AB’den Erdoğan açıklaması
Abone olAB Genişleme Komiseri Stefan Füle’nin Sözcüsü Peter Stano, Füle’nin Twitter hesabından yaptığı, "İstanbul’daki konferansta Gezi parkı ile s...
AB Genişleme Komiseri Stefan Füle’nin Sözcüsü Peter Stano,
Füle’nin Twitter hesabından yaptığı, "İstanbul’daki konferansta
Gezi parkı ile saygılı ve kapsayıcı bir diyalog çağrısında
bulunanlara el uzatma fırsatının kaçırılmış olması hayal kırıklığı
yaşattı" şeklindeki açıklamanın, ikili görüşme veya Erdoğan
hakkında değil yalnızca konferans için olduğunu söyledi.
AB Genişleme Komiseri Stefan Füle Türkiye ziyareti sırasında
Başbakan ile görüşmüş ardından bir konferansa birlikte konuşmacı
olarak katılmışlardı. Konferansta ilk sözü Füle daha sonra Başbakan
Erdoğan almış ve AB’ye Türkiye ile müzakereler konusunda
eleştirilerde bulunurken gezi parkı olayları ile ilgili olarak da
var olan tavrını değiştirmemiş hatta sertleştirmişti. Bunun üzerine
ise Komiser Füle Twitter hesabından şu ifadeyi paylaşmıştı:
"İstanbul’daki konferansta Gezi parkı ile saygılı ve kapsayıcı bir
diyalog çağrısında bulunanlara el uzatma fırsatının kaçırılmış
olması hayal kırıklığı yaşattı."
Her ne kadar AB bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış bu twite,
"Sizden yana bir anlayış/kavrayış sorunu olduğunu düşünüyorum.
Başbakan demokratik taleplere açık fakat vandalizme müsaade
etmeyeceğini söyledi" şeklinde yanıt vermiş olsa da Başbakan
Erdoğan bugünkü Belde Belediye Başkanları konuşması sırasında
Füle’nin attığı twite atıf yaparak, "Genişlemeden sorumlu bir
adamları var bunların karşı tezlerini benim yüzüme söylemiyor
gidiyor twit atıyor" şeklinde bir çıkış yaptı.
Bunun üzerine gözler Avrupa Komisyonu’ndan gelecek tepkiye
çevrilmişti ki Füle’nin sözcüsü Peter Stano İHA’ya yaptığı açıklama
ile hem Füle’nin İstanbul’da attığı son twite hem de Erdoğan’ın,
"Siz neden İngiltere’de, Yunanistan’da veya Fransa’da yaşanan
olaylara tepki vermiyorsunuz?" sözlerine açıklama getirerek
değerlendirme yaptı. Stano şunları söyledi:
"En açık ve net şekilde şunu söyleyebilirim ki Sayın Komiser’in
İstanbul’daki ’hayal kırıklığı’ twiti Başbakan Erdoğan’a ve onunla
yapılan ikili görüşmeye değil tamamen konferanstaki fırsatın
kaçırılmasına, yani konferansa yönelikti. Komiser Füle Sayın
Erdoğan’ın ikili görüşmeler ile ilgili daha önce yaptığı açıklama
olan ’Son derece iyi, verimli ve yararlıydı’ görüşlerini
paylaşmaktadır."
Stano, ’Füle’nin Erdoğan’a herhangi bir karşı tez getirmeyip
duygularını Twitter’da paylaşmış olduğu konusu sizce gerçeği
yansıtmıyor mu?’ sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Twit tamamen konferans ile ilgiliydi ve Komiser orada bulunduğu
süreç içerisinde AB’nin tüm argüman ve tezlerini karşı tarafa
iletme şansı elde etti."
Avrupa Parlamentosu’nun ’Gezi Olayları’ Kararına Türkiye’nin
’tanımıyoruz’ tepkilerini de değerlendiren Stano sözlerine şöyle
devam etti:
"Burada dikkat çekmemiz gereken iki şey var. İlki; Avrupa
Parlamentosu’nun AB’nin son derece önemli bir kurumu olduğudur ki
Türkiye de bu birliğin bir parçası olmak istemektedir. İkincisi;
Füle’nin de söylediği gibi biz Avrupa olarak Türkiye ile bu yolda
ilerlemek ve gerekli adımları atmak için hazırız ve başarılı olmak
için tüm adımları birlikte atmak durumundayız. Bunu yapmanın da
yolu tüm tarafların güvenebileceği bir üyelik sürecinden geçiyor.
Bizce bu süreç AB standartlarına ulaşmanın en sağlam ve hızlı
yoludur. Sanıyorum her iki taraf da hem fikirdir ki AB üyelik
süreci modernleşme ve demokratikleşme yolunun en güçlü ve önemli
kriterini oluşturmaktadır."
Stano, Başbakan ve bazı bakanlar tarafından kendilerine İngiltere,
Yunanistan gibi ülkelerde yaşanan polis-sivil çatışmalarının
hatırlatıldığını ifade ederek buralardaki örneklerde kendileri için
önemli olanın hukukun üstünlüğü çerçevesinde vatandaşların temel
haklarının garanti altına alınmış olmasının ve bu haklar her
çiğnendiğinde her olay için ayrı ayrı inceleme yapılarak, güvenilir
ve şeffaf soruşturmaların açılmış ve tamamlanmış olmasının önemli
olduğunu kaydetti. Stano, "Eğer oradaki insanların haklarını
sınırlandırmak için herhangi bir neden varsa bile bu sınırlandırma
ve müdahale ’orantılı’ olmak zorunda ve eğer orantısız olmuş ise de
derhal gerekli soruşturma ve inceleme yapılmak zorunda ki Avrupa
ülkelerinde de olan zaten budur."