AB, Türkiye'yi istemiyor gibi
Abone olTürkiye'nin AB yolculuğu tam bir maceraya dönüştü. Her geçen gün Türkiye'nin önüne koyulan engeller bu macerayı içinden çıkılmaz bir hale soktu. İşte AB'nin son koşulları:
Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı yürüten Hollanda, 16 - 17
Aralık zirvesi kararlarına ilişkin olarak ikinci taslak belgesini
de hazırladı. Belge, ilk taslağa göre daha olumsuz unsurlar içeren
bir niteliğe sahip. Uygulama konusuna verilen ağırlığın bir doz
daha artırıldığı belgede müzakerelerin ne zaman başlayacağına
ilişkin ifadelerin yer alacağı paragraf ise ilk belgede olduğu gibi
yine boş bırakıldı. İlk taslak belgede olduğu gibi bu belgede de
Türkiye'ye biri boş olmak üzere 5 paragraf ayrıldı. Türkiye'ye
ilişkin olarak daha önce alınan kararlara atıf yapan 17 numaralı
ilk paragrafa "AB'nin yeni adayları bünyesine katma kapasitesinin
önemli bir unsur olduğu" vurgusu eklendi. Bünyeye katma kapasitesi
son dönemde Türkiye karşıtlarının sıklıkla başvurduğu bir referans
noktasını oluşturuyor. Türkiye'nin kaydettiği gelişmelerin övüldüğü
18 numaralı ikinci paragrafta ise eksikliklerin giderilmesi için
AB'nin neler yapacağı ortaya konuldu. Bu çerçevede Komisyon'un
işaret ettiği 6 yasanın geçmesi, Komisyon'un bundan sonraki süreci
gözlem altında tutması, Konsey'e bu konuda düzenli rapor sunulması
ve işkenceye karşı sıfır hoşgörü politikasının uygulanması
unsurları da metne eklendi. İkinci taslakta Kıbrıs konusuyla
bağlantılı olan 19 numaralı üçüncü paragrafta değişiklik yapılmadı.
Komşularla iyi ilişki bağlamında özellikle Yunanistan'la
ilişkilerin ele alındığı 20 numaralı dördüncü paragrafta ise
Ege'deki anlaşmazlıklar ima edilerek, "Konsey'in müzakere sürecinde
yansımaları olabilecek çözülmemiş sorunların Uluslararası Adalet
Divanı'na götürülmesi" yönündeki görüşüne yer verildi. Müzakere
karar metni ve olası tarihinin yer alacağı 21 numaralı beşinci
paragraf ise bir önceki taslak belgede olduğu gibi bu belgede de
boş bırakıldı. Bu paragrafın zirve sırasında liderler tarafından
doldurulması kesinlik kazandı. Derogasyon da girdi Belgede
müzakerelerin çerçevesine ilişkin kuralların yanıstıldığı bölümde
başlıkların kapatılması ve gerekli durumlarda açılmasında da eşik
uygulanacağı vurgulandı. Bu eşiklerle yasal uyum ve tatmin edici
bir uygulamanın aranacağına vurgu yapan belge, kalıcı koruma
önlemlerinin yanı sıra "derogasyonların" da gündeme gelebileceğini
kaydediyor. Bunların gündeme gelebileceği alanlar ise kişilerin
dolaşımı, yapısal politikalar ve tarım olarak sıralanıyor. Belgede
dikkat çeken bir başka değişiklik ise müzakerelerin askıya
alınmasını Komisyon'un ya da üye devletlerin önerebileceği
yönündeki ifade. Bir önceki belgede bu önerinin Komisyon ya da üye
ülkelerin üçte biri tarafından yapılabileceği belirtiliyordu.
MİLLİYET