ABD Mandela’yı anıyor
Abone ol27 yıllık mahkumiyetin ardından "toplumun birleştiricisi" olarak Güney Afrika halkına yön veren siyahi liderin ölümü, ABD’de de üzüntüyle ...
27 yıllık mahkumiyetin ardından "toplumun birleştiricisi" olarak
Güney Afrika halkına yön veren siyahi liderin ölümü, ABD’de de
üzüntüyle karşılandı.
Nelson Mandela’nın ulusal sınırlarını aşan etkisi, ölümünün
ardından dünyanın dört bir köşesinden gelen açıklamalarla daha
belirgin bir şekilde ortaya çıktı. ABD’de de çok sayıda kişi, bu
yıl başkentteki Güney Afrika Büyükelçiliği önüne dikilen Mandela
heykelini ziyaret ederek, buraya çiçekler bırakıyor.
“HERKES ONUN GİBİ OLSAYDI”
Ziyaretçilerden Güney Afrikalı Cliff Matheson, "Onu Güney Afrika’yı
kurtaran, beni aydınlatan bir insan olarak hatırlayacağım. Ülkemin
son 40-50 yıllık geçmişini gerçek manada anlamamı sağladı" dedi.
Mandela’nın devlet başkanı seçildiği, 1994’de ilk defa tüm halkın
katıldığı seçimlerde gözlemci olarak çalışırken, siyahi lider ile
tokalaştığını söyleyen Matheson, "O anı çok iyi hatırlıyorum. Büyük
bir eldi ve tabi ki benim ellerimde küçüktü. Büyük bir eldi ama
hoştu, samimi bir tokalaşmaydı" dedi.
Washington’da yaşayan Cari Rudd ise, "Dünya üzerinde liderler ve
insanlar vardır. Herkes onun gibi olsaydı dünya yaşamak için harika
bir yer olurdu" yorumunda bulundu.
“DEMOKRATİK ULUSUN KURUCU BABASIYDI”
Güney Afrika’nın ABD Büyükelçisi Ebrahim Rasool, Mandela’nın
"demokratik ulusun kurucu babası" olduğunu belirterek, ölümünden
duyulan üzüntüyü dile getirdi. Rasool, "Nelson Mandela’nın sonsuza
kadar bizimle yaşamayacağını biliyorduk ama yine de onun ölümü bizi
şoke etti" ifadelerini kullandı.
Basın toplantısında konuşan Washington Belediye Başkanı Vincent
Gray de, kendisine üç kişinin ilham verdiğini söyleyerek, bunların
Martin Luther King Jr, Mahatma Gandhi ve Nelson Mandela olduğunu
söyledi. Gray, "Hayatım boyunca, büyük ideallere sahip, imkansız
gibi görünen değerleri gerçeğe dönüştüren birkaç kişiyi örnek
aldım. Bunlardan biri de Nelson Mandela’ydı" dedi.
George Washington Üniversitesi’nde görev yapan Güney Afrika doğumlu
Dr. Fran Buntman, Mandela ile birlikte hapishanede kalan insanlarla
mülakatlar gerçekleştirerek, Mandela’nın hayatını incelemek için 10
yıl harcadığını söyledi. Çalışmalarının sonucunda Mandela’yı
anlatan bir kitap yazdığını belirten Buntman, "Hapishaneden
çıktığında, tam olarak birebir alıntılayamayacağım ama şunu
demişti: ’Bana bir peygamber gibi değil, bir kul gibi davranın’. O
hem bir peygamber, hem de bir kuldu. O hem bir lider, hem de
halktı. Hem insanları yetiştiren biriydi, hem de kendini" şeklinde
konuştu.
“MÜKEMMEL DEĞİL, OLAĞANÜSTÜYDÜ”
Mandela ile birçok kez konuştuğunu ve görüştüğünü söyleyen Buntman,
Mandela’nın 1999’da beş yıllık devlet başkanlığı döneminin ardından
istifa etmesinden sonra, sağlığı kötüleşene kadar ülkesi uğruna
çalışmalarına devam ettiğini söyledi. Buntman, "Mükemmel değil,
olağanüstü bir insandı. Bize, tek bir kişinin neler yapabileceğini
hatırlatan olağanüstü bir insan. Hepimiz bir fark oluşturmaya
çalışmamız çalışmalıyız. Bu, hayatta hepimizin karşılaştığı en
büyük zorluklardan biridir" yorumunda bulundu.
1994’de Güney Afrika’nın demokrasi ile tanışmasına rağmen, ülkenin
yolsuzluk, yüksek işsizlik oranları ve diğer genel sorunlarla
boğuştuğunu söyleyen Buntman, Mandela’nın ölümünün ardından, onun
koyduğu değerlerin tehdit altında olduğu yönünde korkular
bulunduğunu ifade etti. Güney Afrika’nın büyük bir önderini
kaybettiğini belirten Buntman, "Yolsuzluk açısından çok endişe
verici işaretler var, ki bunlar en üst düzey hükümet yetkilileri
arasında da oluyor. Mandela bunu değiştiremese bile, onun ölümüyle,
ahlaki idare, etik yönetimin de ölme ihtimali konusunda oldukça
endişe verici mesajlar geliyor" dedi.
(İHA)