ABD Türkiye için faturayı belirledi
Abone olTürkiye ile ABD arasında süren pazarlıklarda son telaffuz edilen rakam 6 milyar dolar ile 30 milyar dolar oldu.
ABD, muhtemel bir savaştan dolayı zararlarının karşılanması
amacıyla Türkiye'ye verilecek ekonomik yardımın 2 milyar doları
askeri borçların silinmesi, 4 milyar doları kredi olmak üzere 6
milyar dolar olmasında ısrar ediyor. Türkiye ise, bu rakamın 5
katına çıkarılmasında ısrar ediyor. Muhtemel bir Irak savaşı ile
ilgili Türkiye ile ABD arasında askeri, siyasi ve ekonomik alanda
sıcak pazarlıklar yaşanıyor. Başbakan Abdullah Gül'ün Bakanlar
Kurulu'nda da verdiği bilgilere göre, ABD, Türkiye'ye verilecek
yardımın 6 milyar dolar olması konusunda diretiyor. ABD, 2 milyar
dolarının FMS kredilerinin silinmesi, 4 milyar dolarının ise kredi
olmak üzere 6 milyar dolarlık ekonomik yardım önerisini Türk
tarafına iletti. Ancak Türkiye, 6.8 milyar dolarlık FMS
kredilerinin silinmesini istiyor. Buna karşılık ABD'nin teklif
ettiği 6 milyar dolarlık rakamın 5 katına yani 30 milyar dolara
çıkarılmasını şart koşuyor. ABD ile Türkiye arasında yaşanan
pazarlıkların siyasi ayağını ise, Irak'ın toprak bütünlüğü ve
savaştan sonra yeniden yapılandırılması konusu oluşturuyor.
Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması konusunda ABD'den
yazılı kayıt istiyor. ABD tarafı bu konuda henüz net kararını Türk
tarafına iletmedi. Türkiye, Saddam sonrası Irak'ın nasıl
yönetileceği konusunun savaştan önce masaya getirilmesini talep
ederken, ABD bu konunun savaştan sonra ele alınmasını istiyor.
Türkiye'nin siyasi alanda şart koştuğu bir diğer konu da,
Musul-Kerkük'ün durumu ve Türkmenler'in yönetimde söz sahibi
olması. Türkiye, muhtemel bir savaştan sonra Musul'a kadar olan
bölgeyi kontrolü altında tutmak istiyor. Musul-Kerkük bölgesinin
Kürt ve İngiliz unsurlarından uzak tutulmasında ısrar eden Türkiye,
bu bölgenin bağımsız statüsünün korunması ve herhangi bir grubun
denetimi altına girmemesini şart koşuyor. Hükümet, Irak ve Kuzey
Irak'ta oluşacak yeni yönetimde Türkmenler'in de temsil ve söz
hakkı sahibi olması gerektiğini de savunuyor.