AB, Türkiye'ye neden mesafeli?
Abone olAvrupa Parlamentosu'nun Avusturya'lı Üyesi Ursula Stenzel, Türkiye'nin tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık statüsü verilmesinin uygun olacağını söyledi.
Avrupa Parlamentosu'nun (AP), Avusturya Halk Partili (ÖVP) üyesi
Ursula Stenzel, AB'nin Türkiye'yi ekonomik olarak taşıyamayacağını
belirterek, Türkiye'ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık statüsü
verilmesinin uygun olacağını söyledi. Stenzel ekonomik açıdan
Türkiye'nin mali yük olacağını söyledi ve bunu AB'nin kaldırmasının
zor olacağını kaydetti. Ursula, Nüfusu ve ekonomisi ile alacağı
yardımın diğer aday ülkelere oranla büyük farklar yaratacağına
dikkat çekti. Avusturya Televizyonu'nun (ORF) haber bülteninde
soruları yanıtlayan Stenzel, Türkiye'nin ilk kez 1959 yılında AB'ye
aday olduğunu ve o zamandan beri de oyalandığını bildirerek,
"Sanıyorum Türkiye oyalama taktiğinden çok daha iyisini
haketmiştir. Ben, bu önemli, büyük ve dost ülkeye dürüst
davranılmasından, iyi ilişkilerden, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile
imtiyazlı ilişkilerinden yanayım" dedi. Avrupalı siyasilerin
gerçekleri açıklamaktan kaçındıklarını belirten Stenzel, gerçek
nedenleri açıkça ortaya koymayan bahanelere karşı olduğunu söyledi.
Türkiye ile AB'nin tam üyelik halinde çıkarlarının ne olduğunun
enine boyuna tartışılması gerektiğini belirten Stenzel, "Ben,
dürüst bir tartışmadan yanayım. Bu tartışma, eğer başka bir yerde
olmayacaksa, Avrupa Parlamentosu'nda yapılmalıdır. Ben çıkarların
ne olduğunun enine boyuna tartışılmasından yanayım" diye konuştu.
Muhabirin "Siz Türkiye'nin AB'ye katılımına karşısınız, bunun
yerine somut olarak ne istiyorsunuz?" sorusuna ise Stenzel şu
yanıtı verdi: "Şunları söylemek isterim. AB'ye katılımda ölçü
alınan dört kriter vardır. Bunlardan biri siyasi kriterdir ve
Türkiye bu kriterden hala çok uzaktadır. Bunun dışında AB hukukunun
üstlenilmesi. AB'ye giren bir ülkenin üstesinden gelmesi gereken
rekabet kabiliyeti söz konusudur. Dördüncü bir kriter vardır.
TÜRKİYE'NİN MALİYETİ ÇOK FAZLA AB de bu katılımın üstesinden
gelebilmelidir. Sırf coğrafi değil, aynı zamanda Türkiye'nin
büyüklüğü ve buna bağlı ortaya çıkacak masraflar bakımından da
AB'ye çok fazla yük bineceğine inanıyorum. 10 ADAYIN ÜÇ YILDA
ALACAĞINI BİR YILDA ALACAK 10 aday ülkeye üye olduklarında tarım ve
altyapı yardımı olarak üç yılda 40 milyar euro ödeyeceğimizi
gözönünde canlandırmamız yeterli. Türkiye bu meblağı bir yıl içinde
yutacaktır. Bu noktada bunun AB'nin menfaatine olup olmadığını
sormak gerekir. Ben Türkiye'ye dürüst bir cevap vermemiz
gerektiğine inanıyorum ve Türkiye de dürüst bir cevap almalıdır."
Stenzel, Türkiye ile "imtiyazlı ortaklık" gibi alternatifleri
tartışmak gerektiğini belirterek, "Sırf siyasi kriterlerle ve diğer
hususlarla ilerleyemeyiz. Kendi çıkarlarımızı tanımlamamız gerekir.
Türkiye de bunu yapmalıdır. Siyaseti ve insan hakları standardını
AB ile uyumlu hale getirmesi Türkiye'nin kendi menfaatinedir. Bunu
AB'nin hatırı için yapmıyor. Ama biz nüfusu 68 milyon olan ve
AB'nin 10 aday ülkeye yapacağı yardımı bir yıl içinde yutacak,
kalabalık bir ülkenin katılımının üstesinden gelebilir miyiz
sorusunu kendimize sormamız gerekir" diye konuştu.