AB'den büyük Türkiye itirafı
Abone olAB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Eski Yüksek Temsilcisi Dr. Javier Solana'dan müthiş Türkiye itirafı...
AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Eski Yüksek
Temsilcisi Dr. Javier Solana, "Şüphesiz ki bugün eğer biz dış
politikadan bahsediyor olursak, Türkiye'nin rolü, Avrupa
Birliği'nin tümünden daha fazla önemli bir itici güç"
dedi.
AB'nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası eski Yüksek Temsilcisi Dr Javier Solana, ''Türkiye'nin rolü Avrupa Birliği'nin tümünden daha fazla önemli bir itici güç. Türkiye ve Avrupa Birliği'nin bu yeni ilişki modeli çok temel olacak'' dedi.
Solana, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında, TÜSİAD Dış Politika Ödülü'nün kendisine takdimi sonrasında yaptığı teşekkür konuşmasında, ''Avrupa Birliği'nde ve dünyada bir değişim söz konusu. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişki yeni bir hız kazanabilir. Yeni bir yeniden başlanma noktasına erişebilir. İşte biz burada akıllı davranıp, sadece politik liderlerle değil de Avrupa Birliği'nin ve Türkiye'nin sivil toplumu ile birlikte çalışılmalıyız. TÜSİAD'da bunun çok iyi bir örneğini görüyoruz'' ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri konusunda anlaşmalara imza atanlarından birinin de kendisi olduğunu anımsatan Solana, sözlerine şöyle devam etti:
''1999 yılını gayet iyi hatırlıyorum. Bu yeni bir başlangıç
sayfasıydı. Bu başlangıç çok enerji doluydu. Çok iyi bildiğiniz
gibi, bu başlangıç ile gidilen yolda hız yavaşladı. Ama nasıl devam
edilebilir? Öyle bir hız olsun ki, makul olsun. Buradaki liderler
de Avrupa Birliği liderleri de anlasın. Ben şimdi Sayın Bakan'ın
(AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen
Bağış) sözlerini duymaktan büyük mutluluk
duydum.
Bu yeni politik resmi ya da gayri resmi olarak yapmaya çalıştığınız
toplumun yapmak istediği, hükümetin yapmak istediği şeyler çok
temel. 1999'un dünyasından bugünkü dünya çok farklı. Şimdi çok daha
karmaşık, çok daha değişik faktörler var. Batıdan doğuya güç
transferi oldu. Dolayısıyla bizler bütün yeteneklerimizi
kullanarak, Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinde her iki tarafın
da en iyisini yapmasını sağlamamız lazım.
Şimdi 2012 yılındayız. Şüphesiz ki bugün eğer biz dış politikadan
bahsediyor olursak günümüzde, Türkiye'nin rolü -bunu söylemeye
cesaret ediyorum ki- Avrupa Birliği'nin tümünden daha fazla önemli
bir itici güç. Suriye'ye bakacak olursak sizin rolünüz bizimkinden
daha önemli. Başka Arap dünyası sorunlarına baktığımızda da sizin
rolünüz bizimkinden önemli. Dolayısıyla Türkiye ve Avrupa
Birliği'nin bu yeni ilişki modeli çok temel olacak. Aynı zamanda
karşılıklı bir güven tazelemesi olacak.''
Solana, Türkiye'nin AB üyelik müzakereleri sürecinde bazı fasılların henüz açılmamış olmasına da dikkati çekerek, ''Fasılları açmak önemli değil, kapamak önemli. Sekiz tanesi açılmış, ama pek çoğu açılmamış bile. Aslında fasılların açılıp ve de sonradan tamamının kapanması beni ilgilendiriyor'' dedi.
Avrupa Birliği'nin geleceği için işbirliğinin önemine işaret eden Solana, ''Avrupa Birliği toplumlarla birlikte bir birlik olabilir. Bu ancak halkla beraber olabilir. Tepeden aşağıya olmaz. Bu aşağıdan yukarı olur ve yolun ortasında bunlar birleşir. Buraya sizler gibi kişilerin, girişimcilerin, üniversitelerden profesörlerin, hukukçuların katkısı olmadan bir şey olmaz. Bu katmandaki insanlar, toplumda Avrupa vatandaşlığı ile diyaloğa girebilirler. O liderlikle, katmanlardan diğer insanlara kadar inip onları da diğer vatandaşlık kavramı ile yükseltebilir ve de liderlerini Avrupa Birliği'ne ikna edebilir. Tercih edilecek Avrupa Birliği bu. Sadece kendi ülkenize seçim kazanmayı değil, Avrupa Birliği'ni kurtarmak için de kendinizi feda etmeniz lazım'' şeklinde konuştu.
