Abant platformu başladı!
Abone olGazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın alt kuruluşu olan Abant Platformu, Büyük Abant Oteli’nde başladı.
Bu yıl 27’ncisi düzenlenen Türkiye Üzerine Farklı Bakışlar
konulu Abant Platformu’na akademisyenler, yazarlar ve yabancı
gazeteciler katıldı.
Sinevizyon gösterisiyle başlayan toplantıda, Abant Platformu Başkanı Levent Köker, açılış konuşması yaparak yabancı aydınların Türkiye’de olup bitenleri yakından öğrenmelerini sağlayacaklarını ifade etti. Daha sonra toplantıya katılan yazar ve akademisyenler ‘Demokratikleşme, Türkiye’nin demokratik dönüşümü’ konusunda düşüncelerini anlattı.
Düşüncelerin aktarılması bölümünde Şehir Üniversitesi’nde görevli Richard Peres, Türkiye’nin gündemindeki kürtaj konusuna değindi. Türkiye’de demokrasinin zayıf olduğunu söyleyen Peres, “Demokraside halkın sesinin dinlenmesi gerekir. Türkiye’de bunun çok zayıf olduğunu söyleyebilirim. Başbakanın kürtajla ilgili açıklamaları sonrasında sağlık bakanı bu ifadeyi yasamaya koydu. Mevzuatın parçası haline getirdi. Meclis hemen onayladı. Bu gerçekten çok tuhaf. Demokraside kesinlikle halkın sesini dinlemeli. Erkeklerin ve kadınların görüşlerini almalı. Türkiye’de hükümet tarafından bu yöndeki çabaların tamamen eksik olduğunu gördüm. Bütün bu alanların dışında anayasa ve yargı gibi konularda Türkiye’de önemli tartışmalar devam ediyor ama kültürel konularda önemli. Halkın sesini dinleme ve kültürünün tartışılması lazım. Türkiye’de bu sağlıklı işlemiyor. Oldukça güçsüz ve eksik.”
Ermenistan’daki bir televizyon kanalında çalışan ve AGOS Gazetesi’nde görevli Lili Gasparian ise Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından konuşan herkesin tutuklandığını belirterek, “Hrant Dink öldürülünce Türkiye’de herkes daha fazla konuşulmaya başladı. Özgür bir şekilde insanlar konuşulmaya başladı ve fazlasıyla özgür konuştu. İki yıl sonra konuşan insanların hepsi hapiste. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ‘konuşabilirsiniz’ dedi. Ama iki yıl sonra konuşan herkesi içeriye almaya başladı. Bu nasıl bir ifade özgürlüğü? Kafamda soru işareti var. İfade özgürlüğü var ama konuşurken hep tedirginiz. Yabancı olmama rağmen bugün varım ama yarın belki bu ülkede olmayacağım. Bugün konuştuğum için iki yıl sonra başıma ne gelecek korkusu var” diye konuştu.
Yaklaşık iki saat süren ilk oturumun ardından akademisyen ve
yazarlar çay molası verdi. İkinci oturumda ise üniversiteler ele
alındı.