AB süreci iptal olabilir
Abone olAnkara ile Avrupa Birliği arasında yaşanan Türk Ceza Kanunu restleşmesinin, Türkiye’nin üyelik sürecini sekteye uğratabileceği belirtiliyor.
Konuyu Zaman’a değerlendiren akademisyen ve uzmanlar, hükümetin
bundan sonraki adımlarını çok daha dikkatli atmasını istedi.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Ökütçü, Başbakan’ın
açıklamalarını stratejik zamanlama hatası olarak değerlendiriyor.
Erdoğan’ın konuya ilişkin açıklamalarının içte ve dışta şaşkınlığa
yol açtığını ifade eden Ökütçü’ye göre TCK 6 Ekim’den önce
çıkmalıydı. Çünkü bu yasa, yargıçların yapılan reformların
uygulanmasıyla ilgili esas alacakları metindi. Yaşanan son
gelişmeler Türkiye’ye kuşkuyla bakanlara ümit verdi. Başbakan’ın
“AB bizim içişlerimize karışamaz” çıkışına da katılmayan Ökütçü, AB
Komisyonu’nun yaptığının iç işlerimize karışmak değil, verdiğimiz
taahhütleri hatırlatma olduğu görüşünde. Boğaziçi Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Kirişçi de hükümetin son çıkışlarını
‘şaka’ olarak görüyor. Kirişçi, tam da Avrupalı’lara ‘evet’
dedirtme noktasına gelindiği bir ortamda, Türkiye’nin üyeliğini
gerçek anlamda destekleyenler arasında da uzun süre giderilemeyecek
bir şüphe uyandırdığına dikkat çekiyor. Kirişçi, bu noktadan sonra
hükümet hatasını tamir etmeye çalışsa bile, Türkiye’nin tam üyelik
tarihinin gecikeceğini düşünüyor. TESEV Dış Politika Program
Sorumlusu Sabiha Sanyücel ise müzakere tarihinin her şeye rağmen
verileceğini belirtiyor. Sanyücel’e göre Başbakan AB’ye rest
çekmeye devam ederse, Birliğin aralık zirvesinden ‘evet’ fakat
güçlü bir ‘ama’ çıkacak. Ayrıca, AB Komisyonu İlerleme Raporu’na
‘Türkiye’yle müzakereler durdurulabilir’ ibaresi konulması ihtimali
gündeme gelir. AB uzmanı ve Referans Gazetesi yazarı Can Baydarol,
Başbakan Erdoğan’ın son açıklamalarını, Türkiye’nin AB konusunda ne
yaptığını tam olarak bilmediğinin göstergesi olarak yorumluyor.
Erdoğan’ın yaptığı sert açıklamaların, Avrupa’da AB değerlerine bir
saldırı olarak değerlendirildiğine işaret eden Baydarol,
“Türkiye’nin elbette AB için stratejik önemi var. Fakat, Erdoğan
daha sakinleşmeli, uzlaşmacı olmalı. Bu açıklamaların ardından AB
köprüleri atmaz ama müzakere tarihi gecikebilir. Avrupalılar şimdi
de Ermeni kartını önümüze koyuyor. Kritik eşiği geçtik derken yeni
kriterler ortaya atacaklar. Türkiye uzun vadeli bir güven
erozyonuna uğradı.” şeklinde konuşuyor. Fatih Üniversitesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Bülent Aras ise Erdoğan üslup açısından daha yumuşak
olabileceğini, buna karşın her şeyi ‘oldu bitti’ diye
değerlendirmemek gerektiğini vurguluyor. Aras’a göre bu bir
süreçtir ve Başbakan’ın yanlış yapıp yapmadığı ileride görülecek.
Aras, bazı çevrelerin AB üzerinden iç politika yapmak
istediklerine, bu nedenle Erdoğan’ın üzerine bu kadar gittiklerine
dikkat çekiyor. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan
Yılmaz da Başbakan’ın açıklamaları ile hükümetin tavrını, zamanlama
açısından çok yanlış bulanlardan. AB’nin ülkelerin iç işlerine
karışmak için kurulduğunu ifade eden Yılmaz’a göre Erdoğan’ın
söyledikleri, AB’yi henüz anlayamadığını gösteriyor. Zina
tartışması hiç beklenmedik bir zamanda çıktı ve müzakere tarihi
alınmasını riske soktu. Dolayısıyla, hükümetin bu riski azaltmak
için adımlar atması gerekiyor. ZAMAN