'ABD, Türkiye'yi değil İsrail'i seçer'
Abone olGuardian gazetesinde yer alan bir yorumda, ABD'nin Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliği kaygıyla izlediğine dikkat çekiliyor.
İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinde yer alan bir
yorumda, ABD'nin Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliği endişeyle
izlediği ve seçim yapmak durumunda kalırsa tercihini İsrail'den
yana kullanacağı belirtildi.
Erdoğan'ın Kuzey Afrika temaslarını değerlendiren Guardian, bu ziyaretin Türkiye'nin Orta Doğu'da ağırlığını artırma ve İsrail'i yalnızlaştırmayı amaçladığını kaydetti.
Erdoğan'ın Kahire’de coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandığını, medyanın ziyarete büyük ilgi gösterdiğini belirten Guardian, "Türk-Arap birliğine vurgu yapan Erdoğan, Türkiye'nin Arap baharının kalbinde lider rolü oynamak istediğini saklamıyor" dedi. Yazıda Sultan el Kasımi adlı bir Arap dünyası uzmanının şu sözlerine yer verildi:
"Erdoğan bir medya yıldızı. Arap liderlerini zor duruma düşürüyor. Memleketlerine gidip onları eleştiriyor. Biraz fırsatçılık yaptığı söylenebilir. Zira, İsrail Gazze saldırısı nedeniyle özür dilemeyi reddettiği için bunu yapabiliyor. Ama ülkesinde iyi işler başardığı için itibarı var."
Düş kırıklığı
Guardian'da Ian Black imzasını taşıyan bir analizde ise
Erdoğan'ın yüksek riskli bir oyuna girdiği belirtilerek özetle
şöyle denildi.
"Erdoğan'ın Kahire'de yaptığı konuşmalar, Türkiye'nin Orta Doğu'da daha büyük bir oyuncu olma çabasınında mükemmel bir platformdu. Gazze saldırısından sonra İsrail'le onlarca yıl sürdürdüğü ittifakı bozarak bu ülkeyi açık bir şekilde eleştirmeye başlayan Türkiye'nin bölgede daha güçlü bir rol oymama arzusu, bir düş kırıklığının ürünü. Zira Türklerin Avrupa Birliği'ne katılma çabaları Almanya ve Fransa tarafından fiilen engellenmiş durumda. İran'ın aksine Türkiye, sempatik bir Sünni güç. Türkiye'ye, İsrail'e karşı sesini diğer Arap ülkelerinden daha fazla yükseltebildiği için hayranlık duyuluyor.
Analizde, "Bütün bu heyecana rağmen, Türkiye'nin çok ileri gidemeyebileceği" belirtildi:
"Türkiye Suriye krizinde çok aktif olmasına karşın, Beşar Esad'ın
gitmesini isteyen Batılı ülkeler kadar sesini yükseltemedi. Erdoğan
ABD, İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi'nin tepki göstermesi
olasılığı nedeniyle Gazze'ye gitmeme kararı aldı. Foreign Policy
Journal dergisinde Daniel Wagner, Erdoğan'ın bahislerin daha fazla
yükseltilemeyeceği bir oyuna girdiğini yazıyor. Wagner şöyle diyor:
ABD Türkiye ile İsrail arasında bir seçim yapmak zorunda kalsa
doğal olarak İsrail'i seçer."
'Erdoğan liderimiz olsaydı Kudüs'ü geri alabilirdik'
Financial Times da Erdoğan'ın Kahire'de İsrail'e sert suçlamalar yönelterek, İsrail'i alarma geçiren ve Amerika Birleşik Devletleri'ni kaygılandıran dış politika değişikliğini perçinlediğini belirtti. Gazete, Kahire'de Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulunan bir kişinin, "Erdoğan'ın tavrı Arap liderlerinkinden çok iyi. İsrailli diplomatları ülkesinden ilk o kovdu" dediğini başka bir göstericinin "Erdoğan liderimiz olsaydı, Kudüs'ü kurtarırdık" yazılı bir döviz taşıdığını aktardı.
'İslam dünyasının yeni sesi'
Times gazetesi de Erdoğan'ın Kahire'de kendisini "İslam dünyasının yeni sesi" olarak göstermeye çalıştığını yazdı. Gazete Erdoğan'ın "Gazze'de ağlayan Filistinli bir çocuk, Ankara'daki bir annenin yüreğini sızlatır" sözlerini öne çıkardı.
Daily Telegraph ise, Erdoğan'ın uluslararası topluma Filistin'i tanıma çağrısında bulunarak Amerika'yı karşısına aldığını kaydetti. Gazete, Erdoğan'ın Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne yapacağı tanınma başvurusu öncesinde diplomatik harareti yükselttiğini vurguladı.
Daily Telegraph, ABD Başkanı Barack Obama'nın Arap dünyasını kızdırma pahasına İsrail'e bu konuda destek verdiğini ve "Güvenlik Konseyi'ne böyle bir başvuru gelirse şiddetle karşı çıkacağız" dediğini hatırlattı.