ABD kilisesinden laikliğe darbe
Abone ol"Siyasi Yaşamda Katolikler" adı altınta muhtıra gibi bir bildiri yayınlayan katolik din adamları, kürtajı destekleyen siyasileri "Şeytanla işbirliği yapmak"la suçladılar.
ABD'de cuma günü yaptıkları bir toplantı sonrasında ''Siyasi
Yaşamda Katolikler'' başlığıyla muhtıra gibi bir açıklama yapan
Katolik din adamları, kürtaj hakkına destek veren politikacıları
''şeytanla işbirliği yapmakla'' suçladılar ve rahiplerden bu tür
siyasetçilerin kilise toplantıları yapma talebini reddetmelerini
istediler. Denver'daki toplantı sonrasında yapılan açıklamada,
kürtaja destek veren ve Katolik değerlere saygı göstermeyen
siyasetçilerle kilise toplantıları yapılması yasaklanırken, Katolik
değerleri benimseyinceye ve kilisenin değerlerini hem kişisel hem
de kamu yaşamına taşıyıncaya kadar sıradan Katoliklerin de kilise
toplantılarına katılmaya değer olmadıkları kaydedildi. Katolik din
adamları ayrıca, Katolik cemaatinin ve kuruluşların kilisenin temel
ahlak prensiplerini reddeder bir tutum içinde olan Katoliklere ödül
ya da onurlandırıcı bir paye veya konuşma platformu vermemeleri
çağrısında bulundu. Bunun, Katolik üniversitelerinin, kürtaja
destek vererek Katolik inancının prensiplerine uymayan Katolik
siyasetçilere fahri doktora verilemeyeceği ve konuşma yapmak üzere
üniversiteye davet edilemeyeceği anlamına geldiği kaydedildi. Bazı
üniversitelerin bu karardan önce de benzer bir uygulamada olduğu
belirtilirken, Katolikler arasından 44 yıldır ilk kez başkan adayı
gösterilen bir isim olmasına rağmen kürtaja destek veren Demokrat
Parti adayı John F. Kerry'nin bundan böyle bu tür üniversitelerde
konuşma yapmasının tehlikeye girdiği ifade ediliyor. Kerry başta
olmak üzere Katolik siyasetçilerin, kişisel ve dini tercihlerin
topluma dayatılamayacağı şeklindeki tavrına karşılık Katolik din
adamlarının deklarasyonunda, ''Kilise ve devlet arasındaki ayrılık
beraberinde inanç ile kamusal eylem, ahlaki prensipler ile siyasi
tercihler arasında bir bölünmeyi gerektirmez. Aksine inananların ve
dini grupların inançlarını uygulama ve kamu yaşamında sahip
oldukları değerlere göre hareket etme haklarını korur''
denildi.