ABD gözüyle üç paşa
Abone olGenelkurmay'daki görev değişimi bugün. Peki gidenler ve gelenler ABD'den nasıl görünüyor?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök görevini bugün
Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a devrediyor. Orgeneral Özkök gider ayak
bir çok yönden konuşuldu, tartışıldı. Kimileri "kodu mu oturmayan"
yumuşak tavrından şikayetçi oldu, kimileri demokrasiye sahip çıkan
tutumunu ayakta alkışladı. Yeni Genelkurmay Başkanı da gelmeden
önce çok tartışıldı. Peki TSK'daki bu değişim Pentagon'da nasıl
yorumlandı. Yasemin Çongar, yazısında bu resmi çizdi.
Yazar: Yasemin Çongar
ABD gözüyle üç paşa
Giden komutandan başlayalım. Bush yönetiminde, genelkurmay
başkanlığını bugün devredecek olan Org. Hilmi Özkök'e övgüde cimri
davranacak bir yetkili bulamazsınız.
Bu övgü, üç ayrı fasılda incelenebilir:
ABD'li yetkililer, öncelikle, Org. Özkök'ün Türkiye'de demokrasinin
ve AB sürecinin ilerlemesi yönündeki özenine hayranlık
belirtiyorlar; ordunun, siyasi reformlara ayak uydurmasına
başarıyla önderlik ettiğini vurguluyorlar. Demokrat, entelektüel ve
ılımlı olmasını, bir kesimin sert suçlamalarına maruz kaldığı
dönemlerde bile, bu vasıflarına gölge düşürmemesini takdir
ediyorlar.
İkincisi, Org. Özkök'ün Türkiye'nin Batı ittifakı içindeki konumuna
büyük önem verdiğini ve Ankara'nın başta Irak, İran, Suriye olmak
üzere kritik konulardaki politikalarına, zaman zaman ifade ettiği
"sağlıklı görüşler" ile "doğru yönde" katkı sağladığını
düşünüyorlar.
Üçüncüsü, ABD'li yetkililere göre Org. Özkök, ordumuzun çeşitli
kademelerinde mevcut ve son yıllarda, zaman zaman ikili ilişkiler
tarihinin en sert demeçleri arasında sayılabilecek açıklamalara da
yansıyan Amerikan karşıtı görüşlere itibar etmedi. ABD'nin
politikalarını desteklemediği, hatta etraflıca eleştirdiği
zamanlarda bile, Türk-Amerikan ilişkisini ön planda tuttu ve
zedelenmemesine özen gösterdi.
Haleflere bakış
ABD yönetiminin Org. Özkök'e bunca 'olumlu' bakması, ilişkilerin 1
Mart tezkeresi ve Süleymaniye'deki "çuval olayı" ile sarsıldığı,
Irak'taki PKK varlığının çıban başı oluşturduğu bir geri planla
birlikte değerlendirildiğinde daha da dikkat çekici.
Esasen Washington, 1 Mart tezkeresinin faturasını dönemin savunma
bakan yardımcısı Paul Wolfowitz ağzından, bir yönüyle, Türk
ordusuna çıkardığında bile, Org. Özkök'ten ziyade, o günkü kara
kuvvetleri komutanı, emekli Org. Aytaç Yalman başta olmak üzere
diğer bazı generalleri hedef almaktaydı.
Bu kadroda, ABD'nin Irak konusunda kendisine destekçi saydığı
isimlerden biri Org. Özkök ise, diğeri de Org. Yaşar Büyükanıt idi.
Şundan kuşku olmasın; gerek genelkurmay başkanlığını bugün
üstlenecek olan Org. Büyükanıt, gerekse kendisinden Kara Kuvvetleri
Komutanlığı'nı devralan Org. İlker Başbuğ, ABD yönetiminin "sağlam
müttefik" gözüyle baktığı komutanlar.
Org. Büyükanıt ile halef-selef ilişkini, genelkurmay başkanlığında
da sürdürmesi beklenen Org. Başbuğ, ABD Genelkurmay Başkanı Org.
Peter Pace'in "yakın dost" saydığı, son yıllarda "derin samimiyet"
kurduğu ve "görüş ayrılıklarını en açık biçimde konuşabildiği" bir
komutan.
ABD Genelkurmay Başkanı, benzer bir samimiyeti Org. Büyükanıt'la da
kurmak için beklemedi; geçen kasımda Washington'u ziyaret
ettiğinde, kendisine büyük yakınlık gösterdi.
İçte ve dışta
Ordunun tepesindeki devir teslimlerle ilgili konuştuğum ABD
kaynakları, Büyükanıt ve Başbuğ adlarını hemen hep birlikte
zikrediyorlar. Nedeni, içinde yine 1 Mart'a gönderme içeren bir
analiz: Washington, kritik konularda Özkök ve Yalman arasında
olmayan uyumun, Büyükanıt-Başbuğ ikilisinde sağlanacağına
inanıyor.
Peki, ABD'nin bu ikiliden beklentisi ne?
Eğer AKP hükümetinden hiç haz etmeyen bazı fikir kuruluşlarındaki
uzmanlara kulak verirseniz, "AKP'nin rejimi ele geçirme çabası,
yeni dönemde, Türk ordusundan kararlı karşılık görecek" türünden
temenniler işitebilirsiniz.
Yönetim ise, içişlerimiz konusunda daha temkinli. 28 Şubat'ın
"Washington'ın marifeti" gibi algılanmasından rahatsızlık duyan
ABD'li yetkililer, Türkiye'nin yeni bir anti-demokratik macera
yaşamasını istemiyorlar.
Bir diplomat, "Org. Büyükanıt'ın da, Türkiye'nin AB yolunda
ilerlemesine destek vereceğine inanıyoruz" diyor. Sonra, ordunun
tavrının, Çankaya yolunda etkili olabileceğini hesapladıklarını
yansıtırcasına, "Kutuplaşma yaratmayacak bir cumhurbaşkanı,
demokratik istikrara yarar. Hükümet, parlamento, siyasi partiler,
sivil toplum, ordu ve diğer bütün ilgili tarafların bunu göreceğini
umuyoruz" diye ekliyor.
Org. Büyükanıt'ın yeni görevinde ABD ile yürüteceği ilişkinin asıl
odak noktası ise, bölgedeki durum olacak. Irak ve özelde Kerkük,
İran'la nükleer kriz, Ortadoğu ve Lübnan Gücü, Türkiye ile ABD
arasında çok yakın askeri diyaloğu şart kılıyor.
Irak'taki PKK varlığının bitirilmesi de, yine sıkı askeri işbirliği
gerektiriyor. Washington'ın "PKK Koordinatörü" olarak, gerek ABD
Genelkurmay Başkan Yardımcısı, gerekse NATO Avrupa Kuvvetleri
Komutanı iken, Türk ordusunun kurmaylarıyla yakın ilişki kurmuş
Joseph Ralston'ı atayacağı yönündeki duyum, bu ihtiyaçla
uyumlu.
Son olarak Pentagon, Org. Büyükanıt ile, iki ordu arasındaki
örselenmiş ilişkilerin tümden tamiri ve karşılıklı kızgınlıkların
kalıcı olmaması için işbirliği istiyor. Org. Büyükanıt'ın, Org.
Özkök'e kıyasla, bu açıdan çok daha "yardımcı" bir kurmay kadroyla
çalışacağı da Washington'da not ediliyor.