist gözüyle bakacağım''
sözleriyle duygularını dile getirdi.