ABD Büyükelçisi David Satterfield, 15 Temmuz iddiası için ne dedi?
Abone olBüyükelçi David Satterfield, 15 Temmuz darbe girişiminden dolayı ülkesinin sorumlu tutulmasından endişe duyduklarını söyledi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinde bazı gazetecilere Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi.
Yeni ABD yönetiminin görevinin üçüncü haftasında olduğuna işaret eden Satterfield, yeni yönetimde yer alacak ekiplerin bir araya gelmekte olduğunu bildirdi.
15 temmuz'un arkasında Abd var sözü
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "15 Temmuz darbe girişiminde ABD'nin rolünün olduğuna ilişkin" sözlerine işaret eden Satterfield, "Üst düzey Türk yetkililerinin, 2016 yılı dahil olmak üzere Türkiye'de gerçekleşen bir dizi gelişmeden ABD'yi sorumlu tutan değerlendirmelerinden endişe duyuyoruz." dedi.
"Esefle karşılıyoruz"
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın da bu konuda açıklama yaptığını hatırlatan Satterfield, "Bunlar, asılsız iddialar. Bir müttefikin ve stratejik bir ortağın sorumluluk taşıyan beyanları değiller. Esefle karşılıyoruz." ifadesini kullandı.
Lgbt tartışmaları
ABD'nin Ankara Büyükelçisi, LGBT üzerinden devam eden tartışmalara dair, "Bu açıklamalar bu ifadeler nerede dile getirilirse getirilsin, çoğunluktan farklı olanları anlama, destekleme, ve kabul etme anlayışına katkı sağlamaz. LGBTQi topluluk üyelerinin mutluluk ve barış içinde var olmaya hakları var. Ve bu dünyada nefret söylemiyle konuşmaya yer yok. Ne ABD'de, ne Türkiye'de, ne de herhangi bir yerde. Ki bu sorun Türkiye'ye özgü değil, küresel bir mesele." dedi.
Halk Bank davası
ABD'deki Halk Bankası davasına ilişkin ise Satterfield, "New York Güney Bölgesi'nde Halk Bankası davasıyla ilgili adli süreç, yalnızca ABD mahkemelerinin meselesidir. Bu, ABD yönetiminin meselesi değildir." diye konuştu.
Türkiye ile Amerika arasındaki s-400 sorunu
Satterfield, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, ne yazık ki S-400 meselesinin, önceki ABD yönetimini, ABD yasalarını uygulamaya ve CAATSA yasası kapsamında yaptırımlar uygulamaya zorladığını belirtti.
Fakat bu yaptırımları çok hassas bir şekilde hedef aldıklarını belirten Satterfield, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk savunma sektörünü bir bütün olarak etkilemeyi değil, daha çok Savunma Sanayii Başkanlığına özel lisansları hedefledik. Bu adımı üzüntüyle atmak zorunda kaldık. Bir yıldan fazla bir süredir Türkiye'nin S-400'ü satın almasının yarattığı soruna başka bir tatmin edici çözüm bulmanın mümkün olacağını umuyorduk. Sonunda bu mümkün değildi ve ocak ayı sonunda ABD yasasını uyguladık. Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, CAATSA yaptırımlarından feragat edilebilmesi için Türkiye'nin S-400'e sahip olmamasını şart koşmaktadır. Bu yeni ve çok daha katı bir yasal gerekliliktir ancak ABD'nin yasasıdır. Burada bir şey açıklığa kavuşturmak istiyorum. Çalışma grubu yok, olmayacak. Bu, ABD mevzuat ve yasalarının uygulanmasına ilişkin bir konudur. S-400 sorununun çözülebilmesini umuyoruz ancak mümkün değilse, uyguladığımız yaptırımlardan doğrudan etkilenmeyen iş birliğimizin tüm alanlarına odaklanmaya devam edeceğiz."
Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmeler
Satterfield, Türkiye ve Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerin 61. turunun İstanbul'da gerçekleşmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, şunları kaydetti: "Atina'da yapılması planlanan bir sonraki turun yakında gerçekleşmesini umuyoruz. Bu, çok olumlu bir gelişme ve ABD bu gelişmeyi mümkün olan en güçlü şekilde destekliyor. Avrupa ve uluslararası toplumun da bu görüşte olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerin devam etmesini isteriz. Her iki devletin de güvensizlik yaratan ve tırmanma veya çatışma potansiyeli yaratabilecek tek taraflı eylemlerden kaçınma çabalarının devam ettiğini görmek isteriz."
Satterfield, Türkiye'nin böyle bir atmosfer yaratmak için aldığı önlemleri ve Yunanistan'ın çabalarını takdir ettiklerini vurguladı.
Uzun süredir devam eden, zor ve karmaşık sorunların iyi niyetle, sürekli çaba ve kararlılıkla çözülebileceğini söyleyen Satterfield, "Daha önce daha karmaşık ve zor durumlarda bunu gördük. Burada da olabileceğinden umutluyuz." diye konuştu.