AB için sonun başlangıcı mı?
Abone olLe Monde, AB'nin her geçen gün popularite kaybettiğini ve "Buyük Avrupa" için tehlike çanları çaldığını yazdı.
Zaman'dan Ali İhsan Aydın'ın haberine göre Avrupa Birliği’nin
motor gücü Fransa ve Almanya’yı son iki yıldır sarsan ekonomik
krizler, sosyal problemler ve birliğin geleceğine ait
belirsizlikler, bu ülkelerin giderek büyük AB fikrinden
uzaklaşmasına yol açıyor. Fransız Le Monde gazetesi, AB’nin, Batı
Avrupa ülkelerinde her geçen gün popülarite kaybettiğini ve ortaya
çıkan problemler nedeniyle ‘büyük Avrupa’ idealinin bitme noktasına
geldiğini ileri sürdü. Genişleme dalgasının Birliğin ‘ortaklık
ruhunu’ öldürdüğünü savunan gazete Türkiye’nin üyeliğinin AB için
bir dönüm noktası olacağını yazdı. Le Monde, “Avrupa
savunucularının büyük endişesi” başlığıyla manşetine taşıdığı
dosyada, “Avrupalılar, çoğunluğu Müslüman olan Türkiye’nin
üyeliğine dair tartışmaların sonuçlanmasını bekliyor. Fransa’da
iktidar partisi UMP’de herkes Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın bu
konudaki düşüncesini açıkça ifade etmesini bekliyor.” ifadelerine
yer verdi. Gazete, genişleyen AB’nin halkın kafasındaki ekonomik ve
sosyal birlikle örtüşmediğini yazdı. Üye sayısının 15 olduğu
dönemde bile birlik ruhunun zor tesis edildiğine dikkat çeken
Fransız gazetesi, 25 ülkeli ya da 27 ülkeli bir AB’nin kesinlikle
Fransız Avrupa savunucularının kafalarındaki AB’ye tekabül
etmeyeceğine değindi. Le Monde, bu şartlarda AB’nin geleceği
üzerine yapılacak olan bir referanduma Fransızların hayır deme
olasılığının çok yüksek olduğunu yazdı. Avrupa Birliği rafa kalktı
Fransa’da ekonomik durumun kötüye gitmesi nedeniyle Paris ve
Brüksel arasında yaşanan yüksek seviyede söz dalaşmaları, Fransa’yı
ve Fransızları AB’den soğuttu. Geçtiğimiz günlerde Fransız TF1
kanalına konuşan Fransa Başbakanı Jean–Pierre Raffarin “Benim ilk
görevim iştir. Şu ya da bu ülkede, şu veya bu kurumun memnuniyeti
için matematiksel hesaplar veya finansal eşitlikler yapmak değil”
diyerek Fransa’ya art arda uyarı gönderen Brüksel’deki AB
bürokratlarına çıkışmıştı. New York Times gazetesine demeç veren
Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ise AB karşısındaki duruşunu “Hiç bir
zaman Avrupa militanı olmadım. Pragmatik bir Avrupalıyım. Avrupa
üzerine teori yapmıyorum.” şeklinde açıklamıştı. Başbakan
Raffarin’in Avrupa Komisyonu’na karşı yaptığı provokatif
konuşmaların halk arasında Avrupa karşıtı yönelimi artırmasından
endişe eden siyasi gözlemciler, politikacıları daha sorumlu olmaya
çağırıyor. Hükümetin mevcut tavrının Avrupa karşıtı bir havanın
oluşmasına yol açma riski içerdiğine dikkat çeken sosyalist
parlamenter Alain Duhamel, Brüksel’in ‘günah keçisi’ gibi
gösterildiğine dikkat çekiyor. Para AB’den, güvenlik ABD’den olmaz
AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Le Soir gazetesine yaptığı
açıklamada Irak Savaşı sırasında ABD’nin yanında yer alan AB
ülkelerini uyardı. AB’nin dünyanın en büyük ekonomik gücü olduğunu
belirten Prodi, “AB’ye katılacak ülkeler, Irak olayında ABD’nin
arkasında durdular. Bu ülkeler, uzun vadede, Avrupa’dan para,
ABD’den güvenlik almayı sürdüremezler. Avrupa ailesinin parçası
olacaklar.” dedi.