97 yaşındaki kadına tecavüz ve gasp!
Abone ol97 yaşındaydı... Tek başına yaşıyordu... Evine zorla giren kişi, boğazına bıçak dayayıp kulağındaki küpeleri gasp etti... O da yetmedi...
Adana'da, geçen yılın ekim ayında, tek başına yaşayan 97
yaşındaki kadının evine girip boğazına bıçak dayayarak kulağındaki
küpelerini gasbettikten sonra tecavüz ettiği iddia edilen zanlı
yakalandı.
7 Ekim 2010 tarihinde, A. U'nun (97), evine giren bir kişi tarafından bıçakla tehdit edilerek küpelerinin alındığı ve tecavüz edildiği iddiasıyla ilgili Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, çalışmalarını tamamladı.
Ekipler, Pozantı ilçesindeki hırsızlık suçundan yakalanan 4 kişi arasında bulunan M. F. A.'nın bu olaya da karıştığını belirledi.
Yaşlı kadının tarif ettiği eşkale uyan M.F.A.'dan (20) kan ve sperm örneği alındı. Olay sonrasında yaşlı kadından alınan sperm örnekleri ile yapılan DNA karşılaştırması sonucu zanlının olayı gerçekleştirdiği tespit edildi.
Zanlının olay öncesinde kendisiyle aynı mahallede oturan yaşlı
kadını bir süre takip ettiği, yalnız kaldığını belirleyince eve
girdiği belirlendi. Eve balkondan giren M. F.A.'nın mutfaktan
aldığı ekmek bıçağıyla A. U'yu tehdit ederek küpelerini aldığı ve
tecavüz ettiği öğrenildi. Çeşitli olaylardan 47 suç kaydı bulunan
zanlının ifadesinde, olay gününü tam olarak hatırlayamadığını
söylediği
bildirildi.
Oğullarının kollarında Emniyet Müdürlüğüne gelen A. U, zanlıyı teşhis etti.
Polise verdiği ifadede sanığı daha önce de mahallede birkaç defa gördüğünü belirten A. U'nun olayla ilgili şunları söylediği belirtildi:
"Olay gecesi ses üzerine yataktan kalktığımda karşımda sanığı gördüm. Bıçağı boynuma dayayarak, 'kulağını keseyim mi? Küpeleri hemen ver' diye tehdit etti. Küpeleri çıkarıp verdikten sonra da bana tecavüz etti."
A. U, olay günü sabah saatlerinde kendisini ziyarete gelen oğluna durumu anlatmış, ardından polis ekipleri tarafından çalışma başlatılmıştı.
Sorgulanmasının ardından adliyeye sevk edilen M.F.A.,
tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"AVUKATIN İNTİHAR OYUNU"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Faysal İnce isimli bir avukat arkadaşının arabasıyla
geldiği Boğaziçi köprüsünde, 'cep telefonum düştü' bahanesiyle
arabadan inerek köprüden aşağı atladı. Köprü ayaklarının bulunduğu
beton zemine düşen avukat hayatını kaybetti.
Edinilen bilgilere göre olay şöyle gelişti; İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat Faysal İnce (32), erkek arkadaşının kullandığı 34 GK 2621 plakalı otomobille Anadolu Yakası'na geçmek için yola çıktı.
Otomobil Boğaziçi Köprüsü'ne geldiğinde İnce, araç camını açarak cep telefonuyla manzarayı görüntülemeye başladı.
Biraz ilerledikten sonra İnce'nin cep telefonu elinden düştü ve arkadaşına arabayı durdurmasını istedi. Avukat, araçtan indikten sonra cep telefonunun düştüğü yere gitti. Buradan da korkuluklara çıkıp aşağıya atladı. Bir süre araçta bekleyen sürücü de arkadaşının gelmemesi üzerine aşağıya inip araştırmaya başladı. Köprü üstünde yasak olmasına rağmen bir aracın durduğunu fark eden köprü koruma polisleri de hemen olay yerine gitti. Sürücü, polislere, cep telefonu düştüğü için inen arkadaşını beklediğini söyledi.
Köprü korkuluklarını kontrol eden polis ekipleri, avukat Faysal İnce'nin cansız bedenini köprü ayaklarının hemen yanı başında fark etti. İlk anda arkadaşının atladığını söylemeyen polis ekipleri, sürücüyü köprü korumaya götürerek acı gerçeği kendisine burada söyledi.
Büyük bir şaşkınlık yaşayan ve henüz ismi açıklanmayan sürücü,
daha sonra detaylı ifadesine başvurulması için Beşiktaş Arnavutköy
Polis Merkezi'ne götürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis
ekipleri, avukat Faysal İnce'nin neden intihar ettiğini
araştırıyor.
"GENÇ ANNE VE BEBEĞİNİ
BOĞDULAR"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Yozgat'ın Sorgun İlçesi'nde iki yıllık evli olan 20
yaşındaki Hacer Alan ve henüz 3 aylık olan bebeği Batuhan, evde
boğularak öldürülmüş olarak bulundu.
