AB’den olumlu bir karar çıkabilir
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dövizli askerlikteki bedelin düşürüleceği müjdesini vererek, "Önümüzdeki bir hafta, 10...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dövizli
askerlikteki bedelin düşürüleceği müjdesini vererek, "Önümüzdeki
bir hafta, 10 gün sonra bu yurttaşlarımızın o güzel evlatlarına bu
bedelin düşürüldüğü konusunda bir müjde vereceğiz. Evet bedel
düşürülecek. Bu beklentiyi karşılayacağımızı hükümet olarak buradan
söyleyebilirim" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı
sonrasında basın açıklamasında bulundu. İçişleri Bakanı Muammer
Güler’in toplantıda "Yardım Toplama Kanunu" adıyla yeni bir
tasarıyı Bakanlar Kurulu’na takdim ettiğini ve bunun da derneklere
ve vakıflara kolaylıklar sağladığını söyleyen Arınç, bu tasarının
olumlu görüldüğünü ve Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını
kaydetti.
AB Bakanı Egemen Bağış’ın Avrupa Birliği ile gelinen son konu
üzerinde bir sunum yaptığını ifade eden Arınç, ayrıca yeni bir
tasarının da toplantıda gündeme geldiğini belirtti. Arınç, "Terör
ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması hakkında bir
kanunumuz var, 2004 yılından bu yana. Ve Bakanlar Kurulu kararıyla
bunların başvurularının sonuçlandırılması için süre zaman zaman
uzatılıyordu. Bu kez yine Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların Karşılanması Hakkında Kanun Bakanlar Kurulu’na verilen
yetki çerçevesinde başvuruların sonuçlandırılmasıyla ilgili süre 1
yıllığına daha sonuçlanmış oldu. Sanıyorum Bakanlar Kurulu kararı
bugün veya yarın Resmi Gazete’de yayımlanmış olacak" diye
konuştu.
"AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN OLUMLU BİR KARAR ÇIKABİLECEĞİNİ
DÜŞÜNÜYORUM"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açıklamalarının ardından ise
gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Arınç, bir gazetecinin
"Yarın Avrupa Birliği’nin fasıl açılıp açılmamasıyla ilgili bir
kararı bekleniyor. Siz nasıl bir karar bekliyorsunuz? Almanya ve
Hollanda’nın Gezi Parkı olaylarını ileri sürerek aldığı bir veto
kararı var, bu durumda hükümetin izleyeceği yol haritası görüşüldü
mü?" şeklindeki sorusu üzerine şunları söyledi:
"Bu önemli bir soru, güncel bir soru, adım adım AB, bazı ülkelerini
verdiği kararlar, Avrupa Parlamentosu fasılla ilgili çalışmalar şu
an itibariyle devam ediyor. Kronolojik olarak birkaç noktayla ifade
etmek isterim. Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin bir ahde
vefa olduğunu ve hukuku bir süreç olduğunu biliyoruz. 2005 Ekim
ayından bu yana sürdürdüğümüz müzakere sürecinde hiç kimse Türkiye
ve AB arasındaki ilişkinin gelip geçici veya güne yönelik bir olay
olduğunu söyleyemez. İlişkilerimiz 45 yıl öncesinde başlamış,
bugüne kadar gelmiş, 1999’da aday ülke olmuşuz, 2005’te de AK Parti
hükümetleri döneminde müzakere yapan ülke konumuna gelmişiz. Bugüne
kadar geçen süreç içerisinde pek çok fasıllar açılmış, konuşulmuş,
müzakere edilmiş, geçici olarak kapatılmış, ama sürecin yavaş
ilerlediği ve Türkiye’ye karşı zaman zaman engellemeler de
yapıldığını kabul ediyoruz. Bu Türkiye’nin konumundan ve engelleme
yapan bazı ülkelerin de kendi iç politikalarına yönelik birtakım
olumsuz davranışlarından. Bu olumsuz davranışları gösteren
ülkelerin de sayısı giderek azalıyor. Bize göre süreçte bir
yavaşlama olsa da zaman zaman engeller çıkartılarak, Türkiye
haksızlığa uğradığını ifade etse de başka ülkelerin de müzakere
sürecinde karşılaştıklarını Türkiye’de karşılaşıyor
diyebiliriz.
