ABD yetkilileri: Türkiye ticaret ortaklığında yer almalı

Abone ol

ABD Başkanı Barack Obama’nın ABD ve Avrupa Birliği arasında oluşturulması planlanan Transatlantik Yatırım ve Ticaret Ortaklığı (TTIP) müzake...

ABD Başkanı Barack Obama’nın ABD ve Avrupa Birliği arasında oluşturulması planlanan Transatlantik Yatırım ve Ticaret Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin başladığını resmi olarak açıklamasının ardından, Türkiye’nin de bu tabloya nasıl dahil edileceği önemli bir gündem maddesi haline geldi.
Bu konu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyaretinde de görüşmelerin en üst sıralarında yer alacak. Washington’ın önde gelen hukuk firmalarından biri olan Arent Fox’un Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Matthew Nolan, İHA’ya yaptığı açıklamada sürecin daha çok başında olunduğunu belirtti ve "Şu an ilk müzakerelerin başlatılması için çalışmalar devam ediyor. Açıklamanın dışında resmi bir çalışma henüz başlatılmadı. Çalışma grupları organize ediliyor, bu müzakere sürecinde hangi kaynaklara ihtiyaç olduğu saptanıyor" dedi.
Bu kritik aşamada Türkiye’nin atması gereken adımlara değinen Nolan "Türkiye eğer müzakere masasında yer alamazsa kaybedecek çok şeyi var. ABD ile AB arasında bir anlaşmanın sağlanması durumunda eğer Türkiye bunun bir parçası değil ise, bunun olumsuz noktalarından etkilenecek. Diğer bir deyişle, Türkiye ABD’ye ihracat yaptığında gümrük vergisi öderken, ABD Türkiye’ye gümrüksüz olarak ihracat yapabilecek ve bu ciddi bir dengesizlik oluşturacak. Bu elbette Türkiye’ye haksızlık ancak bu Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmamasına rağmen, AB’nin yaptığı anlaşmalara tabi olmasından kaynaklanıyor" dedi. Ticari anlaşmaların doğası gereği anlaşmaların imzalanmasının ardından ticarette bir artışın olduğunu belirten Nolan, "ABD’nin serbest ticaret anlaşmalarının geçmişine bakarsanız, bu Singapur, Sili, Kolombiya hatta Kore’yle yapılan anlaşmalar her iki taraftaki ticaret hacminin artışına sebep olmuştur. Türkiye’nin sorunu ise, su anda ABD ile çok düşük bir ticaret hacminin bulunmasından kaynaklanıyor. İhracat alanında ABD ile olan ticaret hacminde 45. sırada yer almakta. Bu Türkiye’yi kendisinden çok daha küçük ekonomiler ile, mesela Hong Kong ile ayni seviyeye koymakta. Bu olması gerekenden çok az ve buna bir çözüm bulunması lazım" dedi. Danışman olarak katıldığı NAFTA anlaşması ile TTIP’yi karsılaştıran Matthew Nolan, NAFTA’nın üç ülkeyi içermesinden ötürü bir ilk olduğunu, daha önce bu büyüklükte bir anlaşmanın gerçekleştirilmediğini belirtti ve büyüklüğü ve karmaşıklığı açısından TTIP müzakerelerinin NAFTA’ya benzediğini söyledi. NAFTA deneyimi sayesinde bu tarz geniş çaplı ticaret anlaşmasının çatısının hazır olduğunu söyledi ve "Elbette NAFTA’nın mimarisi elimizde olduğu için bazı adımlar daha kolay olacak ancak çok sayıda aktör olmasından ötürü bu müzakereler de karmaşık bir yapı oluşturabilir" dedi.
ABD ile AB arasında bir serbest ticaret anlaşmasının daha önce imzalanmamış olmasının da bir sebebi olduğunu söyleyen Nolan, ABD ile AB’nin birbirini tamamlamasının yani sıra, bir çok alanda da rekabet ettiğine dikkat çekti ve müzakereler esnasında hangi konuların hassasiyet doğuracağı konusunda ise “Elbette tarımcılık hassas bir konu olacak. Bu alanda hem ABD’nin hem de AB’nin kendine özgü tutumları ve koruma yöntemleri bulunmakta. Bu bir anlaşma noktasına ulaşmayı zorlaştıracak. Tarımcılık sektörü tabii Türkiye için de hassas bir konu. Bunun yani sıra tekstil sektörü AB için çok olmasa bile ABD ve Türkiye için hassas bir konu. Fikri mülkiyet haklarının korunması ve yatırım fasılları önemli olacak. Bir de anlaşmazlıkların çözülmesi ile ilgili fasıl da hassas konulardan biri olacak çünkü serbest ticaret anlaşmalarında uyuşmazlıkların çözülmesi her ülkede farklı yöntemleri gerektiriyor. Uyuşmazlıkların çözülmesi için nelerin anlaşmaya dahil edileceği konusu da hassasiyet yaratacaktır" dedi.
