AB şimdi de Atatürk'e dil uzattı
Abone olAB siyasi danışmanı Davidson'a göre, Türkiye'de Atatürk tarafından kontrol altında bir devlet sistemi yaratılmış. Bu sistem, Avrupa Birliği standartlarıyla uyum içinde deği
Merkezi ABD'de bulunan ve mali desteğinin bir bölümünü Yunan
kaynaklarından sağlayan düşünce kuruluşu The Western Policy
Center'ın düzenlediği toplantıda konuşan AB Komisyonu Washington
Temsilciliği Siyasi ve Akademik İşler Danışmanı Jonathan Davidson,
"Türkiye'de Atatürk tarafından kontrol altında bir devlet sistemi
yaratılmıştır, bunun da Avrupa Birliği standartlarıyla uyum içinde
olmadığı açıktır" dedi. ABD'nin tüm dünyaya yayın yapan Voice of
America radyosunun haberine göre, Washington merkezli "Western
Policy Center" adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği konferensa,
Türk ve Amerikalı uzman ve gazetecilerle Avrupa Birliği yürütme
organı olan Komisyonun Washington Temsilciliğinde Siyasi ve
Akademik İşler Danışmanı olan Jonathan Davidson katıldı. Davidson,
Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'ye üyelik için müzakere tarihi
konusunda önümüzdeki aylarda karar verirken Türkiye'de yapılan
reformları dikkate alacağını ancak reform yasalarının ne derece
uygulandığı konusunu da gözönünde tutacağını söyledi. Avrupa
Birliği yetkilisi Davidson, "Türkiye'de Atatürk tarafından kontrol
altında bir devlet sistemi yaratılmıştır, bunun da Avrupa Birliği
standartlarıyla uyum içinde olmadığı açıktır" diye konuştu.
Muhafazakar eğilimli düşünce kuruluşlarından Heritage Vakfı'nın
uzmanı John Hulsman, ABD'nin rolü üzerinde dururken ABD'nin
Türkiye'yi üyeliğe kabul etmesi için AB'ye baskı yapmasının yararlı
olmayacağını belirti. Hulsman, Birlik Türkiye'ye "Evet, ama..."
dediği takdirde, Washington'un Türkiye'yi desteklemeye hazır olması
gerektiğini belirtti. Hulsman, Amerika'nın böyle bir durumda
Türkiye'yle ticaret ilişkilerini, siyasi bağlarını ve istihbarat
alanında işbirliğini resmi temellere oturtarak sıkılaştırması
gerektiğini söyledi. Amerikan Dışişleri Bakanlığı eski
yetkililerinden ve Los Angeles merkezli Pasifik Konseyi ile RAND
araştırma kurumunda Akdeniz meseleleri konusunda uzman olan Ian
Lesser da, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik dışında başka bir
seçeneği olmadığını söyledi. Amerika'nın Türkiye'yi, "Değerli bir
Orta Doğu müttefiki" olarak tanımlamasının yanlış olacağını
belirten Lesser, AB'ye giremediği takdirde Türkiye'nin,
uluslararası alanda "Türkiye merkezli politika" izleyebileceğini
savundu. Washington Yakın Doğu Politikaları Merkezi'nden Soner
Çağaptay, Avrupa Birliği'nin, Türkiye'ye müzakere tarihi vermemek
için siyasi nitelikli hiçbir gerekçesi olamayacağını söylerken,
bugün Birliğe üye olan ülkelerde bile Kopenhag siyasi kriterlerinin
tam olarak uygulanmadığını örnekler vererek anlattı. Çağaptay,
"Bugün ekonomik büyüme hızı çok yavaşlamış, işsizlik oranı iyice
artmış, mali kaynakları azalmış olan Birlik, Türkiye'ye müzakere
tarihi vermemek için sadece kendi ekonomik sıkıntılarını gerekçe
gösterebilir" diye konuştu. Toplantıyı düzenleyen Western Policy
Center düşünce kuruluşunun yöneticisi John Stilides de Türkiye'nin
Avrupa Birliği yönünde gerçekleştirdiği reformları vurguladı ancak
Birliğin, reform yasalarıyla ilgili uygulamayı da görmek istediğini
söyledi. Stilides, Türkiye'de din özgürlüğü ve eşcinsel hakları
gibi alanlarda sorunların devam ettiğini öne sürdü. Toplantıya,
Washington'da bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan
Yardımcılarından Şaban Dişli de katıldı. Dişli, Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne üyelik yönünde çok şey yaptığını, şimdi Birliğe "bize
destek olun, reformları sürdüreceğiz" dediğini söyledi. Dişli,
hükümetin bu yıl, reform yasalarının uygulanmasını çok yakından
izleyeceğini belirtti. Washington'daki toplantıyı düzenleyen
düşünce kuruluşu, Western Policy Center, özellikle Doğu Akdeniz,
Balkanlar ve Türk-Yunan ilişkileri alanında çalışmalar yapıyor ve
mali desteğinin bir bölümünü Yunan kaynaklarından sağlıyor.