ABD siyasileri ders verdi
Abone olABD Savunma Bakanlığı'nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Eric Edelman Türk liderlere ders verdi.
ABD Savunma Bakanlığı'nın Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Eric
Edelman, Türkiye'nin bugünkü siyasi liderlerine laiklik, vizyon ve
popüler olmayan zor kararları cesurca alabilme konusunda Mustafa
Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Turgut Özal'ı örnek gösterdi.
Washington Institute adlı fikir kuruluşu tarafından, sekizinci
Cumhurbaşkanı Turgut Özal anısına, her yıl düzenlenen
konferansların sekizincisinde konuşan Edelman, Türkiye'deki
siyasetçilere üstü kapalı bir liderlik mesajı verdi.
ABD'nin Ankara eski büyükelçisi Edelman, "ABD, bugünün güvenlik
tehditleriyle yüzleşirken, yüce uluslarının ilerlemesi için
tartışmalı kararlar almaktan korkmayan, Atatürk, İnönü ve Özal gibi
güçlü, kararlı ortaklara ihtiyaç duyuyor" dedi.
Gerçek liderlik
Atatürk'ün Batılı ve modern
devlet vizyonunu, İnönü'nün demokratikleşme konusundaki
kararlılığını, Özal'ın sağlam müttefik oluşunu öven Edelman,
"dilerim ki, Türkiye'nin liderleri ve halkı, bu yüce insanların her
birinin geride bıraktığı mirastan esinlensin" diye konuştu.
Edelman, İsmet İnönü'nün İkinci Dünya Savaşı sonrasının yeni
koşullarına ayak uydurmadaki başarısını ve Özal'ın Birinci Körfez
Savaşı'nda ABD ile gösterdiği dayanışmayı anlatırken günümüz
Ankarası'na da şu mesajı verdi:
"Ciddi liderler ve ülkeler kriz durumlarında kenarda kalmazlar.
Krizler tercih kullanmayı gerektirir ve bu tercihler de çoğu zaman
hem hükümetteki, hem muhalefetteki liderlerin, halklarını, ülkenin
önündeki seçenekler konusunda eğitip yönlendirmesini
gerektirir."
Laiklik vurgusu
Edelman'ın laikliğe yaptığı vurgu da dikkat çekti. Pentagon
yetkilisi, Atatürk'ün kalıcı başarılarından birinin Türkiye'yi
laikleştirmesi olduğunu belirtirken, Özal'dan da, "kişisel
dindarlığı ile laik yönetim biçimini birbirinden rahatlıkla
ayırabilen imanlı bir Müslüman" diye söz etti.
Özal'ın, Avrupa Birliği'ne yaklaşımını öven Edelman, "Özal, Avrupa
ile Türkiye'yi birbirine bağlayan değerlerin dine değil laikliğe
dayandığına inanıyordu. Dinsel inancın özel bir mesele olduğu ve
demokratik yönetişimi etkilememesi gerektiği konusunda tereddütü
yoktu" dedi.
Erdoğan'ın kapasitesi
Konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hiç değinmemesi
dikkat çeken Edelman, daha sonra Erdoğan'ın liderlik vasıflarına
ilişkin bir soru üzerine, Kıbrıs'ta çözüm yanlısı cesur bir tavır
aldığını ve AB yolunda siyasi reformlar yaptığını hatırlatarak,
"Erdoğan'ın muazzam bir liderlik kapasitesi olduğuna şüphe yok"
dedi.
ABD karşıtlığı
ABD'nin Türk kamuoyundaki olumsuz imajına ilişkin bir soru üzerine,
bu durumun her iki ülke hükümetini de kaygılandırması gerektiğini
belirten Edelman, iki tarafın liderlerine de ilişkinin önemini ve
geniş kapsamını halka anlatma görevi düştüğünü söyledi.
Edelman ayrıca, son Pew anketine göre, Türkiye'de ABD'ye olumlu
bakanların yüzde 12'de kaldığını hatırlattı ve "kayda geçmeli ki,
ben Ankara'dan ayrılırken bu oran yüzde 23'tü. Üstelik benim oradan
ayrılmamın, bu oranı bir 10 puan kadar yukarı çekeceğini
sanıyordum" diye espri yaptı.
"Atatürk rapor edilirdi"
Edelman'ın Atatürk'e ilişkin övgülerinin yanı sıra, Atatürk'ün
'özgürlükçü amaçlara ulaşmak için özgürlükçü olamayan yöntemler
kullandığını' yazan ünlü tarihçi Lord Kinross'tan alıntı yapması da
dikkat çekti.
Edelman, Irak'a Atatürk gibi bir liderin gerekip gerekmediğine
ilişkin soru üzerine, bugün artık özgürlükçü olmayan yöntemlerin
eskisi gibi hoş görülmediğini hatırlattı ve "bugün bir Atatürk
olsa, Dışişleri Bakanlığı'ndaki meslektaşlarım, onun hakkında
uluslararası insan hakları (ihlal) raporları yazıyor olurlardı"
dedi.
"Çuval olayında plajdaydım"
4 temmuz 2003'te, Süleymaniye'de, ABD askerlerinin Türk
askerlerinin başına çuval geçirmesi olayına ilişkin bir soru
üzerine, "Virginia'da plajda yatıyordum. Başkan Yardımcısı Dick
Cheney'nin Türk Başbakanı ile konuşmak istediğini bildiren bir
telefonla olaydan haberdar oldum" diyen Edelman, o gün yaşananların
iki taraf içinde zorluk yarattığını, ancak artık üzerinden üç yıl
geçen bu olayın tümüyle geride bırakılması gerektiğini
söyledi.