Elektronik Sınır Vakfı (Electronic Frontier Foundation) tarafından 18 Mart 2013 tarihinde yayınlanan bir rapora göre, ABD ve AB’de toplam 44 hükümet dışı organizasyon bu görüşmelerde şeffaflık talep etti ve fikri mülkiyet haklarının bu müzakerelerin dışında bırakılması gerektiğini talep etti. Ancak Nolan özellikle ABD için bu konunun çok önemli olduğunu, sıra dışı bir gelişme olmaması halinde bu konunun anlaşma dışında bırakılmasına ihtimal vermediğini belirtti. Şeffaflık sağlanması konusuna da sıcak bakmadı "Her görüşmenin en ince detayına kadar yayınlandığı bir müzakere surecinin olması mümkün değil çünkü her çıkar grubu kendi istediğini masaya getirmeye çalışacak ve bu sureci çok daha komplike bir hale getirecek. Hükümetler müzakerelerin ardından bir bütün ortaya koyacak ve bu tek parça halinde onaylanacak" dedi.
ABD’nin mevcut donemde gerçekleştirmeye çalıştığı Trans-Pasifik Ortaklığın en önemli konulardan ecza sanayinin de Transatlantik Yatırım ve Ticaret Ortaklığı Müzakereleri esnasında gündeme gelecek önemli bir konu olduğunu belirten Nolan "Ancak ABD ile AB arasında ecza sanayinde benzer sistemler söz konusu ve iki sistemin nasıl çalıştığı daha iyi biliniyor. Bununla birlikte ortak uygulanacak kuralların belirlenmesi konusunda tartışmalar olacaktır çünkü ilaç sektörü ülkelerin ulusal bazda kontrolü elde tutmayı tercih ettikleri alanlardan biri. Bu nedenle zor olacağını düşünüyorum ama Trans-Pasifik Ortaklığı görüşmelerine nazaran daha pürüzsüz geçeceğini düşünüyorum çünkü bu pazarlarda farklı seviyeli gelişim söz konusu" dedi.
New York Barosu üyesi olup Washington’da Arent Fox hukuk firmasında uluslararası ticaret hukuku avukatlığı yapan Şule Öktenay Akyüz ise bu görüşmelerin Türkiye için önemine değindi ve "Avrupa Birliği ile Amerika arasındaki serbest ticaret anlaşması görüşmelerine Türkiye’nin katılması çok önemli. Bu görüşmelerin içinde yer alması önemli. Buna paralel olarak Türkiye ile Amerika arasındaki serbest ticaret anlaşması görüşmelerine de başlamalı" dedi. AB’nin ABD ile yapmayı planladığı anlaşmaların Türkiye’yi nasıl etkileyeceği konusunda ise Akyüz "Avrupa Birliği’nin bu ülkeler ile imzaladığı anlaşmalarda bir madde oluyor. Türkiye ile de böyle bir anlaşma yapılsın deniyor. Fakat uygulamaya baktığınızda, geçmişten gelen Avrupa Birliği’nin imzaladığı diğer serbest ticaret anlaşmalarına baktığımızda, bu ülkelerin isteksiz olduğunu görüyoruz ya da aynı şartları önermek istemediklerini görüyoruz, Avrupa Birliği’ne verdikleri şartları önermediklerini görüyoruz. Amerika’dan ihracatlar Türkiye’ye gümrük vergisi olmaksızın girecekken tersi gerçekleşmeyecek. Zaten ticaret dengesi çok bozuk, bu denge iyice bozulacak gibi görünüyor" dedi.
2012 yılında ABD’nin Türkiye’ye ihracatı 14.1 milyar dolar iken, Türkiye’den 5.6 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Bununla birlikte Türkiye’nin de dahil olduğu 131 ülkede üretilen 4500 farklı kalem ürün Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (Generalized System of Preferences - GSP) sayesinde ABD pazarına gümrük vergilerinden muaf olarak giriş yapabilmekte. Ancak bu programın da 31 Temmuz 2013 tarihinden önce uzatılması gerekmekte.
(İHA)

Günün Önemli Haberleri