ABD’deki tutuklu İsrail ajanı 35 yıl sonra İsrail’e geldi

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Pollard ve eşi Esther bu sabah özel bir uçakla başkent Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı'na indi. Açıklamada, Pollard ve eşini Başbakan Binyamin Netanyahu'nun karşıladığı ve kendilerine İsrail kimliği verdiği belirtildi.

Netanyahu, Pollard ve eşine hitaben, “Şimdi yeni bir hayata özgür ve mutlu bir şekilde başlayabilirsiniz. Şimdi evinizdesiniz." dedi. Jonathan Pollard, ise şunları söyledi:

"35 yılın sonunda evde olduğumuz için çok mutluyuz ve bizi eve getirdikleri için halkımıza ve İsrail Başbakanı'na teşekkür ediyoruz. Bu ülkeden veya bu liderden hiç kimse bizden daha gurur duyamaz. En kısa sürede üretken vatandaşlar olmayı ve buradaki hayatımıza devam etmeyi umuyoruz. Burası harika bir ülke. Muazzam bir geleceği var. Bu Yahudi halkının geleceği ve biz hiçbir yere gitmiyoruz."

İsrail için casusluk olayı
Yahudi kökenli Jonathan Pollard, 1985'te Amerikan Deniz Kuvvetleri'nde çalışırken İsrail için ajanlık yaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştı. 66 yaşındaki Pollard, İsrail istihbaratına gizli belgeler temin ederken yakalanmış, ABD yönetimi Soğuk Savaş döneminde ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle Pollard'ı yargılamıştı.

1987'de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Pollard, sadece İsrail'in güvenliği konusunda belgeler temin ettiğini iddia etse de bazı belgelerin Sovyetler Birliği'nin eline geçmiş olabileceği ileri sürülmüştü.

2012'de ortaya çıkan 1987 tarihli bir CIA belgesi, Pollard'ın Arap ülkeleri ve Pakistan'ın nükleer çalışmaları, "Arapların tuhaf silahları", Sovyet uçakları, Sovyet hava savunması, Sovyetler Birliği'nin havadan havaya ve havadan karaya füzeleri, Arap muharebe düzeni, konuşlanması ve hazırlığı gibi konular üzerine yoğunlaştığını göstermişti.

Pollard'ın İsrail'e ne tür belgeleri sızdırdığı ise hiçbir zaman tam olarak açıklanmamıştı.

İsrailli yetkililer, Pollard'ın casusluk olayında önce bütün iddiaları reddetmiş ancak 1996'da Pollard’a İsrail vatandaşlığı verilmesinin ardından ise casusluk yaptığını kabul etmişti.