Sorgun'da birlikte oturdukları babasının evinden ayrılan
Serhat-Hacer Alan çifti, geçen ay Aydınlıkevler Mahallesi 6 bin
661'inci Sokak'ta 150 TL'ye kiraladıkları kerpiç eve taşındı.
Yaklaşık iki yıl önce ailesinin izni olmadan Sorgun nüfusuna
kayıtlı Serhat Alan ile evlenen Şanlıurfa'nın Birecik İlçesi
Aslanlı Köyü nüfusuna kayıtlı 20 yaşındaki Hacer Alan, bu
birliktelikten 3 ay önce 'Batuhan' adını verdiği erkek bebek
dünyaya getirdi. Serhat Alan oğlunun doğumundan sonra Ankara'ya
kaynakçılık işinde çalışmaya gitti.
Kiraladıkları evde Hacer Alan'ı dün öğlen saatlerinde ziyarete
giden yakınları, çaldıkları kapının uzun süre açılmaması, içeriden
de ses gelmemesi üzerine durumu polise bildirdi. Gelen polis
ekipleri, anne Hacer ve minik bebeğinin cesetleri ile
karşılaştılar. Sorgun Cumhuriyet Başsavcısının gece yarısına doğru
ilk incelemesini tamamlaması ardından anne Hacer ile bebeği Batuhan
Alan'ın cesetleri Sorgun Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Ankara'da kaynakçılık yapan Serhat Alan' ın babası Yusuf Alan,
gelini ile cinayetten 1 gün önce görüştüğünü, anormal bir şey
sezmediğini belirterek, "İntihar mı ettiler, öldürüldüler mi
bilmiyorum. Gelinim kendi annesi ile arada görüşüyordu. Ancak
babası ile biraz kırgınlıkları vardı. Oğlum da Ankara' ya çalışmaya
gitmişti. Orada kaynakçılık yapıyordu. Haber verdik, bugün geldi"
dedi.
Anne Hacer Alan'ın boynunda boğulma izi ve bir kesik bulunduğu,
oğlu Batuhan'ın ise boğularak öldürüldüğü belirtildi. Soruşturma
devam ederken, Hacer Alan ve oğlu Batuhan'ın cesetlerin otopsi için
Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Çevredeki komşuları, Hacer Alan'ın mahalleye yeni taşındığını,
birkaç kez çöp dökmek için dışarı çıktığında gördüklerini
söyledi.
"İZMİRLİ KADINLAR RAHAT NEFES
ALACAK"
BAŞLIKLI HABER DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
İzmir’in Konak ve Karabağlar ilçelerinde genç kızlara
korkulu günler yaşatan taciz ve gasp şüphelisi, polis tarafından
yakalandı. Farklı zamanlarda, apartmanların asansörlerinde
sıkıştırdığı 4 genç kızı bıçak tehdidi ile taciz eden ve bir kadını
da gasp eden şüphelinin birçok suçtan kaydı bulunan A.T. olduğu
ortaya çıktı.
Yaklaşık bir ay önce genç bir kızı bıçak tehdidi ile taciz ettiği
iddia edilen A.T. kaçarak izini kaybettirdi. Önceki gün yine ortaya
çıkan A.T., gün içerisinde farklı yer ve zamanlarda evlerine girmek
üzere olan 3 genç kızı asansörde bıçak tehdidiyle öperek elle taciz
etti. Son olarak bir kadını da gasp eden şüpheli, ’155 Polis İmdat
Hattı’na gelen ihbar üzerine harekete geçen Fuar Asayiş Ekipleri
tarafından Poligon Deresi yakınında sıkıştırıldı. Polisin ısrarlı
takibi sonucu yakalanan şüpheli, gözaltına alarak Basın Sitesi
Polis Merkezi’ne götürüldü.
Genç kızlar tarafından teşhis edilen şüphelinin uyuşturucu
kullanmaktan 3, cebir kullanarak ırza geçme ve hırsızlıktan birer
sabıkası olan A.T. olduğu ortaya çıktı. A.T.’nin işlemlerinin
ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi.
"KİMLİĞİNİ KAYBETTİ DÜNYASI
KARARDI"
BAŞLIKLI HABER DİĞER
SAYFADA...
TIKLAYIN...
Şanlıurfa'da, 3 yıl önce nüfus cüzdanını kaybeden 36
yaşındaki Fatih Şah'ın başına gelmeyen kalmadı. Hayatında hiç
görmediği İstanbul'da adına hayali şirket kurulan Şah hakkında
bugüne kadar 700 bin lira tutarında karşılıksız çek vermek suçundan
24 ayrı dava açıldı. Bir kez bundan dolayı cezaevine giren ve
etrafına mahcup olmamak için faizle borç alarak 100 bin liralık
çeklerinin karşılığını ödediğini söyleyen Şah, "3 yıldır kabus gibi
bir hayat yaşıyorum" dedi.
