ABden Kıbrıs muhtırası

Abone ol

AB Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu'nu açıkladı. Raporun en hassas bölümü Kıbrıs...

Kıbrıs'ta Türkiye'ye 15 Aralık'a kadar kadar süre veren AB, raporda Türkiye'ye şu önemli uyarıyı yaptı:

Avrupa Birliği, "ek protokolün tam ve ayrımsız uygulanmasını, tüm ulaşım imkanları üzerindeki kısıtlamalar dahil malların serbest dolaşımı üzerindeki engellerin kaldırılmasını bekler. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi müzakere sürecinin ilerlemesini etkiler" denildi.


Türkiye İlerleme Raporu'nu yayımlayan AB Komisyonu, imzalanan Ek Protokol'e (Ankara Anlaşması) karşın limanların ve havaalanlarının Kıbrıs Rum kesiminin kullanımına açılmadığı tespitinde bulunarak, AB'nin gelişmeleri yakından izlemeyi sürdüreceğini ve 2006 yılı bitmeden değerlendirme yapılacağını bildirdi.

Geçen yıl 140 sayfalık rapor yayımlayan, bu yılki raporunu 75 sayfada tutan AB Komisyonu, Türkiye'nin AB'ye üyelik hazırlığını hem siyasi ve ekonomik açıdan, hem de fasıllar itibariyle inceleyerek son 1 yılda bu doğrultuda kaydedilen gelişmelere değindi. Türkiye'de reform sürecinin yavaşladığından bahsedilen ve halen çalışmaları süren 9'uncu reform paketinin bu rapor dönemine yetiştirilemediği anlatılan İlerleme Raporu'nda, Ombudsmanlık müessesesinin getirilmesinden övgüyle söz edildi. Sivil-asker ilişkileri kapsamında Türkiye'nin AB standartlarını yakalama yolunda bazı ilerlemeler sağladığı, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçildiği belirtilen raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyaseti önemli oranda etkilemeyi sürdürdüğüne vurgu yapıldı.

Raporda buna örnek olarak bazı üst düzey askerlerin Kıbrıs, laiklik, Kürt sorunu ve Şemdinli olaylarıyla ilgili yaptıkları açıklamalar verildi. Yargı alanında Türkiye'nin yaptığı düzenlemelere ve yargı mensuplarının eğitilmesine rağmen, özellikle Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin şiddet içermeyen fikirlerin ifadesini kısıtlamaya yönelik kullanılmasından şikayet edilen raporda, Şemdinli olayları örnek gösterilerek, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun işleyişinin şüphe uyandırdığı ifade edildi. İlerleme Raporu'nda yolsuzlukla mücadelede Türkiye'nin son 1 yılda özellikle kamu yönetiminde şeffaflık açısından sınırlı ilerleme sağladığından bahsedilirken, "Buna karşın yolsuzluk yaygınken yolsuzlukla mücadele kurumları ve politikaları zayıf kalıyor" denildi.

KIBRIS
İlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin imzaladığı Ek Protokol (Ankara Anlaşması) uyarınca Kıbrıs Rum kesimi dahil 10 yeni AB üyesi için ulaşım üzerindeki kısıtlamalar dahil, malların serbest dolaşımını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilerek, "AB bunu yakından izlemeyi sürdürecek ve 2006 yılı içinde tam uygulama yapılıp yapılmadığını değerlendirecek" ifadesine yer verildi. Türkiye'nin pek çok fırsatta Kıbrıs'ta BM önderliğinde kapsamlı bir çözüme bağlı kaldığını ifade ettiği hatırlatılan raporda, teknik komitelerin oluşturulması konusunda da Türkiye'nin Ada'daki her iki topluma desteğini yinelediği ifade edildi.

Raporda, Türkiye'nin Ek Protokol'ü tam olarak uygulamadığı ve limanlarını Kıbrıs Rum kesimi bayraklı gemilere açmamayı sürdürdüğü tespitleri yapılarak, bunun malların serbest dolaşımını kısıtladığı ve Gümrük Birliği anlaşmasının ihlali anlamına geldiği iddia edildi. Benzer kısıtlamaların hava ulaşımında da söz konusu olduğu kaydedilen raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül başta olmak üzere Türk yetkililerinin, KKTC üzerindeki izolasyonlar kaldırılmadan Ek Protokol'ün uygulanmayacağını birçok kez dile getirdikleri anımsatıldı.

Buna karşın AB'li yetkililerin, "KKTC'nin durumunun limanların açılması konusuyla irtibatlandırılmaması" gerektiğini söyledikleri belirtilen raporda, Ek Protokol'ün uygulanmasının Türkiye'nin yasal yükümlülüğü olduğu ileri sürüldü. AB Komisyonu İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin Kıbrıs için "Eylem Planından" da bahsedildi. Raporda, Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesiminin OECD gibi uluslararası örgütlere katılımını veto etmeyi sürdürdüğü de dile getirildi.

AZINLIKLAR
Türkiye İlerleme Raporunu yayımlayan AB Komisyonu, Türkiye'deki azınlıklar konusuyla ilgili olarak, Türk yetkililere göre 1923 tarihli Lozan Anlaşması uyarınca Türkiye'deki azınlıkların Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar oldukları, ancak ilgili uluslararası ve Avrupa standartlarına göre Türkiye'de azınlık olarak tanımlanabilecek başka toplumların da bulunduğu görüşü savunuldu. İlerleme Raporunda, azınlık haklarıyla ilgili şu ifadelere yer verildi: ''Türkiye'nin azınlık haklarına yaklaşımı değişmedi.

