AB Başkanlığı İtalyanlara geçiyor
Abone olİtalya 6 aylık Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı yarın Yunanistan'dan devralıyor.
Hakkında yolsuzluktan açılan davaları önceki hafta çıkarttığı
tam dokunulmazlık yasasıyla donduran Başbakan Silvio Berlusconi,
AB'nin en şaibeli liderlerinden biri olarak görülüyor. Dönem
Başkanlığı öncesinde son anda çıkarttığı yasa ile AB'de muhtemel
bir skandalı önleyen Berlusconi'nin Dönem Başkanlığı gündemi ise
oldukça yoğun. İtalya'nın medya patronu Başbakanı Silvio
Berlusconi, çıkarttığı tam dokunulmazlık yasasıyla, kendisiyle
birlikte devletin en üst düzey 5 makamına tam yargı dokunulmazlığı
kazandırmış oldu. Böylelikle hem bu yıl içinde hüküm giyme
tehlikesini bertaraf etmiş, hem de AB'yi derinden sarsacak bir
skandalın önüne geçmiş oldu. Bir anlamda imajını kurtaran ve derin
bir nefes alan İtalya'yı dönem başkanlığı sırasında önemli
sorumluluklar ve tamamlanması gereken işler bekliyor. İtalya
Başbakanı Silvio Berlusconi'nin, ülkesinin AB dönem başkanlığına
dair büyük hedefleri var. Bu hedeflerden biri, resmi gündemde yer
almasa da, gizli dilekler listesinde üst sıralarda bulunuyor. Irak
savaşı konusunda Amerika yanlısı bir tavır sergileyen Berlusconi,
bu savaş yüzünden gerilen Amerika-Avrupa ilişkilerini düzeltmek,
bir anlamda arabulucu rolü üstlenmek istiyor. Berluscomi, AB ile
ters düşüyor 66 yaşındaki başbakan ve medya patronu Berlusconi'nin,
hukuk konusunda iyi bir üne sahip olduğu söylenemez. Bu ünün nedeni
sadece Roma'da kabul edilen dokunulmazlık yasası değil. Avrupa
genelinde geçerli olması istenen "tutuklama emri" hakkındaki
düzenlemeye İtalya'nın karşı çıkması da Brüksel'i düşündürüyor.
Siyasi gözlemciler bu karşı çıkışın ardında Berlusconi'nin
kendisinin ve firmasının çıkarlarının bulunduğu ihtimalini
gözününde bulunduruyor. Berlusconi'nin AB ile ters düştüğü konular
bu kadarla kalmıyor. İtalya Başbakanı kısa süre önce çıktığı
Ortadoğu gezisinde Filistin lideri Yaser Arafat ile görüşmeyi
reddederek Brüksel'in adetlerine karşı çıkmış ve Fransa ile
tartışmıştı. Berlusconi hemen, bu olumsuz etkiyi giderecek ulvi bir
hedef koydu ve -mümkünse İtalya'da- bir Ortadoğu barış konferansı
düzenlemek istediğini açıkladı. İtalya Dışişleri Bakanlığı'nın bir
yetkilisi AB'de çok fazla yapacak iş olduğunu belirterek, "Önemli
olan dönem başkanlığımız sırasında iyi bir imaj oluşturmak" diye
konuştu. İtalya bu iyi imajı her şeyden önce AB Anayasa tasarısına
son halinin verilmesi ile kazanmak istiyor. Bu işle görevli
hükümetler arası konferans Ekim ortasında Roma'da toplanıyor.
Tasarıda en çok tartışma, veto hakkı konusunda yaşanacak gibi
görünüyor. İtalya'nın dönem başkanı olarak bir uzlaşı sağlaması
için Berlusconi'nin tüm diplomatik yeteneğini kullanması gerekiyor.
Akdeniz'deki göçle mücadele Anayasa'nın 2004'te, AB'nin dönüm
noktalarından 1957 tarihli Roma Sözleşmeleri gibi İtalya'nın
başkentinde imzalanması isteniyor. İtalya'nın böylesi bir olayı
şaşalı biçimde kutlayacağına kesin gözü ile bakılıyor. İtalya'nın 6
aylık dönem başkanlığı sırasında başını ağrıtacak en önemli
sorunlardan biri Avrupa ekonomilerindeki kötü gidiş. Bu konuda
kendisini yetkin gören Berlusconi, sorunu Avrupa'nın rekabet gücünü
arttırarak çözmekten yana. İtalya neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde
var olan, düşük nüfustan kaynaklanan emeklilik sorununun Avrupa
genelinde ele alınmasını istiyor. Bazı siyasi gözlemciler ise
Berlusconi'nin bu yolla kendi ülkesindeki, kötü emeklilik sistemini
AB'nin yardımı ile iyileştirmek istediğini öne sürüyor. İtalya,
acil çözüm bekleyen sorunlar arasında "yasadışı göç"ü de sayıyor.
İtalya, Akdeniz üzerinden Avrupa'ya gitmek isteyen yasadığı
göçmenlerin bu kıtada karaya çıktıkları yer olma özelliğini
taşıyor. Mülteci gemilerinin çoğu geçtiğimiz günlerde olduğu gibi
aşırı yükleme ve eskilikten kıyıya ulaşamadan batıyor. Rutin hale
gelen bu sorunun çözülmesi, İtalya için büyük önem taşıyor.
Berlusconi dönem başkanlığı sırasında bu sorunu AB düzeyinde
çözmeyi ve gerekirse Akdeniz'de yasadışı göçle mücadele için ortak
bir sahil koruma birimi oluşturulmasını arzu ediyor. Ancak İtalya
Başbakanı'nın bu isteği bir hayal olarak değerlendiriliyor.