Abant Platformu'ndan bu öneriler çıktı
Abone olGazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nca Abant'taki bir otelde düzenlenen 28. Abant Platformu, “Katılımcı Demokrasi” başlıklı oturumla sona erdi.
28. Abant Platformu'nun sonuç bildirgesinde hükümetin
Kürt sorununun barışçıl çözümü yönündeki son girişiminin
desteklenmesi, girişimin yeni anayasada eşit yurttaşlık garantisini
de içermesi gerektiği belirtildi.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞI
Sonuç bildirgesinde oturumlarda ele alınan, “Kimlikler, Talepler ve
Yeni Yurttaşlık”, “ Türkiye 'nin Bölgesel Aktörlüğü ve Dış
Politika”, “AB Müzakere Süreci-Gelinen Noktalar”, “Yeni Anayasada
Sorunlar-Zorunluklar” ve “Katılımcı Demokrasi” konularına vurgu
yapıldı.
Bildirgenin “Kimlikler Talepler ve Yeni Yurttaşlık” konulu
bölümünde devletin inançlara ve inançsızlığa eşit mesafede olması,
hiçbir resmi belgede Türk vatandaşlığının sosyolojik tanımının
bulunmaması, bunun yerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı
üzerine odaklanılması gerektiği bildirildi.
Devletin herhangi bir üst kimlik tasarlama girişiminde bulunmaması
gerektiği ifade edilen bildirgede, “Türkiye'nin farklı mezhep, din
ve etnisiteleri içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok kültürlü
yapısı devlet ve toplum tarafından tanınmalıdır. Devlet, tüm
inançlara ve inançsızlığa eşit mesafede olmalıdır. Yerel nüfusun
talebi halinde yer isimleri orijinal haline iade edilmelidir ve
olumsuz tarihi çağrışımları olan birtakım yer isimleri
değiştirilmelidir. Eğitim müfredatı yukarıda sözü edilen hususları
yansıtmalıdır.”
'SURİYE SORUNU KÜRT ÇÖZÜMÜNÜ DAYATIYOR'
Arap isyanının Türkiye'nin dış politikasının en büyük meselesini
oluşturduğu belirtilen bildirgede, “Türkiye-Irak-Suriye üçgenindeki
bölgesel dinamik, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümünü acil
kılmaktadır. Türkiye, reel politik gerçekler ve idealist
taahhütleri arasında bir ahenk kurmalıdır. Türkiye'nin Suriyeli
sığınmacılara gösterdiği hassasiyet her türlü takdire şayandır.
Türkiye, Suriye'de barışçıl bir çözüm için uluslararası toplumla
işbirliğini sürdürmelidir” ifadelerine yer verildi.
AB'ye tam üyelik sürecinin her iki taraftaki ciddi güven kaybından
dolayı sekteye uğradığına işaret eden bildirge, “Her iki tarafta da
yönetimsel eksiklikler söz konusudur ve yeni anayasa vatandaşların
genel beklentileri kadar, Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan
hakları, eşit yurttaşlık, hukukun üstünlüğü, devletin hesap
verebilirliği, ordunun sivil denetimi ve merkeziyetçiliğin
azaltılması gibi konularda imzaladığı uluslararası anlaşmaların
gereklerini de yansıtmalıdır" denildi.
YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLER
Devletin tüm din ve mezheplere eşit mesafede olması gerektiği, bu
nedenle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması veya statüsünün
tarafsızlık ilkesi ışığında yeniden tanımlanması gerektiği
belirtilen bildirgede, siyasetçilerin AB üyeliğinin getirileri
hakkında kamuoyunu bilgilendirmede ve kamuoyu oluşturmada başarılı
olamadığı söylendi.
Avrupa'daki birtakım önyargılar, yükselen İslamofobi ve bazı
Avrupalı liderlerin hasmane tavırlarının Türkiye'de ciddi öfkeye
neden olduğu kaydedilen bildirgede, şunlar bildirildi:
“Mevcut siyasi partiler ve seçim yasaları yerel siyaseti
güçlendirme istikametinde demokratikleştirilmelidir. Yüzde 10 seçim
barajı demokrasinin kapsayıcı karakterini yansıtacak şekilde
belirgin olarak düşürülmelidir. Türkiye'de daha fazla sosyal
adaletin temini ve demokrasinin güçlendirilmesi için çalışanların
hakları güçlendirilmelidir. Adil olmayan gelir dağılımının
demokrasi için önemli bir tehdit olduğu hatırdan
çıkarılmamalıdır.
Eğitim müfredatı yukarıda belirtilen hususları yansıtmalı ve
yurttaşları eleştirel düşünce yoluyla sivil topluma aktif olarak
katılmaya hazırlamalıdır.”