Abdi İpekçi kabri başında anıldı
Abone olMilliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve başyazarıyken, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Abdi İpekçi, kabri başında anıldı
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve
başyazarıyken, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren
Abdi İpekçi, öldürülüşünün 33. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki
kabri başında anıldı.
Törende konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, Abdi İpekçi'yi bir kez daha saygı, sevgi ve özlemle andıklarını söyledi.
Aradan geçen süre zarfında dava dosyasının zaman aşımına uğradığını ifade eden Erinç, "Daha önceki yıllarda, 'İpekçi cinayetinin ardındaki karanlık güçleri bulun' çağrılarımızı tekrarlama olanağımız artık yok" dedi.
Erinç, Türkiye'de İpekçi cinayeti başta olmak üzere, öldürülen gazetecilerin kimilerinin faillerinin meçhul kaldığını, kimilerinin ise tetikçilerinin bulunarak arkalarındaki güçlerin bulunmadığını, bu durumun da gazeteci cinayetleri konusundaki isyanı devam ettirdiğini belirtti.
Türkiye'de gazetecilik meslek ilkelerinin yazılı hale gelmesinde
İpekçi'nin büyük payı olduğunu belirten Erinç, "İpekçi'nin
çalışmaları sayesinde bu ilkeler 24 Temmuz 1960 tarihinde hayata
geçmiştir. Abdi İpekçi, Basın Ahlak ilkelerini saptamış ve bunu en
iyi uygulayan insan olmuştur. Buna rağmen katillerinin bulunamaması
hem siyaset hem de yargı açısından pek de iyi olmayan
değerlendirmelerle tarihe geçecek kayıpların başında
gelmektedir" diye konuştu.
Nükhet İpekçi Üzet
Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi Üzet de, Toplumsal Bellek
Platformu olarak Hrant Dink'in öldürülüşünün 5. yıl dönümünde
bitmeyen davaları, kapatılmayan dosyaları için bir araya
geldiklerini söyledi.
Bir davanın hukuk teknikleri nedeniyle sonlandırılmasının ne demek olduğunu çok iyi bildikleri için orada olduklarını belirten Üzet, "Delillerin, örgüt teknikleriyle nasıl da yok edildiğini çok iyi bildiğimiz için orada var olmak istedik. Sadece o son duruşmada çıkan sonuç bile, örgütün ne kadar örgütlü çalıştığının bir göstergesiydi. Bu, bizim gibi çeşitli ailelerin yılların içinden damıttığı kadim bir bilgiydi" dedi.
Üzet, alt alta sıralandığında bütün benzerlikleriyle, nanikler, alaylar ve dalgalarla dolu davaların en cılız dosyalarının bile operasyoncularını göstermeye, hatırlatmaya yeterli birer delil olduğunu vurguladı.
Örgütü bilip hissetmenin, ancak buna rağmen örgütün fotoğrafını
çekememenin, yargı önüne getirememenin herkes için en büyük
acizlik, en büyük tahkir, aşağılama ve iftira olduğunu kaydeden
Üzet, şöyle devam etti: "Adlar bulmamız gerekmiyor.
Başkalarının bize adlar takmasından da korkmaya gerek yok. Bazen
bir utanç, adsız ve kelimesiz de yaşanabilir. Bir devletin, en üst
birimlerinin bile sınırlı güçte kaldığı bir derinliğinin içinde,
teker teker ve hep birlikte boğulmaya itiraz edilebilir. Karlar
içinde bir helikopter, çeşit çeşit kazalar da milli cinayetler
dizimizin içine dahil edilebilir. Ve Ayhan Çarkın gibi bir vicdan
halini görmek hepimizi biraz umutlandırabilir. İki, üç, beş, otuz,
kırk, altmış beş yıl önce kapatılmış dava dosyalarının, hak ve
adalet için yeniden açılması, kurşunlanmış, parçalanmış, yakılmış,
boğulmuş kemikleri gömülüp yok edilmiş canlarımızı bize geri
getirmeyecek. O davalar, ülkemizin, yurttaşımızın, resmi
makamlarımızın namusunu temizleyecek, tarihini onurunu temize
çekecek."
Konuşmaların ardından bugüne kadar şehit düşen ve öldürülen
gazeteciler için dua edildi.
Anma törenine, Abdi İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi, gazeteciler Nail Güreli, Mehmet Ali Birand, Derya Sazak ve İpekçi'nin yakınları katıldı.