Karaköprü Beldesi'nde elektrikçilik yapan 2 çocuk babası Fatih Şah, 2008 yılının Mayıs ayında iş başvurusunda bulunmak üzere kent merkezine geldi. Kent merkezinde nüfus cüzdanını kaybettiğini anlayan Şah, daha sonra oturduğu beldenin jandarma karakoluna giderek, kimliğini kaybettiğine dair bilgi verdi. Haziran ayında yeni nüfus cüzdanı çıkaran Şah, aradan geçen süre içerisinde hakkında peş peşe davalar açıldığını ve gördüğü olaylar karşısında şoke olduğunu söyledi.
HİÇ GÖRMEDİĞİ İSTANBUL'DA ŞİRKET KURMUŞ
Yeni nüfus cüzdanı çıkardıktan sonra elektrikçilik yaparak yaşamını sürdürdüğünü anlatan Şah, 2008 yılı sonlarına doğru evine peş peşe hacizler geldiğini ve hakkında arama kararları bulunduğunu öğrenmesiyle hayatının kabusa döndüğünü ifade etti. 3 yılda başına gelmeyenin kalmadığını söyleyen Fatih Şah, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ben hayatım boyunca üzerimde kimlik taşımıyordum. Sadece o gün iş başvurusunda bulunmak için evdeki kimliğimi alıp gömleğimin cebine koydum. Daha sonra farkında olmayarak kaybettim. Ertesi gün oturduğum beldenin jandarma karakoluna giderek kimliğimi kaybettiğimi söyledim. Aradan geçen süre içerisinde kimliğimi alan kişi, nüfus cüzdanımın üzerine kendi fotoğrafını yapıştırarak, benim adıma İstanbul'da 'Gala Grup Alüminyum' adlı bir şirket kurmuş. Benim kimlik bilgilerim ile resmi işlemler yapıp, bankadan aldığı çeklerle İstanbul'da çeşitli yerlerde 700 bin liralık tutarında alışveriş yapmış. Ödenmeyen borçlar karşıma çıkınca şoke oldum. Sadece ben değil, tüm ailem ve çevrem aynı şaşkınlığı yaşadı. Çünkü ben bugüne kadar hiç İstanbul'u görmedim. Bilmediğim, görmediğim bir şehirde 700 bin lira borçlandırıldım."
ADIMIZ ÇIKMASIN DİYE ÖDEME YAPTIK
Hayatlarını kabusa çeviren olayın ardından, kimsenin duymaması ve etraflarında olumsuz imaja kavuşmamak için borçlanarak 100 bin liralık ödeme yaptığını da anlatan Şah, şöyle konuştu:
"İlk olarak evimize 11 bin liralık haciz geldiğinde ailece şoke olduk. Sırf adımız çıkmasın, kimseler duymasın diye ailece kendi aramızda bu parayı toplayarak, borcu kapattık. Hiç görmediğim İstanbul'da karşılıksız çek verdiğim suçlamasından dolayı avukata gidip, hukuki destek istedik. Bu sırada evime 30 bin liralık ikinci haciz gelince iyice şaşkına döndük. Bu durumu kimseye anlatamaz olduğumuzdan mecburen o borcu da ödedik. Son olarak yaklaşık bir ay önce jandarmalar evime gelerek beni borçlu olduğum için savcılığa götürdü. Adıma 56 bin liralık haciz gelmişti. O parayı bulamadığım için 2 gün cezaevinde yatmak zorunda kaldım. Daha sonra babam ve eşim kendi altınlarını satıp ardından tefecilerden faizle borç alıp, adıma gelen 56 bin liralık cezanın karşılığını ödeyince serbest kaldım. Ben gündelik yevmiye ile elektrik işinde çalışan biriyim. Derdimi bir türlü kimseye anlatamadım. 3 yıldır 100 bin lira boşu boşuna ödeme yaparak, hem kendimin hem de ailemin hayatını zehir ettim. Uykularım kaçtı, ailece perişan olduk. Biran önce benim başıma gelen bu felaketin sorumlusu olan kişilerin yakalanmasını istiyorum."
HAKKINDA 24 DAVA AÇILDI
Kaybettiği kimliği ile hayatı kararan Fatih Şah'ın avukatı Halil Öncel ise, müvekkili hakkında 12 ceza, 12 icra olmak üzere 24 dava açıldığını söyledi. Tüm mahkemelere itiraz ettiklerini ifade eden avukat Öncel, bazı davalardan beraat ettiklerini, bazılarında ise mahkumiyet kararı çıktığını belirterek, "Müvekkilim hiç alakası olmadığı halde 3 ayrı çekin karşılığı olan 100 bin lirayı ödemek zorunda kalmıştır. Kaybettiği kimliğindeki bilgiler ile adına şirket kurulmasıyla alınan banka çekleriyle yaklaşık 700 bin lira dolandırılmıştır. Söz konusu dolandırıcılarla ilgili olarak Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Çek müracaatı başvurusunda kimlik müvekkilime ait olsa da, fotoğrafın başka bir kişi olduğunu gördük ve bu yönde itirazlarda bulunduk ama netice elde etmedik. Bu konuda müvekkilim daha fazla mağdur edilmemesi için gerekli mercilerin biran önce harekete geçmesini istiyoruz ve bu yönde çabalıyoruz" diye konuştu.