ABD, Türkiye'ye tartışıyor
Abone olABD Senatosu'nda Türkiye'nin AB'ye kabulü ve ABD-Türkiye-AB ilişkileri tartışılıyor. Tartışmada en önemli konu ise Türkiye'nin ABD ile AB arasında nasıl tercih yapacağı.b
Avrupa Komisyonu'nun Washington'daki Temsilcisi Jonathan
Davidson, Avrupa Birliği'nin (AB) Kıbrıs sorununu çözecek yollar
bulmada kararlı olduğunu bildirdi. Amerikan-Türk Konseyi (ATC) ve
Atlantik Konseyi, Washington'da Amerikan Senatosu'nun çalışma
ofislerinden Dirksen'de, ''Türkiye'nin AB'ye Kabulü: ABD'nin
Türkiye ve AB ile İlişkilerine Etkisi'' konulu bir konferans
düzenledi. Konferansta konuşan Davidson, Kıbrıs'ta çözüm için yeni
adım gerektiğini belirterek, ''AB, bu problemi çözmek için yollar
bulmakta kararlı'' dedi ve ''Kıbrıs konusunda çözüm çabalarının
artmasını ve BM'nin, Nisan ayında Kuzey Kıbrıs'ta seçimleri takiben
görüşmeleri yeniden başlatma çabasına girmesi beklediklerini''
kaydetti. Jonathan Davidson, ''AB olarak Kıbrıs'ta görüşmelerin
başlaması için elimizden ne gelirse yapmakta istiyoruz. Bu,
herkesin çıkarına'' diye konuştu. Davidson, Kıbrıs ve Ermeni
meselelerinin, Türkiye ile müzakerelerin bir parçası olmadığını da
belirtti. Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın, Kıbrıs'ta
çözüm olmadan tek bir Türk askerinin bile adadan çekilmeyeceği
yönündeki açıklamasını değerlendirmesi istenen Davidson, bu konuda
doğrudan bir yorum yapmadı ancak, ''Bu durum, Kıbrıs'ta kapsamlı
çözümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor''
dedi. Davidson, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini ''büyük ölçüde''
tamamladığını da kaydetti. Türk-Amerikan ilişkilerinin, Türkiye'nin
AB üyeliğinden etkilenmeyeceğini söyleyen Davidson, Türkiye'nin AB
üyeliğinin, ABD'nin de çıkarına olduğunu kaydetti. Ukrayna'nın
AB'ye üyelik durumuna ilişkin bir soru üzerine Davidson, ''Ukrayna
için AB üyelik kapısı kapanmadı ancak açılmadı da. Ukrayna bir
Avrupa ülkesi. Kriterleri karşılarsa ileride üye olabilir. Sadece
şu anda AB'nin tabağı başka meselelerle çok dolu'' dedi. AB Genel
Sekreteri Murat Sungar da, paneldeki konuşmasında, bazı çevrelerin
Türkiye'nin AB üyeliğini ''Truva atı'' olarak niteleme eğilimine
işaret etti. Sungar, ''bazıları Türkiye'yi AB içinde İslam'ın truva
atı veya ABD'nin truva atı olarak görürken, bazı çevreler de
Türkiye için İslam dünyasındaki batının Truva atı olarak görme
eğiliminde'' diyerek, bu teorilerin aynı anda geçerli olamayacağına
ve dolayısıyla hiçbirinin geçerli olmadığına işaret etti.
Türkiye'nin AB sürecini bir ''maraton'' olarak niteleyen Sungar,
Türkiye-ABD ilişkilerinin sağlam temele dayalı olduğunu ve
Türkiye'nin AB ile yakınlaşmasının ilişkileri ancak olumlu
etkileyebileceğini kaydetti. ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden
Mark Parris ise konferanstaki konuşmasında, ''Türkiye AB'ye
yaklaştıkça ABD'den uzaklaşıyor'' dedi. Parris, ABD'nin ''bu
olumsuz potansiyeli'' daha önce farkettiğini ancak 11 Eylül'den
sonra ortaya çıkan atmosferde Türkiye'yi batıya demirlemenin
önemini de gördüğünü söyledi. Mark Parris, ''Türkiye'nin hayalgücü
ve yeteneğinin Avrupa'ya çekilmesi doğal olacak. Bizim açımızdan bu
durum cesaret verici değil'' diye konuştu. -''TÜRKİYE, SEÇİM YAPMAK
ZORUNDA DEĞİL''- Toplantıda konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın
Avrupa Masası Direktörü Scot Marciel ise, Türkiye'nin AB'ye üyelik
sürecinin reformların gerçekleştirilmesine yardım ettiğini söyledi.
Marciel, Türkiye'nin muazzam bir değişimden geçtiğine, ancak halen
yapılması gereken çok reform bulunduğuna işaret etti. AB'nin bu
yönde çok olumlu etkisi olduğunu belirten Marciel, ''Türkiye'nin AB
yolu zor ancak sağlıklı bir süreç'' dedi. Türkiye'nin AB ile ABD
arasında seçim yapması gerekmediğini vurgulayan Marciel, ''Meseleyi
bu şekilde ortaya koymak yanlış bir ikilem yaratıyor. ABD,
Türkiye'nin AB sürecini daima kuvvetle desteklemiştir. Çünkü
Türkiye'nin üyeliği hem Türkiye hem de bölge için çok iyi'' diye
konuştu. ABD'nin Türkiye'nin AB sürecini desteklediğinde
Avrupalıların tepki gösterdiğini de söyleyen Marciel, ''Biz hiçbir
zaman Türkiye'ye ayrıcalık tanıyın demiyoruz. Türkiye elbette
gereken koşulları karşılamalı, ancak AB koşullarını karşıladıktan
sonra da üyeliğe kabul edilmeli'' dedi. Marciel, ABD'nin Kıbrıs
konusunda kapsamlı bir çözüme desteğinin devam edeceğini de
belirtti.