Türk yetkililere göre 1923 tarihli Lozan Anlaşması uyarınca Türkiye'deki azınlıklar Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar olmak üzere gayrimüslimlerden oluşuyor. Fakat ilgili uluslararası ve Avrupa standartlarına göre Türkiye'de azınlık olarak tanımlanabilecek başka toplumlar da bulunuyor.'' İnsan hakları ve azınlıkların korunması kapsamında Türkiye aleyhinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) açılan davalara yer verilirken, son bir yılda insan haklarıyla ilgili bazı uluslararası sözleşmelerin kabul edildiğine dikkat çekildi ve özellikle insan hakları kurumsal alt yapısının geliştirilmesi istendi. Raporda, işkence ve kötü muameleyle ilgili davaların azalmaya devam ettiği kaydedildi ve adli tıp muayenesinin kalite ve gizlilik açısından güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.

301. MADDE
AB Komisyonu İlerleme Raporunda, yerel dil ve lehçelerde yayın konusunda bazı ilerlemelerin sağlandığı da ifade edildi. İfade özgürlüğü kapsamında TCK 301'inci maddenin engel oluşturduğundan bahsedilen raporda, gazeteci Hrant Dink'e verilen cezanın Yargıtayca onaylandığına dikkat çekildi. Raporda, 301'inci maddenin AB standartlarının yakalanması açısından değiştirilmesine ihtiyaç duyulduğu ve yeni yürürlüğe giren terörle mücadele yasasının ifade özgürlüğü açısından endişe yarattığı belirtildi. Dini özgürlükler başlığı altında Heybeliada Ruhban Okulunın hala kapalı tutulmasından, dini azınlık vakıflarının mal edinme haklarıyla din adamı yetiştirmelerinin kısıtlandığından bahsedilen raporda, misyonerlik faaliyetlerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan vaazlarda ve yayınlarda "düşmanca yaklaşıldığı" iddia edildi.
TÖRE CİNAYETLERİ
İlerleme Raporunda Alevilere de yer verilirken, cemevlerinin açılmasında sorunlarla karşılaşıldığı ve ibadet yeri olarak görülmeyen cemevlerinin kamu fonlarından yararlanamadığı belirtildi. Okullardaki zorunlu dini eğitimin Alevi çocuklarını bilgilendirici unsurları içermediği kaydedoilen raporda, önümüzdeki yıldan itibaren bu boşluğu doldurmak için hazırlıklar yapıldığı dile getirildi. Raporda aile içi şiddet, namus cinayetleri, kız çocuklarının okula gönderilmemesi, siyasette kadınların yeterince temsil edilmemesi gibi kadın-erkek eşitliğini ilgilendiren konulara da değinilirken, genel olarak Türkiye'de kadın haklarıyla ilgili bilinçlenmenin arttığına dikkat çekildi. İlerleme Raporunda, sendikal haklarla ilgili Türkiye'nin son bir yılda hiçbir ilerleme kaydetmediği savunuldu.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DAKİ DURUM
Raporda, kültürel haklar kapsamında Türkiye'nin iki yerel kanalla bir radyoya Kürtçe yayın izni verdiği anımsatıldı, ancak zaman kısıtlaması uygulaması eleştirildi. Raporda, Türkiye'de ana dili Türkçe olmayan çocukların okullarda ana dillerini öğrenemedikleri kaydedildi. AB Komisyonu İlerleme Raporunda ''Doğu ve Güneydoğu'daki durum'' başlığı altında terörizmden zarar görenlere tazminat ödendiği hatırlatılarak, ''AB terör örgütü listesinde bulunan PKK'nın Kasım 2005 ve Haziran 2006 tarihleri arasında 774 saldırıda bulunduğu ve bunların sonucunda 44 asker, 5 polis ve 13 sivilin hayatını kaybettiği'' ifade edildi.

Şemdinli olaylarına da değinilen raporda, iddiaları araştırmak üzere oluşturulan TBMM komisyonunun raporunu henüz yayımlamadığı belirtildi. Raporda, Romanlara da yer verilirken, Bilgi Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırmaya dayanılarak Türkiye'de 2 milyon Roman nüfusunun bulunduğu kaydedildi.

İlerleme Raporunda Ege Denizi'nda meydana gelen ve Yunan pilotun ölmesiyle sonuçlanan "it dalaşı" da anımsatılarak bu tür olayların önlenmesi için iki ülke arasında doğrudan hat kurulması dahil alınan önlemlere yer verildi. AB Komisyonu raporunda, fasıllar itibariyle yapılan değerlendirmede ise Türkiye'nin limanlarını Rum kesimi gemilerine açmamasına, malların serbest dolaşımı, ulaşım politikası, gümrük birliği ve dış ilişkiler fasıllarında değiniliyor. Raporda, tartışmalara neden olduğu için terör örgütü başı Öcalan'ın isminin önüne ''Bay'' anlamına gelen ''Mr.'' kısaltması konmadı.

Günün Önemli Haberleri