ABD İsrail için mi Irak'ı işgal etti?
Abone olKimyasal silah bahanesiyle saldırdığı Irak'ı, İsrail aşkı için işgal ettiği iddia edilen ABD yönetimi zor durumda. Bir başka iddia ise, Irak'ta yaşanan "Çuval" skandalıyl
Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, yabancı makalelere dayandırdığı
yazasında, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren müthiş iddialar
ortaya attı. Irak Savaşı'nın ABD'nin İsrail aşkı yüzünden meydana
geldiğini belirten Koru, Türk subaylarının başına çuval geçirme
olayını müthiş iddialarla gündeme getirdi. Savaşa bedel aşk Geçen
yıl temmuz ayında Kuzey Irak’ta yaşanan ve hepimiz üzerinde şok
etkisi bırakan ‘Türk subaylarının başına çuval geçirme’ olayı,
tartışma gündemine şimdilerde giren bölgedeki İsrailli ajanların
faaliyetleriyle ilişkili olabilir mi? Bu, üzerinde ciddi olarak
durulması gereken bir ihtimal. İddia, New Yorker dergisinde çıkan
Seymour Hersh makalesi ile yaygınlığa kavuşmuş olsa bile, İsrail’in
Irak’ın kuzeyinde gösterdiği faaliyetlerin Türk istihbaratı
tarafından en baştan izlemeye alındığı anlaşılıyor. İsrailli
ajanlar, Kuzey Irak’ta komando eğitimi yaptırdıkları gibi, yerel
unsurlar eliyle İran ve Suriye’nin içini karıştırma çalışmalarını
da yürütüyorlar; Hersh’ün en çarpıcı iddiası bu. Bu durumda,
Türkiye’ye yönelik son saldırılara da başka bir gözle bakmamız
gerekiyor. Türk istihbarat birimleri doğal olarak Irak’ın kuzeyinde
faaller. Hükümete ilettikleri bilgilerin, hiç değilse genel
hatlarıyla, Hersh’ün bulgularıyla aynı yönde olduğu anlaşılıyor.
Bölgenin yerli unsurlarından ilgi ve destek görse bile, İsrail,
faaliyetlerini işgal gücü ABD’nin bilgisinden kaçıramaz. İsrail
Kuzey Irak’ta faalse, bu, oradaki işgal gücünün göz yumması -hatta
aktif desteği- ile gerçekleşebilir. Şimdi öğrenilmesi gereken, bu
desteğin, karşı-istihbarat yürüten Türk subaylarının başına çuval
geçirmeye kadar vardırılıp vardırılmadığı olmalı... Tel Aviv
ülkemizdeki temsilcisi aracılığıyla şiddetle yalanlasa ve bizim
hükümet de İsrail’in bölgedeki faaliyetlerini diplomatik bir dille
yoksaysa bile, iddialarda doğruluk payı gözlerden saklanacak gibi
değil. İsrail, daha 1960’larda başlayan Kürtlerle ilgisini bugüne
kadar azaltmadan sürdürdü. 1960’lı yıllarda başgösteren Molla
Mustafa Barzani isyanı İran Şahı ile 1975’te Cezayir’de anlaşan
Saddam Hüseyin tarafından bastırıldığında, en büyük tepki
İsrail’den gelmişti. Mustafa Barzani’nin isyan süresinde en az üç
kez İsrail’i ziyaret ettiği biliniyor. Irak’ın kuzeyinden İsrail’e
göçmüş Musevilerin bölgeyle ilgileri hiç kesilmedi zaten; bir ara
savunma bakanlığı yapmış Gen. Yitzak Mordechai Irak’ın kuzeyinden
göç etmiş bir ailedendir. Şu anda dünyanın bilgisi dâhiline girmiş
olan İsrail’in Irak’taki faaliyetleri yalnız Türkiye’yi
ilgilendirmiyor. İsrail’in canhıraş yalanlama çabalarının altında
da bu bilginin Irak konusundaki bütün algılamaları altüst
edebilecek değerde oluşu yatıyor. Amerikan halkı oy kullanmaya
hazırlanıyor ve Irak’a açılan savaş seçmen tercihinde ekonomiden de
önde yer alıyor. Yarıdan fazlası artık savaşı anlamsız ve gereksiz
bulan halk, Irak’ın neden hedef seçildiğini anlamakta zorlanıyor.
Kitle imha silâhları yok idiyse, Saddam’ın 11 Eylül saldırılarıyla
irtibatı bulunmuyorsa neden Irak’a savaş açıldı? “Petrol için”
gerekçesi hiç değilse savaş sonrası gelişmelerle doğrulanmadı.
Ancak son açıklamalar, Washington’daki savaş lobisinin, Irak’ı dize
getirme niyetinin ardındaki gerçek sebebe işaret ediyor: İsrail
için... Irak’ın bölgede dikkate alınması gereken askerî bir güç
olmaktan çıkması, öyle anlaşılıyor ki, İsrail için yeterli değil.
Açığa çıkan faaliyetlerine bakılırsa İsrail bundan fazlasını
istiyor: Kendi güdümünde bir uydu devlet... İşgal güçlerinin savaş
sonrası sergilediği zaaf bunu engelleyince, İsrail, istediği sonucu
tek başına almanın peşine düşmüş durumda. BM güvenlik konseyinin
son kararı Irak’ın bütünlüğünü korumayı hedefler biçimde çıktığı
için, arzulanan, 30 Haziranda yaşanacak ‘egemenlik devri’ sonrası,
Kuzey Irak’ın Bağdat’tan koparak Irak’ın bütünlüğünden ayrılma
kararını açıklaması... Petrol zengini Kerkük, Kürtlerin iştahını
kabartmak için kullanılan bir ‘araç’ yalnızca... Son haberler ve
Ankara’nın kesin tavrı, hiç değilse şimdilik, oyunu akamete
uğratmış gibi. Bölgede, etrafıyla hesaplaşma derdinde ve gerekirse
dünyayı kana bulamaya hazır bir İsrail yetmezmiş gibi aynı sonucu
doğuracak bir ikincisinin Türkiye sınırlarında peydalanması planı
suya düşmüşe benziyor. Umarız, İsrail, Ankara’nın verdiği mesajı
doğru okuyordur... Washington’da iktidarı ellerinde tutanlar
‘İsrail aşkı’ yüzünden Amerika’nın başına büyük bir belâ açtılar.
İsrail’in hesapları bozulmazsa, o aşk, dünyanın başına daha büyük
dertler açmaya aday. Türkiye sorunu sınırlı tutmak için elinden
geleni yapıyor; görev, bundan sonra, daha çok Amerikan seçmenine
düşüyor... Şu sorunun cevabını artık öğrenebilir miyiz: Türk
subaylarının başına çuvalı İsrailli ajanlar mı geçirdi?