A Takımı zımba gibi
Abone olSavaş Ay artık Doğan Grubunun yeni kanalı Star TVde. Ay, yine A Takımı'yla zımba gibi gelecek.
Uzun yıllarca Ciner Grubu’nda hem köşe yazarlığı hem muhabirlik
hem de A Takımı’nı yapan Savaş Ay artık Doğan Grubu’nun yeni kanalı
Star TV’de…
Star TV’de hem A Takımı’nı hazırlayacak hem de haber bültenine
destek olacak olan Savaş Ay Medyakafe.com’a çok özel açıklamalarda
bulundu..
Öncelikle hayırlı olsun diyelim. Yeni bir kanal, yeni bir gazete ve
herhalde yeni heyecanlar.
Yeni heyecanlar sözü güzel. Ama bizim işlerle iştigal eden herkes
her an heyecanını yeniler zaten değil mi?
Sabah’tan veda yazısı yazmadan ayrıldınız, kırgılık mı vardı?
Asla. Aksine son derece dostça, sevgi saygı içinde oldu her şey.
Ben bu mahallenin, Babıali’nin 32 yıllık çocuğuyum. Her gazete
ailemizden birinin evi gibi artık. Dayından, amcana giderken elveda
denir mi hiç?
Fatih Altaylı’yla çok anlaşamadığınız sözleri edildi.
Tam aksi. Frekansımız tuttu. Haberi-haberciyi çok seven kollayan
tarafını da gördük benimsedik onun. Köşeden yansıyan sert, kibirli
adam değilmiş Altaylı. Aksine paylaşmacı, önerilere açık, marifete
iltifatı esirgemeyen biri.
Posta’yı hemen benimsemiş görünüyorsunuz. Haberler, köşe yazıları.
Hızlı bir giriş oldu.
Rıfat Ababay bin yıllık arkadaşım, dostum. Gazetenin kurmayları ve
diğer çalışanlar da öyle. Lise mezuniyetinden yıllar sonra pilav
günlerinde eski arkadaşlarla karşılaşılır ya, aynen öyle olduk.
Kadronun yarısıyla çeşitli zaman ve mekanlarda omuzdaşlık
etmişliğimiz var. Genç arkadaşlar da çok yetenekli ve çalışkan.
Neden çok satıyor Posta
Pek çok nedeni var da en önemli gördüğümü söylemeliyim
Nedir o?
Sanki kapıda görünmez bir yazı var: “Buradan içeri kibir giremez!”
diye bir yazı var sanki. Sihir burada sanki. Herkes kendini
gazetenin sahibi gibi görüyor, durumdan vazife çıkarıyor, en
sıradan bir işi bile en ilginç tarafından nasıl görürüz diye kafa
ve gönül patlatıyor.
A Takımı ne zaman peki?
29 Nisan ya da 6 Mayıs kısmetse. Cumartesi geceleri 23. 45 civarı.
Aşinası olduğumuz bir gün ve saat, yabancılık çekmeyiz sanırım. 2
hafta antrenman yaptık Muhabir programıyla. Yeni ekibin uyumu için
ideal bir deneyim oldu. Şimdi A Takımı başlıyor diye haberin içine
çekeceğiz onu.
Değişiklik var mı? Format farklı mı olacak?
A Takımı’nın formatı diye kesin bir şey hiç olmadı ki. Gündemi
yakalamak için en kestirme yolu bulmayı format haline getirdik
yıllardır. Ama haber tartışma hep olacak elbette.
Habere de katkınız var değil mi?
İşte beni en çok keyiflendiren nokta bu. Günlük haber bülteni için
muhabirlik yapmak hep arzu ettiğim ama deneyemediğim bir şeydi.
Sabah-öğlen toplantılarına girince çok şey öğreniyorum. Yazılı
basından tv programcılığın içine girip, yıllar boyu hep öyle
gittim. İşin cücüğü bülten haberciliğiymiş meğer. Şu an kendimi
stajyer gibi hissediyorum ve çok da hoşnudum bu durumdan.
Mesleki torunlarınız denecek genç meslektaşlar müdürünüz,
yöneticileriniz oldu bir bakıma. Zor geliyor mu?
Mesleğin sosyolojisinde var bu. Mesleği zorlaştıran değil aksine
çekici kılan, insanı dinamik tutan bir durum yaratıyor. Kendini
yetiştirmiş, defalarca kanıtlamış gençler onlar. Örselenmemiş
heyecanlar, temiz pak çabalar içindeler. Çalışma azmini tetikliyor,
arındırıyor, motive ediyor. Gazetelerde de aynısı olmuyor mu? Genç
genel yayın müdürlerinin yönetiminde ne ustalar, üstatlar
çalışıyor. Ben daha kalfayım onların yanında.
İlk konusu belli mi A Takımı’nın. Variller yanacak, ortam ısınacak
mı?
Konu belli ama, size söyler miyim ne dersiniz?..