AB liderleri Brükselde
Abone olAB liderleri iki günlük bir zirve için bugün Brüksel'de toplanıyor.
AB liderleri iki günlük bir zirve için bugün Brüksel'de
toplanıyor. Zirvenin ana gündem maddesi AB Anayasası. Zirve için
hazırlanan taslak bildiride ise, Türkiye ile fiili müzakerelerin
başlamasından duyulan memnuniyet dile getiriliyor.
Zirvede, limanlar konusu da gündeme gelecek ve AB liderleri,
Türkiye'nin Ortaklık Anlaşması ve Ek Protokolün getirdiği
yükümlülüklerin tam olarak yerine getirmesi konusuna değinecek.
Fransa'nın talebiyle hazmetme kapasitesi de gündem maddeleri
arasında.
Genişleme dosyasının tekrar AB liderlerinin önüne gelecek olması
açısından önem taşıyan zirvede, diğer katılımcı ve aday ülkelerle
birlikte Türkiye'ye de paragraf ayrılması öngörülüyor.
AB Anayasası'nın geleceği
Zirvenin en önemli konusunu ise, Fransa ve Hollanda'daki
referandumlarda reddedilen AB Anayasası'nın geleceği
oluşturuyor.
AB liderleri, Fransa ve Hollanda'daki referandumların ardından
soğumaya bırakılan anayasa krizine çözüm bulunması için yeni bir
takvim üzerinde uzlaşmaya çalışacak.
Bu konuda liderlerin düşünme süresini yıl sonuna kadar uzatmaları
olası görünüyor.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, yaptığı konuşmalarda,
birliğin öncelikle vatandaşlarının kalbini kazanması gerektiğine
dikkat çekiyor.
Enerji konusu da gündemde
Zirvede ayrıca Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren 'enerji'
konusuna da değinilecek. AB Dış Politika ve Savunma Temsilcisi
Javier Solana, yazdığı raporda AB için önemli bir enerji geçiş
koridoru olarak Türkiye'ye destek verilmesini istemişti.
AB ülkelerinin sözde destek verdiği, fakat çıkarları söz konusu
olunca geri çekildiği ortak enerji politikası konusunda özellikle
Almanya ve Polonya arasında ciddi tartışmaların yaşanması
bekleniyor.
Baltık Denizi'nin altından geçen ve 2010 yılında hizmete girmesi
beklenen Almanya-Rusya doğal gaz boru hattı projesinde devre dışı
bırakılmayı içine sindiremeyen Polonya, ortak enerji politikası
kapsamında boru hattı inşaatının AB'den mali yardım almasına da
karşı çıkıyor.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, genişleme politikasının
birliğe yeni sorunlar getirmediğini, aksine anayasa krizi gibi
kurumsal sorunların çözülmesinde faydalı olduğunu söyledi.
Barosso beklentilerini sıraladı
AB devlet ve hükümet başkanları zirvesi öncesinde Avrupa
Parlamentosu'nda basın toplantısı düzenleyen AB Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barroso, AB Komisyonu olarak beklentilerini
anlattı.
Fransa ve Hollanda'daki referandumlarda yeni AB Anayasası'nın
reddedilmesinin ardından, geçtiğimiz yılki zirve öncesinde
'birliğin felç olacağı', 'fonksiyonunu yitirdiği' söylemleri gibi
'kara bulutların dolaştığını' hatırlatan Barroso, ''büyüme ve
istihdam yaratmaya odaklandık, ortak enerji politikasına sarıldık.
Üzerimizdeki kara bulutları dağıttık. İyiye doğru bir değişim
yaşadık'' dedi.
AB vatandaşlarının birlikten beklentileri olduğunu, bunlara cevap
verilmesi gerektiğini kaydeden Barroso, anayasa sorununun
çözülmesinde de bir taraftan somut sonuçlar elde edilirken, öbür
taraftan düşünerek konuşarak ilerlemeye dayalı 'ikili yol'
izlenmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin
tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başladı.
Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve
araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB
Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşıldı.
Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen
Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık
Konseyi'ne katılma kararı aldı.
Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve
Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin
müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle
fiili müzakerelerin yolu açıldı. Belgede, Gümrük Birliği ve Ek
Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine
getirilmesinin önemi vurgulandı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün
müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu
çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı
deklarasyona atıfta bulunuyor'' denildi.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili
müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri
dönebileceği belirtiliyor.
'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı
olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına
itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının
açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı.
Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce
Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden
olmuştu.
Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık'
ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik
içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere
Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle
diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların
yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala
23.58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye
önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere
göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin
başlamasında etkili oldu.
Kaynak:Cnnturk