ABD'den Ak Parti'ye eleştiri

Abone ol

ABD'deki `Middle East Quarterly' dergisi AK Parti'yi İslamcı çevrelerle yakın ekonomik ilişkiler kurmakla suçladı. Yazının ABD'nin resmi görüşünü yansıttığı öne sürdü.

Yazıyı kaleme alan Washington'daki American Enterprise Enstitüsü'nde görevli Ortadoğu uzmanı Michael Rubin, yazdıklarının Washington yönetiminin görüşünü yansıttığını öne sürdü. Washington'daki muhafazakar araştırma kurumu American Enterprise Enstitüsü'nde görevli Ortadoğu uzmanı Michael Rubin, `Middle East Quarterly' dergisinde `Yeşil Sermaye ve Türkiye'de İslamcı Politika' başlıklı yazısında AKP'nin mali yapısının `karanlık ve kaygı verici' olduğunu öne sürdü. Rubin, AKP bünyesinde ticaret ile siyaset ayrımının birbirine karıştığını, Türkiye'ye akan `yeşil sermayenin' Ankara'nın iç ve dış politikalarını etkilidiğini iddia etti. Yazıda, AKP'nin mali yapısının `Karanlık ve kaygı verici' olduğu, Türkiye'ye akan `yeşil sermayenin' Türk iç ve dış politikasını etkilediği öne sürüldü. Yazıda, ''Önemli olan soru, Erdoğan'ın partisinin yolsuzluklara karışıp-karışmadığı değil. Ben bunu söylemiyorum. Benim savım, AKP'deki birçok siyasi liderin, belirli iş çevreleriyle bağlantıları bulunduğu ve bu ilişkilerin Türkiye'nin iç ve dış politikasını etkiliyor olması ihtimali. Siyasetçilerin, ekonomik çıkarları konusunda daha fazla şeffaf olması gerekiyor'' denildi. `7-8 MİLYAR TÜRKİYE'YE KAYMIŞ OLABİLİR' Rubin, seçmenlerin tepki olarak AKP'ye oy verdiklerini, bu partinin İslamcı bakış açısına göre değil, dürüstlük ilkesi üzerine kurulmuş olmasından dolayı desteklendiğini öne sürdü. Dergide, Türkiye'ye kaynağı belli olmayan bir para akışı başladığı iddia edilirken, şöyle devam etti: ''Türkiye çapında İslamcı işletmelerin yaygınlaşmasıyla AKP'nin iktidara gelmesi arasında karmaşık bir bağlantı bulunuyor. Örneğin, Konya veya Kayseri gibi illerde, halk bu sermayenin Kombassan gibi şirketlerden kaynaklandığını düşünüyor. Ancak, bu gibi şirketler, kendilerine karşı açılan soruşturmalar yüzünden yıllardır ekonomiye girdi sağlamıyor. Birçok ekonomistin tahminine göre, 11 Eylül terör saldırılarından sonra, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerindeki yatırımcılar, ABD'deki 40 milyar dolar civarındaki yatırımlarını çekti. Türk istatistiklerine bakacak olursak, bu paranın belki de 7-8 milyar doları, Türkiye'ye transfer edilmiş olabilir. Peki bu para, AKP'ye mi gitti, yoksa başka çevrelere mi aktarıldı? İşte esas sorun da bu. Çünkü, saydamlık yok. Eğer bu parti yolsuzluğa karışmamışsa, mali kaynaklarını açıklamakta tereddüt etmemelidir. Parasını nereden alıyor, bütçesi nedir, kampanyalarını kim finanse ediyor?'' `AKP, TÜRK PARTİSİ OLMALI' Rubin, internette yazısında Türkiye'nin uzun geçmişe dayanan laiklik, demokrasi ve istikrar geleneği bulunduğunu, AKP'nin Türk demokrasisinin bir ürünü olduğunu vurgularken, ''Burada yanlış bir şey yok. Sorun, sorumluluk ve saydamlıktır. Eğer AKP, bilinmeyen çevrelerden kaynak sağlıyor ve bu yolla parlamentodaki gücünü artırıyorsa, kökten değişimi sağlayacak güce erişebilirler ve bunun da dönüşü olmaz. Örneğin, imam hatip okulları veya eğitim alanındaki değişimler gibi. AKP, bütçesinde şeffaf olmalıdır. Eğer popülerse, halk onu yeniden seçecektir. Ancak bu desteği satın almamalıdır. Halk desteği, yerel kaynaklara dayandırılmalıdır. AKP, bir Türk partisi olmalıdır'' denildi. Haber: İhsan DÖRTKARDEŞ Kaynak: www.milliyet.com.tr

Günün Önemli Haberleri