Malum korona virüsü nedeniyle tüm Türkiye baya yıprandı,
hastalık o kadar olmasa da mali durum vurdu geçti.
İşinden olan, işlerinde çıkmaza giren...
Devletin tüm önlem ve mali desteklerine rağmen, çocuklarımıza
mahcup olanımız çok oldu.
Durum dünyayı etkileyen sosyal, ekonomik,her anlamda sıkıntılara
sebep olan bir pande mi
DSÖ nün aylar öncesinden yaptığı karmaşık açıklamalara rağmen
herkes hazırlıksız yakalandı.
Zor günleri düşünüp kenara para koyan bile panikledi.
Hazırda olan vatandaşına dağıttı, hazırı olmayan vatandaşından
bağış …
Şükür çok kayıp vermeden, vatandaşında metanetiyle hır gür
olmadan sürdürüyoruz süreci.
fırsatçıların, vatandaşın kanını nasıl emmeye hazır kene
olduğunu, üç kuruşluk maskeyi beş lira ya satarken, sahte
dezenfektanlar üretip piyasaya süren soysuzların sayısını da
öğrendik.
Üç aylık yoğun karantina ve tedbirler sonunda nihayet
normalleşme sürecine girdik.
Ancak ne kadar?
Normalleşme yolunda vatandaşın daha rahat nefes alması, zorda
olan esnafın, üreticinin, kirasını ödeyemeyen özel sektörün eskiye
daha rahat dönmesi adına düşük faizli konut kredileri
açıkladık.
Onlarca Evi olan bunu geçim kaynağı yapan, demire betona
yatırım yapanların imdadına yetiştik, ödemesi aylar sonrasına
başlayacak düşük kredilerle müteahhitleri sevindirdik.
Onlarda bir liralık evin fiyatını iki lira yapıp, vatandaşın
lehine olacak düşük kredi imkanını ceplerine indirdi.
zengin yine zengin,balı olan parmağını yalıyor.
Evi, barkı olmayan dar gelirli vatandaşa Emlak konutun validebağ
projesinden iki artı bir daire aldıra bilirmisin? fiyatı: iki
milyon yedi yüz bin.
Hayal...
Zaten dar gelirliye kredi verende yok.
Bilim kurulu aman sosyal mesafeye dikkat, maskenizi takın derken
tüm sahilleri, şehirleri açıp birde ceplerine düşük faizli tatil
kredisi verip plajlara saldık. Uçağa binene kadar sosyal mesafe,
bindikten sonra Allaha emanet.
Amaç normalleşelim.
Yaş 65 ise hayat orada duruyor. Çocuklar evde hapis.
Sadece haftada iki gün parklarda bahçelerde herkesle
birlikteler, o günler için virüste karar aldı kimseye
bulaşmayacak.
Sonuçta bu virüsün ne gideceği var nede biteceği, ülke bir
şekilde ayakta kalmalı hayat devam ediyor.
Dünya ülkesi olan ve coğrafyada etkili konuma sahip ülkem belli
ki yaşanan süreçte, küresel alınan kararları özellikle de
Avrupa’nın yolunu hayli benimsemiş durumda.
Onlarda normalleşme varsa biz hayli hayli normalleşiriz
diyor.
Aslında haksız da sayılmaz, bir şekilde hayatın yakasından
yapışmalı, ancak üreten, kamunun eksiğini gideren kurumların içinde
bulunduğu zorluklar...
Soranda yok merak edende.
Özel okulları sayın bakan çözdü, uzaktan eğitim formülü herkese
ilaç gibi geldi, veli ikinci yarı için ödediği ücretleri alamayacak
çünkü uzaktan eğitim yapıldı, telafi eğitimleri keyfe keder
yapılacak.
Turizm bakanı da geri kalır mı?
Sahiller açılacak, oteller dolacak.
İşte burası hayal, Avrupa kapısını açmaya pek niyetli değil.
Kapanan ve kapanmanın eşiğinde yüzlerce çocuk yuvası var,
kurumunu aç ama yarı kontenjanla çalış.
Kısacası Çocuk yuvaları pul oldu.
Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezleri daha vahim durumda.15
haziranda açılacaklar ama çalıştıkları ayın ücretini gelecek ay
alacakları için personel maaşını ödeyemeyecek durumdalar. Aylardır
kira ve diğer giderleri karşılamak için ciddi sıkıntılar yaşayan bu
sektör devletin verdiği teşvik ve kredilerinden de yararlanmış
değiller.
2020 Ocak ayında bütçede ayrılmış paylarından yapacakları telefi
eğitimleri için avans talepleri de karşılanmamış.
Başınızın çaresine bakın denmiştir.
Gelelim yüce devleti aliye nin çalışanlarına...
Onlar maşallah bu süreci ağır çekim yaşayıp ücretlerini yıldırım
hızıyla almaya devam etmiştir, kamu düzeni açısından başka türlüde
olamazdı. Ancak keşke empati denen şeyi hatırlasaydık.
Üreten vergisini ödeyen hayatını, birikimini, sermayesini özel
sektöre bağlayanlara biraz daha destek olabilseydik.
Sözüm ona özel sektör ruhuyla kurulmuş Hükümet, Söylemleriyle
yaşattıkları, halkı ziyadesiyle üzmüştür.
Pande mi yi bitirme yolunda normalleşmeyi Avrupa’dan örnek
alanlar, özel sektörü koruma noktasında daha başarılı
olabilirdi.
Keşke düşük kredi imkanını ikinci el tekerleğe, betona, sahilde
kumsala gömmeyip, ülkenin kurtuluşu olan üretime, sanayiye ve kamu
adına hizmet veren özel sektöre yapabilseydik.
Normalleşme sürecimiz hayra alamet değil.