ABden Türkiyeye SERT UYARI
Abone olAB Dönem Başkanı Avusturya'nın Başbakanı Schüssel ve Chirac'tan Türkiye için sert uyarılar geldi.
AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel,
AB'nin hazmetme kapasitesinin yeni üyeler için kriter olmayacağını
söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ise, Türkiye'nin Rum
gemi ve uçaklarına limanlarını açmaması halinde üyelik sürecinin
riske gireceğini söyledi.
AB liderleri, genişleme tartışmalarının damgasını vurduğu
Brüksel'deki zirvede, sonuç bildirisinde uzlaşmaya çalışıyor.
Taslakta, Türkiye'ye yönelik, öncekilere oranla daha sert ifadeler
var. Taslak metinde "genişleme ritmi, AB'nin hazım gücünü dikkate
almalıdır" yazıyor. Ama İngiltere, İspanya ve İtalya'nın bu ifadeye
itirazı var.
Avusturya Başbakanı Schüssel, hazmetme kapasitesinin yeni üyeler
için kriter olmayacağını açıkladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Chirac da, Türkiye'yi Kıbrıs konusunda uyardı.
Chirac, Türkiye'nin limanlarının Kıbrıs Rum gemi ve uçaklarına
açmaması halinde üyelik sürecinin riske gireceğini söyledi ve
"Türkiye AB'ye karşı yükümlülüklerine saygılı olmalıdır" dedi.
Toplantıda, sonuç bildirisinin Türkiye bölümünde ayrıca,
reformlarla ilgili uyarı yapılacak, Ortaklık Anlaşması ve Ek
Protokolün getirdiği yükümlülüklerin tam olarak yerine
getirilmesinin önemi vurgulanacak, ayrıca, AB'nin 21 eylülde
yayınladığı 'Kıbrıs deklarasyonu'na değinilecek.
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile
Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm
engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başlamıştı.
Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve
araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB
Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşılmıştı.
Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen
Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık
Konseyi'ne katılma kararı almıştı.
Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve
Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etmişti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin
müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle
fiili müzakerelerin yolu açılmıştı.
Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık
Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi
vurgulanmıştı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün
müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu
çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı
deklarasyona atıfta bulunuyor'' denilmişti.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili
müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri
dönebileceği belirtiliyordu.
'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı
olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına
itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının
açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye
ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı.
Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce
Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden
olmuştu.
Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık'
ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik
içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere
Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle
diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların
yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala
23.58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye
önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere
göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin
başlamasında etkili oldu.