AB çevre notumuz kırık..

AB Komisyonu tarafından yayınlanan ilerleme raporunda çevreye ilişkin değerlendirmeler, müzakerelere başlanıp- başlanmamasında etkin rol oynamayacak olmasına karşın, bu alanda giderilmesi gereken eksiklikler bulunduğunu ortaya koyuyor. Genel olarak müzakerelere başlanması kararında siyasi kriterlerin önem taşıması nedeniyle bu yönüyle ele alınan AB Komisyonu İlerleme Raporu, 31 ana başlık altında yapılacağı düşünülen müzakere sürecinde Türkiye'nin birlik ile arasındaki uyuma ve kendisinden beklenenlere ışık tutuyor. Bu kapsamda, raporda 22. başlık altında ele alınan çevre konusu, ''Türkiye'nin kaydettiği birtakım ilerlemelere karşın uyum için ilave çaba göstermesi gerektiği alan'' olarak göze çarpıyor. İlerleme Raporu'nun Dış İlişkiler ve AB Dairesi Başkanlığı AB ile İlişkiler Şube Müdürlüğü'nce yapılan gayri resmi çevirisine göre, komisyon, genel olarak Türkiye'nin çevre konusunda kaydettiği gelişmeyi ''sınırlı'' olarak değerlendiriyor. ''ÇEVRE VE DİĞER POLİTİKALAR ENTEGRE DEĞİL'' Çevresel politikaların diğer politikalarla entegrasyonu konusunda önemli bir gelişmenin kaydedilemediğinin belirtildiği raporda, ''yatay mevzuat'', ''hava kalitesi'', ''doğa koruma'', ''kimyasallar'', ''nükleer güvenlik'' ve ''radyasyondan korunma'' konularında ''sınırlı'' bir ilerleme gözlemlendiği ifade ediliyor. Raporda, Türkiye'nin ''çok sınırlı'' ve ''hiçbir gelişme göstermediği'' alanlar ise ''su kalitesi'', ''sanayi kirliliği'' ve ''risk yönetimi'' ile ''gürültü'' konuları olarak belirtiliyor. Çevre konusunda AB Komisyonu tarafından yapılan genel değerlendirme sonucunda, çevre konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmesine karşın genel olarak ''AB çevre müktesebatının aktarılmasının düşük seviyede kaldığı, uygulama ve yaptırıma ilişkin zayıf yönlerin hala endişe kaynağı olduğu'' vurgulanıyor. Raporda, ayrıca Türkiye'nin müktesebat doğrultusunda çevre konusunda ilerleme kaydedilmesi için özellikle yatay mevzuat, hava kalitesi atık yönetimi, su kalitesi, doğa koruma, sanayi kirliliği ve risk yönetimi alanlarında uyum ve uygulama açısından daha çok çaba göstermesi gerektiği kaydediliyor.