''Türkiye harikulade bir değişim gerçekleştirdi''
Türkiye'nin uluslararası arenada artan gücüne dikkati çeken Solana, ''Türkiye harikulade bir değişim gerçekleştirdi. Sanıyorum sadece politik olarak ülkenin içerisinde değil ama komşuları ile. Türkiye'nin uluslararası önemi farklı. Türkiye kendi değerleri ile tanınıyor. Neler yapabileceğini ortaya koyuyor. Bu tür şeyler gerçekten olağanüstü. Herkes bunu idrak ediyor'' diye konuştu.
Türkiye ve ülkesi İspanya ile benzerlikler olduğunu belirten Solana, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İspanya ve Türkiye kalben, hayatı anlamamız, beklentilerimiz açısından birbirine benzer. Tarihsel olarak da çok farklı olmayan bir gelişimden geçiyoruz. Ülkemde çok karmaşık bir geçiş dönemi yaşadım. Çok karmaşıktı ama çok da başarılıydı. Yeni anayasa yazma çalışmaları çok zordu ama çok başarılıydı. Anayasa bir şemsiyedir. Alternatif olarak insanlar yönetebilir. Benim önerim, Avrupa Birliği'ne ve Türkiye'ye, zorluk zamanlarında bir arada bulunmaktır. Bir ortak nokta inşa etmek çok önemli. Politik açıdan ve ekonomik açıdan sağlam toplumlar oluşmalı. Ben size olan sevgimi ilgimi göstermek istiyorum. El ele Avrupa Birliği ile bir ilişki organize etmeye çalışalım. Ülkeniz, 21. yüzyılda dünya ve Avrupa Birliği için önemli.''
Avro Bölgesi krizi
Avro Bölgesi krizine de değinen Solana, ''Bugün Avrupa kurumları arasında sağlam bir ilişki kurma amaçlanmaktadır. Son birkaç hafta içerisinde önemli seçimler oldu. Örneğin Fransa'da... Avro Bölgesi'nde mali reform ve bütçeleri bir araya getirmek lazım. Bu hiç de kolay bir süreç değil. Bu süreçte liderleri ile birlikte halkın da bu kararı alması lazım. Ama günümüzde halkın hissiyatı bu reformları yapabileceği şekilde değil'' yorumunda bulundu.
Avrupa Bölgesinde toplumlara duygusallığın hakim olduğunu dile getiren Solana, ''Peki neye ihtiyacımız var? Gerçekten lider olabilecek çapta insanlara ihtiyacımız var. Hatta başka riske alarak karar vermek lazım. Ne yapılması gerekiyorsa yapılsın'' dedi.
Solana, ''Çok saf bir iyimserlik değil ama ciddi ve saygılı bir iyimserlikle bu dönemde neler elde edilebilir diye düşünüyorum. Dolayısı ile bu yapılabilirse o zaman geleceğe farklı bir tutumla bakabiliriz. Dünyanın ekonomisi bu şekilde daha iyi olacaktır. Herkes Avrupa Birliği'nde her şey halledilmiş diyerek mutlu olacaktır'' ifadelerini kullandı.
Avrupa Bölgesi'nin küresel ekonomideki yerine de değinen Solana, sözlerini şöyle tamamladı:
''Şimdi dünyanın on büyük ekonomisine baktığımız zaman. Yanılmıyorsam bunların dört tanesi Avrupalı. On sene sonra bu üçe inecek. 20 sene sonra belki ikiye inecek. 40 sene sonrasını düşünmek bir şok aslında. Ama bu rakamlar, nüfus konusunun öngördüğü tahminler. Dolayısıyla ile Avrupa Birliği içerisinde değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Halkların talebi Avrupa Birliği'nin birlik olması yönünde. Henüz çok genciz. Enerjimiz ve fikirlerimiz var.''