Abant tahrip ediliyor iddiası!
Abone olDoğa mucizesi Bolu Abant'taki çalışmalara yönelik tepkiler dinmiyor. Çevreciler yapılan çalışmaların ileri boyutta tahribata neden olduğunu savunuyor
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Okan Külköylüoğlu, ''Abant'ta yapılan çalışmalar ileri
boyutta tahribata neden oluyor'' dedi.
Bolu İl Özel İdaresince ''Abant Master Planı'' kapsamında Abant
Tabiat Parkı'nda ve gölün çevresinde yürütülen, ''yolun
yükseltilmesi, genişletilmesi, gölün su seviyesinin yükseltilmesi
ve 'Yavru Abant Gölü' oluşturulması'' çalışmaları, çevrecilerin
tepkisine neden oluyor. Çevreciler, yapılan çalışmaların
Abant'ın doğal yapısını bozduğunu iddia ederek, çalışmaların
durdurulmasını istiyor.
Çalışmalar kapsamında, Abant Tabiat Parkı'nda ''kolektör
hattının döşenmesi, piknik alanları, bisiklet, çekçek ve yürüyüş
yollarının yapılması, elektrik hattının yer altına alınması''
planlanıyor.
''ABANT HAVUZ ŞEKLİNE DÖNMÜŞ''
Abant İzzet
Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim
Üyesi Prof. Dr.Okan Külköylüoğlu, Abant'ta yapılanların ileri
boyutta tahribata neden olduğunu öne sürerek, ''Abant'taki
bu tahribat ve çevre bozukluğu açıkça görülebiliyor. Ölçüm ya da
çalışma yapılmaya gerek yok tahribatı anlamak için, Abant'a giden
herkes bunu gözlemleyebilir'' dedi.
Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, Abant'ta yapılan tahribatın nasıl
düzeltilmesi gerektiği konusunda bir çalışma yapılması gerektiğini
belirterek, ''Açıkçası bazı tahribatların geri dönüşü zor.
Örneğin bir yol yapımı için harcanan enerji, zaman, para ve iş var.
Bu yolun tekrar yapılması için çalışılacak olursa belki verilen
zararın iki üç katı daha fazla zarar verebilirsiniz. Habitatın
hassas olduğu bölgede o kadar farklı tahribat olmuş ki, göl suyuna
zarar gelmiş, akarsuların giriş çıkışına zarar gelmiş, gölü
besleyen derelere zarar gelmiş, göl içinde ve dışında hayvan ve
bitki topluluklarına veya diğer canlı türlere epey bir zarar gelmiş
ve gelmeye de devam ediyor'' diye konuştu.
Abant'ta en büyük zararlardan bir tanesinin kıyı şeridinin
kalmaması olduğunu ifade eden Külköylüolu, ''Abant havuz
şekline dönmüş. Abant'ta bir veriye göre 670 ağaç, bir veriye göre
de 300 küsur ağaç 'su altında kaldı' deniliyor. Bunun sayısını
yetkililer daha iyi biliyor. Suyun altında kalan ağaçların çoğu
köknar ve çamgiller, yani diken yapraklı ağaçlar. Bu ağaçların kök
gözlerinin suya girmesiyle o ağaçların bir daha sürgün veremeyecek
şekilde zarar uğradığını bundan sonra da çürümeye kadar
gidebileceğini biz biliyoruz." dedi.
''BİR YERE SU TOPLAYARAK DOĞAL GÖL
YAPAMAZSINIZ''
AİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Muzaffer Dügel ise ''Gölün akış sistemi, rejimi, etrafındaki bitki
toplulukları zarar görebilecek. Yeni oluşturulacak göl
sonucu su sistemi tamamen değişebilir, yeraltı su sistemi
bozulabilir. Orada binlerce yıldır oluşmuş bir eko sistem var. Siz
bir müdahale ile binlerce yılda oluşmuş bir sistemi
değiştiriyorsunuz. Bunun sonuçları bir tepki olarak geri
gelecektir. Bu değişim bitki ya da canlıların ortadan kalkmasına
neden olabilir. Bir yere su toplayarak orasını doğal göl
yapamazsınız.''