ABD'de hayatını kaybeden Gülperi'nin teyzesi: 'Herkes beni parmakla gösterecek' diyordu
Abone olDil öğrenimi için gittiği ABD'nin New York kentinde evinin banyosunda düşüp başını çarpması sonucu yaşamını yitiren Gülperi Türker (24), memleketi Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde toprağa verildi. Acılı teyze Nagihan Çam, yeğeni Gülperi'nin sürekli 'Herkes beni parmakla gösterecek' dediğini ifade etti.
İstanbul'da Beykent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
Bölümü'nden mezun olan Gülperi Türker, dil öğrenmek için gittiği
ABD'nin New York kentindeki evinin banyosunda arkadaşları
tarafından ölü bulundu.
Epilepsi hastası olduğu belirtilen Türker'e yapılan otopsinin ön raporu, Türkiye'nin New York Başkonsolosluğu aracılığıyla, Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde yaşayan ailesine bildirildi. Otopsi raporuna göre, Türker’in, banyoda düşüp, başına çarpması sonucu iç kanamaya bağlı olarak yaşamını yitirdiği ifade edildi.
Dursun ve Gülhan Türker çifti, uçakla İstanbul'a getirilen kızlarının cenazesini alarak memleketleri Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine götürdü. İstiklal Mahallesi'ndeki evinin önünde helallik alınması sırasında gözyaşlarına boğulan anne Gülhan ile baba Dursun Türker’i yakınları teselli etmeye çalıştı. Gülperi Türker, Çarşı Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından mahalle mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verildi.
Gülperi Türker’in teyzesi Nagihan Çam, yeğeninin en büyük
hayalinin ABD'ye gidip, kendisini geliştirip, iyi bir yere gelmek
olduğunu belirtti.
"Herkes beni parmakla gösterecek"
En son doğum günü olan 27 Mayıs günü telefonla görüştüklerini ifade
eden Çam, şöyle konuştu: Kendisini herkesin parmakla göstereceğini
söylüyordu bize. 'Ben orada yaşamak istiyorum' diyordu. Burada dil
kursunu bitirdikten sonraki sene gitti. Orada hiçbir tanıdığı,
hiçbir arkadaşı, yakını yoktu. Çok cesurdu, çok idealist bir kızdı.
Gittiğinde biraz zorluk çekti aslında ama 'her zorluğun üstesinden
geleceğim ben teyze' dedi. Annesine de öyle diyordu."
"Hem dilini geliştirdi hem de para kazandı"
"Annesi, babası onun orada kalması taraftarı değildiler. Sonra bir
pandemi araya girdi. İş yoktu, ailesi onu destekliyordu ama o yine
de ailesine muhtaç olduğunu çok hissettirmedi. Çok işte çalıştı,
marketlerde kasiyerlik yaptı. Akülü bisiklet kiralayıp turistleri
gezdirdi. Hem dilini geliştirdi hem de para kazandı. O arada
İngilizce kursuna devam ediyordu, ama 'arada gidiyorum teyze'
diyordu bana. Çünkü işte de çalışması lazımdı. Kirası, yemesi
içmesi ve diğer ihtiyaçları vardı"
"Amerika'da bir şey gelse biz nasıl
yetişeceğiz?"
Gülperi'nin epilepsi rahatsızlığı olduğunu ve küçük yaşlarda ve
liseye giderken iki kez kriz geçirdiğini anlatan Nagihan Çam,
"İstanbul Beykent Üniversitesi'ne gittiğinde de bir kez geçirdi.
Ama ilaçları vardı, kullanıyordu. Son zamanlarda kullanmadığını
söylüyormuş annesine ama. Annesinin endişeleri vardı zaten. 'Onun
başına Amerika'da bir şey gelse biz nasıl yetişeceğiz?' diyordu.
Bir büyüğü yoktu, bir arkadaşı yoktu. O tek başına cesur bir
şekilde Amerika'da ayakta durmaya çalıştı. Meslek olarak burada
bilgisayar mühendisliği okuyor zaten Beykent Üniversitesi'nde ama
en çok ideali genetik mühendisi olmaktı." ifadelerini kullandı.
"Dönersem beni göndermezsiniz"
Çam, son olarak "Genetik mühendisliğini çok istemişti ama puanları
yetmeyince sonra bilgisayar mühendisliğini seçti. Bilgisayar
üzerine devam edip etmeyeceğini bilmiyorum. Ama okuyup orada çok
güzel yerlere geleceğini söylüyordu. Çok seviyordu. Sevdasıydı
onun, 'yapma teyzem, gel buraya bak ailenin maddi durumu yerinde,
her şey mevcut' diyordum. Babası da gelmesini söylüyordu. Ailesi
özellikle pandemi sürecinde 'Gülperi kızım dön' diye çok
direttiler. 'Ben oraya dönersem siz beni göndermezsiniz'
diyordu.