Abbas'tan Kahire Zirvesi'nde "İsrail işgalinin bitmesi ve iki devletli çözüm" vurgusu
Abone olFilistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin son bulması ve uluslararası meşru kararlara uygun bir şekilde iki devletli çözümün uygulanması gerektiğini söyledi.
Mısır'ın başkenti Kahire'nin doğusunda inşa edilen yeni idari
başkentte, 31 ülke ve 4 uluslararası kuruluşun katılımıyla
düzenlenen Kahire Barış Zirvesi'nde Gazze'deki gelişmeler ele
alındı.
Filistin Devlet Başkanı Abbas, zirvede yaptığı konuşmada, Filistin halkının, kurum, ev ve hastanelere kadar uzanan bir savaşla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Halkımızın başka ülkelere tehcir edilmesine yönelik girişimlerde bulunanları uyarıyoruz. Kararlı bir şekilde topraklarımızda kalacağız." dedi.
Abbas, her iki taraftan da sivillerin öldürülmesini reddettiklerini ifade ederek, kaçırılan rehinelerin de serbest bırakılması gerektiğini dile getirdi.
Abbas ayrıca, Filistin halkının haklarına yönelik uluslararası kararların uygulanması çağrısında bulundu.
Suudi Arabistan'dan "Gazze’deki ablukanın kaldırılması için
İsrail’e baskı" talebi
Kahire Barış Zirvesi'nde konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ise uluslararası toplumu Gazze Şeridi'ndeki kuşatmayı kaldırması için İsrail üzerinde baskı kurmaya çağırdı.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Filistin krizine ilişkin net bir duruş sergileyememesinden hayal kırıklığı duyduğunu dile getiren Bin Faysal, şunları kaydetti:
"Uluslararası toplumu İsrail'e karşı ciddi adımlar atmaya, kararlı bir duruş sergilemeye ve İsrail'i uluslararası insani hukuka saygı göstermesini sağlamaya çağırıyoruz. Bölgede güvenli insani koridorların derhal açılmasını, yardım ve tıbbi malzemelerin kısıtlama olmaksızın sivillere ulaştırılabilmesini talep ediyoruz."
Arap Birliği'nden İsrail için "işgalci bir devlet" vurgusu
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ise zirvedki konuşmasında, bölgedeki gerilimden İsrail’i sorumlu tuttu.
Ebu Gayt, uluslararası toplumun derhal ateşkes sağlanması ve Gazze halkına yardım için güvenli insani koridorların açılması konuları üzerinde çalışması gerektiğini belirtti.
Ebu Gayt ayrıca, tüm sivillerin eşit olduğunu, bazı Gazzelilerin barbar, bazılarının ise medeni olarak tanımlanmasını kınadıklarını ifade etti.
Gazze Şeridi'ndeki askeri gerilime ilişkin Ebu Gayt, şunları söyledi:
"Gazze'deki mevcut durumun devam etmesi, İsrail'in işgalci devlet olduğu ve uluslararası hukuku ihlal ettiği anlamına geliyor."
- Fas ve Umman'dan İsrail'e tepki
Zirvede konuşan Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, "Filistinlileri sınır dışı etmeyi amaçlayan ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden tüm fikirleri reddediyoruz." dedi.
Umman Başbakan Yardımcısı Şihab bin Tarık da akan kanın durdurulması, sivillerin korunması ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların gönderilmesine yönelik uluslararası çabaları desteklediklerini ifade etti.
Filistin'de İsrail şiddeti
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 306'sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 4 bin 834 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 1756'sı çocuk, 4 bin 385 kişinin öldüğünü, 13 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 84 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti.
İsrail'in saldırılarında 16 gazeteci yaşamını yitirmişti.
İsrail'in Lübnan sınırında 8 Ekim'de İsrail ordusu ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda ise 12 Hizbullah üyesi, biri gazeteci 3 sivil hayatını kaybetmişti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirmişti.