AB'de ''Fransız İhtilali'' endişesi
Abone ol"AB’nin başkenti" Brüksel’de, Fransa’da pazar günü yapılacak anayasa referandumu arifesinde "endişeli bekleyiş" devam ediyor. AB kulislerinde olumsuzluk
AB kulislerinde, Fransa ve Hollanda referandumlarının
sonuçlarının olumsuz çıkacağına inananların çoğunlukta olduğu
gözlemleniyor.
AB Komisyonu sözcüleri, resmi açıklamalarında, "Fransa’daki
sonuçlar pazar gecesi TSİ 23.00’te açıklanmadan önce hiçbir yorum
ve değerlendirmede bulunmayacaklarını, ilk açıklamaların o gece,
Komisyon Başkanı Jose Manuel Durao Barroso ve AB Dönem Başkanı
Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker tarafından yapılacağını"
belirtiyorlar.
Kulis değerlendirmelerinde, Fransa’daki referandumdan çıkacak
olumsuz sonucun, "sadece Fransa ve Cumhurbaşkanı Jacques Chirac
için değil, AB için de felaket getireceği" ifade ediliyor.
"Yeni bir Fransız ihtilali" olasılığından söz eden gözlemciler,
olumsuz sonuç durumunda "AB projesinin büyük darbe yiyeceğini",
"Fransa’nın AB bünyesinde itibarını tamamen yitireceğini", "AB’nin
Fransız-Alman motorunun bozulacağını", "kamuoyunun tepkisini
dikkate almak zorunda olan politikacıların AB karşıtlığının
artacağını", "özel sektörün ve liberallerin huzursuz olacağını"
anlatıyorlar.
Olumsuz sonuç durumunda, "AB ekonomisinin sarsılacağı", "avronun
değer kaybedeceği" görüşü de ağırlık kazanıyor.
Basın organları, Fransa referandumundan "hayır" çıkması halinde,
"AB’nin karar mekanizmasının bir süre bloke olacağını", bu durumun
"Türkiye’nin müzakere sürecine yardımcı olmayacağını" yazıyor.
Bazı uzmanlar, "Fransa’nın olumsuz tavrı, anayasanın hukuki açıdan
ölümüdür" diyor.
Olumsuz sonuç halinde, İngiltere’de 2006’da yapılması öngörülen
referandumun iptal edilebileceği, bu durumun Başbakan Tony Blair’i
"rahatlatacağı ve sorumluluktan kurtaracağı" görüşü de ileri
sürülürken, "hem Fransa’da, hem Hollanda’da anayasaya karşı oyların
üstün gelmesi halinde yapabilecek hiçbir şey kalmayacağı"
belirtiliyor.
"Domino etkisi" endişesinde bulunan AB Komisyonu kaynakları,
Danimarka’da eylülde yapılacak referandumun sonucunun da olumsuz
olabileceğine işaret ediyorlar.
AB Komisyonu, bir "B planı" bulunmadığını ısrarla söyleyerek,
"Fransızlara, referandum öncesinde bir B planından söz etmek,
onları olumsuz oy vermeye teşvik olur" görüşüyle hareket
ediyor.
Fransa’nın, 1954’te "Avrupa Savunma Birliği" projesini reddederek
"tarihe gömdüğünü" ve büyük bir kriz yarattığını, 1966’da NATO’nun
askeri kanadından çekilerek İttifak Genel Merkezi’ni Paris’ten
uzaklaştırdığını hatırlatan uzmanlar, "yeni ve tarihi bir darbe
korkusu" içinde bulunduklarını belirtiyorlar.
Brüksel’de, Fransa ve Hollanda’daki referandumlardan olumlu oy
çıkacağına inanan "iyimserler grubu" ise, "olumsuz sonuçlar çıkması
halinde dahi, dostlar arasında uzlaşma bulunabileceğini, bazı
derogasyonlarla sorunların aşılabileceğini" savunuyor, daha önceki
Danimarka ve İrlanda örneklerini veriyorlar.
Haber: Sıtkı Uluç
Kaynak: www.milliyet.com.tr