Olaya şöyle bakmamız lazım; biz bu sürecin bir ahitten, sözleşmeden
doğduğunu kabul ediyoruz. İsterseniz Roma Anlaşması, isterseniz
Ankara Anlaşması, isterseniz AB ile kurduğumuz bunun ötesinde bazı
ilişkiler bizi tam üyelik hedefine doğru götüren ilişkilerdir. Bu
süreci hiç bir şekilde hiçbir ülke siyasallaştırmamalı ve önümüze
siyasi engeller konulmamalıdır. Fransa’nın blokajının
kaldırılmasıyla, özellikle Sarkozy sonrası 22’inci faslın
açılmasının önündeki engeller kalkmış ve bu fasıl açıklamaya hazır
hale gelmiştir. Bu husus gerek AB yetkililerince gerekse AB üyeleri
yetkilileri tarafından da teyit edilmiştir. Son olarak 12 Mayıs’ta
Türk ve Alman dışişleri bakanlarının Berlin’de yaptığı ortak
stratejik planlama toplantılarında da gelinen bu nokta kabul
edilmiştir.
Bu konuda son günlerde AB’de ortaya çıkan tartışmaları şüphesiz
yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz Cumartesi günü de bu konu
Doha’da Türk ve Alman dışişleri bakanları tarafından ele
alınmıştır. Bakanlarımız bugün de görüşmelerini sürdürmüşlerdir,
temaslar sürmektedir. Türkiye-AB ilişkilerine ivme katacak en doğru
kararın alınması bütünüyle AB’nin manevi şahsiyetinin çıkarınadır.
AB’nin, Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik boyutta gözeren bir
tutum alması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle Almanya’da bazı
siyasi partilerin, önümüzdeki seçimlere yönelik programlarında
Türkiye ile ilgili alınan kararların veya bazı ifadelerin bu
sözleşmeye uymadığını da AB’nin ruhuna da karşı geldiğini
söyleyebiliriz. AB’yi var eden sebepler mutlaka hukukun
üstünlüğüdür, mutlaka birlikte yaşama iradesidir, mutlaka
farklılıkları zenginlik olarak kabul etmektir. Yoksa nefret
söylemleriyle, ırkçı yaklaşımlarla bir AB’nin kurulması ve yaşaması
mümkün değildir.
Ben bugün olumlu bir karar çıkabileceğini ve Türkiye-AB
ilişkilerinde yaşanan bu son günlerin sıkıntılarının süratle
aşılabileceğini düşünüyorum."
SOSYAL MEDYADAKİ DÜZENLEME
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sosyal medyada yapılacak
düzenlemeyle ilgili bir soru üzerine, bu konunun toplantıda gündeme
gelmediğini söyledi. Fakat bu düzenlemeyle ilgili kamuoyunu
aydınlatma adına bilgi veren Arınç, düzenlemeyle ilgili olarak,
"Mevcut hukuki mevzuatımıza yeni bir hukuki mevzuat ekleme
niyetinde değiliz" dedi. Ayrıca "Yeni bir suç ihdas edecek bir
çalışmanın içerisinde değiliz" diyen Arınç, "Yani son yaşadığımız
olaylarda, kitlelerin yönlendirilmesinde suçun işlenmesinin tahrik
edilmesinde, bazı kişilerin özel hayatına girilip hedef haline
getirilmesinde maalesef bazı paylaşım sitelerinde sorumsuzlukların
yaşandığını çok iyi biliyoruz. Yani yeni bir ceza maddesiyle bu
olaylara karşı cezalandırıcı bir yaptırım veya bütün bunlara
ilaveten kısıtlayıcı bir takım hükümler getirilmesi söz konusu
değildir. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, düzenlemeyle ilgili olarak
şunları kaydetti:
"Genel hükümlere göre bir insan suç işlemişse, suç işliyorsa, yani
biraz önce saydığım konulara dikkat etmeden insanların özel
hayatını, kişilik haklarına, toplumun infialini çekebilecek bir
takım olaylara, öldürün talimatlarına, yakalayın talimatlarına,
hırsızlıkla suçlanmasına, annesine, eşine, çocuklarına hakaret
edilmesine yol açan, isterseniz Twitter deyin, isterseniz Facebook
deyin, isterseniz bir başka bir şey deyin, burada genel hükümlere
göre de suç işlediği iddia edilen kişilerin hüviyetleri ve yerleri
tespit edilememektedir. Öylesine karmaşık bir dünya ki bu, kim bunu
attı, hesap sahtemidir, doğrumudur, bu hesabı kim açmıştır, bu
tweeti kim atmıştır, bunların tespitinde büyük güçlükler
yaşanıyor.
