Biden basın açıklaması yaptı. “Amerika işte bu ” dedim.
Biden, terörle mücadele için İsrail’e destek vereceklerini
söyledi. ABD İsrail’e, verdiği silahların kullanılması konusunda da
hiçbir çekincesi olmadığını açıkladı. Bir anlamda atış serbest,
sivilleri de vurun demektir.
ABD, İsrail’in emrine girmiş durumda. Sürekli emir alıyor, bu
emirlere de koşulsuz itaat ediyor.
ABD kendi deyimiyle ‘teröre‘ karşıysa bu karşı duruşunu neden
bebek katili PKK ve YPG teröristleri için ortaya koymadı.
ABD’nin bu ikircikli hali oldukça rahatsız edici. Bizim
dronumuzu vurduğunda Beyaz Saray Sözcüsü, “Üzgünüz” diye
açıklama yapmıştı. Bu samimiyetsiz açıklamaya, Cumhurbaşkanı
Erdoğan sessiz kalma dı. AK Parti grubundaki konuşmasında, “Bu
mücadelemizde, terö ristlerin yanında yer alarak bize zarar
verenlere cevabımızı önünde sonunda vereceğimizden kimsenin şüphesi
olmasın” demişti. Erdoğan’ın bu sözü, “Dronu unutmadık, not ettik”
olarak dikkat çekti.
ABD’nin dronumuzu vurmasından sonra Erdoğan’ın sesi de
haklı olarak yükseldi.
Bu arada; İsrail’in Sürgün Etme Planı Gündemde
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, İsrail’in Gazze’yi vurduğu bir
dönemde Mısır’ı ziyareti önemliydi. Devlet
Başkanı Sisi’yle görüşmesinin ardından Türkiye ile Mısır
arasındaki ilişkiler resmen başlamış oldu. Türkiye ile Mısır’ın
Filistin’e bakışı aynı doğrultudadır. Buna rağmen 2.3 milyon insanı
Gazze’den çıkarıp Mısır’a sürülme fikrine Türkiye ile Mısır karşı
olduğunu ifade etti. ABD ve İsrail Gazze’deki Filistinlilerin bir
kısmını Ürdün’e bir kısmını Mısır’a yerleştirme planlarından hala
söz etmektedir. Gazzelilerin boşalttığı yerlere, işgalci
İsrail’in yerleşmesi düşünülüyor. O açıdan iki devletin
birlikteliği önemliydi.
Filistin sorununun çözümü, 1967 sınırları dahilin de başkenti
Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti ile sağlanabilir. Hangi
taraftan olursa olsun sivilleri hedef alan saldırılar kabul
edilemez. İsrail’in su, elektrik, sağlık, ilaç ve gıda gibi temel
ihtiyaçları kısıtlamasının uluslararası hukuka aykırı olmasının
yanında insanlık vicdanına da aykırıdır.
Savaşın Yayılma Riski
Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Ekim’den bu yana savaşın
yayılma riski üzerinde duruyor. İsrail, savaşı Lübnan ve Suriye
olmak üzere bölgeye yaymak için özel çaba gösteriyor.
Fidan’ın Mısır’da olduğu sürede Gazze’ye ulaştırmak üzere
Türkiye’den gönderilen yardımlar ulaştı. Gazze’nin Mısır’a açılan
kapısı olan Refah Sınır Kapısı hem gıda ve ilaç gibi insani
yardımların ulaştırılması hem de Gazze’deki Türk vatandaşlarının
tahliyesi açısından önemli. Bölgede 300 civarında
vatandaşımızın olduğu bilgisi verildi.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın ziyareti Gazze gündemiyle öne
çıktı. Mısır’ın bu ziyarete yüklediği anlam iki ülke arasında yeni
köprülerin kurulması bakımından oldukça kıymetli. Mısır, Türkiye
ile yakınlaşma konusunda oldukça arzulu.
İsrail’in Büyük Planı
Kurulduğu günden beri devletini terörle özleştiren ve
durmaksızın insan avcılığı yapan İsrail, yıllardır Gazze’yi
abluka altında tutuyor. İki buçuk milyon insana nefes
aldırmıyor.
İsrail, Filistin topraklarında, yıllardır icra ettiği terör
eylemleri sebebiyle Filistin’i misket kadar küçültüp, dağdan gelip
bağdakini kovdu.
Türkiye’nin dışında hiçbir ülkede, kendilerine karşı koyabilecek
ne bir güç ve ne de bir niyet var. İslam ülkelerinin
halkları, liderlerinin elinde tutsaktır. Liderleri de emir
aldıkları ülkelerin elinde tutsaktır. Bu esaret olduğu sürece İslam
ülkeleri ve Müslümanlar bir araya gelip karar verici
olamazlar.
İsrail, İslam ülkelerinin bu denli aymazlığından cesaret alarak
Gazze’de vahşet sergiliyor. Terörist İsrail ABD ve Batılı
devletlerden sınırsız destek alıyor.
İsrail’in işlemekte olduğu soykırıma alenen ve resmen göz
yumuluyor.
Amaç : Bölgede vesayet savaşını sürdürmek,
Taraflara silah ve mühimmat satmak,
Bölgeyi paramparça edip kolay lokmalar haline getirmek,
Bölgedeki enerji kaynaklarını ve koridorunu işgal etmektir.
Mazlum Gazze halkını savunan sadece Türkiye ve onun
lideri Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir.