Abant'ta Türkiye'ye yol gösterildi
Abone olAbant Platformu'nda konuşan Joost Lagendijk, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) dışında başka bir modeli olmadığını söyledi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu eski Eşbaşkanı Joost
Lagendijk, ''Türkiye'nin bence AB üyeliği dışında bir
rolü ve alternatifi yok, demokratik değerlerden bahsediyorsak
Türkiye'nin tek çözümü AB olacaktır'' dedi.
28. Abant Platformu toplantıları, "Türkiye Üzerine Farklı Bakışlar"
konusuyla devam ediyor. İkinci gün "AB Müzakere Süreci-Gelinen
Noktalar" ve "Yeni Anayasa'da Sorunlar-Zorluklar" konulu oturumlar
yapılacak.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca Abant'taki bir otelde düzenlenen 28. Abant Platformu'nun ''AB Müzakere Süreci-Gelinen Noktalar'' başlıklı ikinci oturumunda konuşan Lagendijk, 2014 yılında Almanya'da ve Türkiye'de seçimlerin olduğunu, bazı dengelerin değişebileceğini söyledi.
''2014 yılında bazı sorunları göreceğiz'' diyen Lagendijk, ''Avrupa, avro krizinden çıkabilecek mi? Önemli bir sorun haline gelecek. Arupa 2014'te kendi içindeki sorunları çözmeye çalışacak fakat bu Türkiye'yi de ilgilendirecek. Türkiye'de aynı zamanda kendi iç sorunları ile mücadele edecek'' şeklinde konuştu.
Lagendijk, Türkiye'nin iç sorunları nedeniyle 2013 yılında Avrupa müzakere süreci ile ilgilenemeyeceğini öne sürerek, şöyle devam etti:
''2014'ün ikinci döneminde yeni Türk hükümeti ve yeni
başbakan için yeniden Avrupa Birliği müzakere sürecini göreceğiz.
Biz bu müzakere sürecini yavaş yavaş ilerleme şeklinde devam
ettirmeliyiz. Ne tür bir Avrupa Birliği'nden bahsediyoruz, geleceğe
dönük olarak. AB'de bir Avro Birliği var. İngiltere bunun parçası
olmak istemiyor. İsveç de aynı şekilde istemiyor. Danimarka'da
belki Avro Birliği'nden ayrılabilir. Başka ülkelerin de bu
fikirleri tam olarak oturmuş değil.
AB'de beraber olma süreci devam etmek durumunda ama belki organizasyonun şekli değişebilir.''
''Türkiye'nin tek çözümü AB olacaktır''
AB'deki organizasyon değişikliği ile Türkiye'nin üyeliği konusunda farklı bir alternatif ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Lagendijk, ''Türkiye için ilginç bir alternatif ortaya çıkabilir ve belki İngiltere gibi bir yol seçebilir. Hem ihtiyaçları hem fikirleri çerçevesinde hangi egemenlik haklarını AB'ye vermek istiyor noktasında fikirler olabilir. Vize rejimi nasıl olacak? Türkiye için ayrıcalıklı üyelikten bahsetmiyoruz'' şeklinde konuştu.
''İngiltere gibi bir yaklaşımdan bahsediyoruz'' diyen Lagendijk, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda olumlu görüşten yana olduğunu söyledi.
Lagendijk, AB üyeliği konusunda olumsuz bir resim olmadığını belirterek, ''Türkiye açısından anketlere bakıldığında çok düşük bir ihtimal söz konusu değil. Türkiye'nin bence AB üyeliği dışında bir rolü ve alternatifi yok, demokratik değerlerden bahsediyorsak Türkiye'nin tek çözümü AB olacaktır'' ifadelerini kullandı.
Gazeteci-yazar Nicole Dominique Pope
Gazeteci-yazar Nicole Dominique Pope ise Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin fiilen 2005 yılında başladığını hatırlatarak, Nicolas Sarkozy'nin Fransa Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Türkiye'ye karşı olumsuz söylemlerin arttığını söyledi.
''AB'de Türkiye açısından aktif projeler ve yatırım açısından sivil topluma yönelik çalışmalar ve büyük bir öğrenci alışverişi görüyoruz, bunun üyelik sürecine çok büyük etkisi oldu'' diyen Pope, şunları anlattı:
''Geçtiğimiz birkaç yılda, Türkiye'nin katılım sürecinden bu yana ve 11 Eylül'den bu yana Avrupa'da yayılmakta olan bir İslamofobi dalgası var. Bu konuda Türkiye'ye adil davranıldığını söyleyemeyiz. Bunun yanında tamamen ırkçı olan bir takım tutumlar da yok değil.
Türkiye, AB'ye uyum sürecinde çok büyük bir gelişme çizdi. İnsan hakları, demokrasi ve kimlik meselelerinde hala istenilen noktaya gelinemedi. Avrupa'da son dönemlerde birçok ülke insana haklarının yanında eş cinsellerin hakları konusunda da çok sayıda çalışma yapıyor. Dün kimlik meselesini tartışırken ele almadığımız eş cinsel hakları var ya da cinsiyet boyutu var. Bu da Avrupa'da dikkat çekiyor. Cinsiyet eşitliği açısından Türkiye hala Avrupa'nın çok gerisinde.
Kadınların iş gücüne katılımı Avrupa'nın neredeyse yarısı. Kadınların siyaset arenasına katılımı son seçimlerde artsa da hala çok geride.''