Bir çalışma yapılabilirse, ki mutlaka bunun bilimsel olarak izahı
mümkündür; suç işleyen kişilerin tespit edilmesine yol açabilecek
ve genel hükümlere çarptırılabilecek belki bir düzenleme
yapılabilir. Yoksa mevcut bilişim suçlarıyla ilgili, Türk Ceza
Kanunu’nda sayılan bir takım suçlarla ilgili konularda ne ceza
artırımını, ne de bir başka şeyi düşünüyor değiliz. Bu dünya
sınırsız bir dünya ama o kadar da sorumsuz olmamalı. Çünkü görüldü
ki bu yolla da suçlar işlenebiliyor. Bu yolla insanların ölümüne
yol açabilecek toplumsal bir kaos meydana getirilebiliyor.
Dolayısıyla bunu sokakta yapanla, bu surette yapan arasında işlenen
suçun mahiyeti bakımından bir farklılık yoksa suçun failinin de
bilinmesinde ve genel hükümlere göre yargılanmasında herhalde bir
hukuk devletinde ihtiyaç var."
"DÖVİZLİ ASKERLİKTEKİ BEDEL DÜŞÜRÜLECEK"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir soru üzerine yurt dışında
yaşayan vatandaşları ilgilendiren dövizli askerlik konusuna da
değindi. Dövizli askerlikteki rakamın aşağılara çekilmesi için
vatandaşlardan talep olduğunu ve bu konuda hükümetin bir müjde
vereceğini belirten Arınç, "Bakanlar Kurulumuzda görüşüldü,
taleplerin haklı ve makul olduğuna karar verildi. Yalnız, bazı
ayrıntılar var geçmişten bu yana yapılan uygulamalar konusunda.
Milli Savunma Bakanımız, Maliye Bakanımız ve Başbakan Yardımcımız
Sayın Bekir Bozdağ, üçü bir araya gelecekler, aradaki ayrıntıları
tekrar gözden geçirecekler ve zannediyorum ki önümüzdeki bir hafta,
10 gün sonra bu yurttaşlarımızın o güzel evlatlarına bu bedelin
düşürüldüğü konusunda bir müjde vereceğiz. Evet bedel düşürülecek.
Bu beklentiyi karşılayacağımızı hükümet olarak buradan
söyleyebilirim" şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN ERDOĞAN, OBAMA İLE GÖRÜŞTÜ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasının sonunda ise
gazetecilere Başbakan Erdoğan’ın Bakanlar Kurulu toplantısı
sırasında ABD Başkanı Barack Obama ile telefon görüşmesi yaptığını
söyledi. Görüşmenin ABD tarafından geldiği bilgisine sahip
olduğunu, Başbakanlığın bu konuda bir açıklama yapabileceğini
söyleyen Arınç, "Bugün saat 17.00 sıralarında sayın Başbakanımız 1
saate yakın Sayın Başkan Obama ile telefon görüşmesi yaptılar.
Telefon görüşmesinin çok olumlu geçtiğini ben biliyorum. Ancak bu
konuda belki hükümetler arası ikili bir açıklama olabilir" diye
konuştu.