ABD yurtseverliği tartışıyor...
Abone ol11 Eylül terörist saldırılarında binlerce insanın hayatını kaybetmiş olması ABD'de yurtseverlik tartışması başlattı.
ABD 'Yurtseverlik Yasası'nı Tartışıyor Bu yasalardan
"Yurtseverlik Yasası" olarak bilineni, eleştirilere hedef oluyor,
temel hak ve özgürlükleri tehdit ettiği öne sürülüyor. Adalet
Bakanlığı ise aksini savunuyor sözkonusu yasanın terörizmle
mücadelede etkin bir silah olduğunu ileri sürüyor. Resmi adıyla
"Amerikan Yurtseverlik Yasası", 11 Eylül terör saldırılarından bir
ay sonra 2001 Ekim'inde kabul edildi. Yasa, ülkeye yönelik muhtemel
terörist saldırıların önlenmesi için, güvenlik kuvvetlerinin
yetkilerini genişletiyor hatta yeni yetkiler tanıyordu. Yasa
tasarısı, Kongre'de, alelacele ve ezici bir çoğunlukla kabul edildi
fakat aradan bir süre geçtikten sonra şikayetler ortaya çıkmaya
başladı. Hukukçular ve insan hakları örgütleri, yasanın, federal
kurumlara çok fazla yetki verdiği görüşünde. Örneğin, Amerikan
Muhafazakarlar Birliği adlı lobi grubunun başkanı David Keene,
tasarıya evet oyu veren bir çok Kongre üyesinin, yasa metnini
okuyacak vakit bile bulamadığını söylüyor. Yasanın en çok
eleştirilen bölümlerinden biri, polislerin, ön soruşturma sırasında
şüpheli kişilerin telefonları gizlice dinleyebilmesiyle ilgili.
Eskiden her soruşturma için ayrı mahkeme kararı gerekirken, artık,
federal polis, tek bir izinle, hatta gerekli gördüğü durumlarda
önceden izin bile almadan bunu yapabiliyor. David Keene şöyle
diyor: "Terörizmle savaşacağız derken, anayasal güvenceleri
azaltacak bir ortam yaratıyor ve bu ortamda, bazı görevlilere, daha
önce sahip olmadıkları ve kolayca istismar edilebilecek yetkiler
veriyoruz." Adalet Bakanlığı ise suçlamaları redediyor,
"Yurtseverlik Yasası"nı ülkenin terörizmle mücadelesinde önemli bir
dönüm noktası olarak görüyor. Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle
yasa hakkında bir dizi dava açılması ve Kongrenin yasayı yeniden
gözden geçirmesi yolundaki çağrılar ABD Adalet Bakanı John
Ashcroft'ı oldukça telaşlandırdı. Ülke genelinde bir kampanya
başlatan Ashcroft, genellikle emniyet mensuplarına hitaben
konuşmalar yapıp yasayı savunacak. Kampanyasına Washington'da
başlayan Adalet Bakanı, Salı günü, muhafazakar bir gruba hitaben
yaptığı konuşmada şöyle dedi: "Yurtseverlik Yasası'nın terörizme
karşı savaşta ne anlama geldiğinin herkes tarafından anlaşılması
çok önemli. Bu yasayı, teröristlerin bizim topraklarımızda daha
fazla ölüme ve yıkıma yol açmasını önlemekte kullandık. Bu yasayı,
masum Amerikalıların hayatını korumakta kullandık. Bu yasayı,
özgürlüğün garantisi olan güvenliği sağlamakta kullandık." Fakat
Kongre'nin önde gelen bazı üyeleri, yasanın temel hak ve
özgürlükleri zayıf düşürmesinden kaygı duymaya başladı. Örneğin
Cumhuriyetçi Partili Milletvekili Butch Otter, aramalar da dahil
olmak üzere, yasanın bazı hükümlerinin kaldırılması için
Temsilciler Meclisi'ne değişiklik önergesi sundu. Amerikan Medeni
Haklar Birliği adlı kuruluşun sözcüsü Jameel Jaffer, önerge
hakkında şunları söylüyor: "Federal polis, şu anda, herhangi bir
kişinin evini ya da işyerini, kendine haber vermeden gizlice
arayabiliyor." Milletvekili Otter bunun kaldırılmasını, arama için,
eskiden olduğu gibi, mahkemeden karar alınmasını istiyor. Yasada
bizi kaygılandıran bir başka nokta da, federal polis teşkilatı
FBI'ya, herhangi bir kuruluştan pensonel dosyalarını isteme yetkisi
verilmiş olması. Adalet Bakanı Ashcroft ise, kendisi için en önemli
şeyin yeni bir terörist saldırıyı öِnlemek olduğunu sِylüyor ve
Yurtseverlik Yasası'nın terِrizmle mücadelede hayati önem
taşıdığını savunuyor: "Buffalo, Detroit ve Seattle'da terörist
olduğu söylenen hücreleri etkisiz hale getirdik. Şimdiye kadar, 225
cezai dava açıldı, 132 kişi mahkum edildi ya da suçunu kabul etti.
Bir çok ülkede 3 binden fazla terِr zanlısı yakalandı. Bir çoğunun
sonu ise daha kِtü oldu." Teröِrizmle mücadeleyle, anayasanın
bireylere tanıdığı hak ve öِzgürlükler arasında denge sağlamak
kolay olmasa gerek. ABD, 11 Eylül saldırılarının ikinci yıldönümünü
anmaya hazırlanırken, Bağdat'ta, Salı günü, Birleşmiş Milletler
tesislerine yapılan intihar saldırısı, terörizme karşı savaşın daha
uzun bir süre devam edeceğini gösteriyor. Kaynak : Voice of
America