90.yaş bildirgelerinde neler var ?
Abone olCHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı’nda çalışmalarını tamamlayan 90 yaşındaki CHP’nin Parti Meclisi bir bildirge yayımladı.<br/>C...
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı’nda çalışmalarını
tamamlayan 90 yaşındaki CHP’nin Parti Meclisi bir bildirge
yayımladı.
CHP’nin yayınladığı Parti Meclisi sonuç bildirgesinde, “Temel Hak
ve Özgürlükleri karşılanmış, eşit ve özgür yurttaşların yaşadığı
bir Türkiye. Dayatma, karşıtlık, baskı ve ayrımcılık yerine,
gönüllülük, uzlaşma, hoşgörü, eşitlik ve adalete dayalı yönetme
anlayışının geçerli olduğu bir Türkiye. Hukukun üstünlüğünün
tartışılmadığı; yargının bağımsız olduğu, adaletin eşit ve etkin
dağıtıldığı bir Türkiye. Çoğulculuk ve katılımcılık ilkeleri ile
güçlenmiş, yurttaşlarımızın demokratik iradesinin daha güçlü
yansıdığı bir Türkiye. İnanç ve vicdan özgürlüğünün herkes için
eksiksiz var olduğu bir Türkiye. Tüm toplumsal kesimler arasında
çatışma yerine uzlaşmanın geçerli olduğu, toplumsal barışı
gerçekleştirmiş bir Türkiye. Bilim, kültür ve sanatın özgür,
yaratıcı ve yücelen bir değer olduğu Türkiye. Halkımız için, halkla
birlikte, herkes için adil, huzurlu ve refahı yükselen bir Türkiye.
Temel Hak ve Özgürlükleri karşılanmış, eşit ve özgür yurttaşların
yaşadığı bir Türkiye için; Cumhuriyetin kuruluşunda yer aldığı,
Cumhuriyet devrimini gerçekleştirmiş siyasal yaşantının çok partili
düzene taşındığını ve siyasal sisteme sosyal demokrat değerleri
kazandırmış bir parti olarak, ülkemiz ve halkımız için tarihindeki
yeni bir siyasi devrimi gerçekleştirmeye hazırdır” ifadelerine yer
verildi.
Herkesin özleminin onurlu, eşit, özgür, birbirlerine saygılı ve
hoşgörülü insanlardan oluşan demokratik bir toplum kurmanın,
CHP’nin temel hedefi olduğu belirtilen bildirgede, şunlar
kaydedildi:
“Devleti, sosyal hukuk devletinin kurumlarıyla donatmak, sosyal
adaleti gerçekleştirmek ve yönetim anlayışımızı yurttaşlarımızın
hak ve özgürlüklerini gerçekleştirme anlayışına dayandırmak bu
hedefe ulaşmanın etkin kaynağıdır. Yurttaşlarımızın esenliği,
mutluluğu ve gönenci, siyaset anlayışımızın odağında yer
almaktadır. Her bireyin yaşam tarzı, kendi seçimidir. Nedeni ne
olursa olsun, devlet başta olmak üzere hiçbir makam ve otorite, bir
yaşam biçimini dayatamaz. Düşünce ve düşüncenin sözlü, yazılı,
görsel araçlarla, gerçek ve sanal her türlü ortamda ifadesi suç
sayılamaz. İnternet ve sosyal medya kullanımı da düşünceyi açıklama
ve haberleşme özgürlüğünün bir parçası olarak, güvence altındadır.
Basın özgürdür, sansür edilemez. İktidar gücünü, medya organları
üzerinde bir baskı aracı olmaktan çıkartacağız. Toplantı, gösteri
ve örgütlenme özgürlüğü ifade özgürlüğünün tamamlayıcısıdır.
Hedefimiz güvenlik güçlerinin kamu düzenini şiddete başvurmadan
sağlayacakları toplumsal bir ortam yaratmaktır. Kamusal
yetkilerinin kötüye kullanılması önlenecektir. Din ve inanç
özgürlüğünün güvencesi laiklik ilkesidir. İnanç özgürlüğü, devletin
ve siyasetin müdahalelerine karşı korunacaktır. Her inanç mensubu,
ibadet yeri olarak kabul ettiği yerde ibadet edebilecektir. Diyanet
İşleri Başkanlığı, işlev ve görevleri açısından, bu anlayış
doğrultusunda yeniden yapılandırılacaktır. Daha çok üreten, daha
adil paylaşan, iş ve aş kaygısı taşımadan, geleceğe güvenle bakan
insanların yaşadığı çağdaş bir Türkiye yaratacağız. Genç, yaşlı,
engelli, emekli tüm vatandaşlarımız sosyal devletin güvencesi
altında yaşayacaktır. Girişim özgürlüğünü desteklerken çalışma
barışı da sağlanacaktır.
“Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine bağlı; Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilke ve değerleriyle barışık; ulusal çıkarlara
öncelik veren, ciddi, saygın ve istikrarlı bir dış politikayla
Türkiye’yi yeniden, bölgesel ve küresel ağırlığı olan bir ülke
yapacağız. Mustafa Kemal Atatürk’ün koyduğu çağdaş uygarlık hedefi
doğrultusunda Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin tam üyesi yaparak
evrensel uygarlığı zenginleştirirken tüm komşularımızla karşılıklı
güven ve samimiyete dayalı iyi ilişkiler içinde olacağız.
Dayatma, karşıtlık, baskı ve ayrımcılık yerine, gönüllülük,
uzlaşma, hoşgörü, eşitlik ve adalete dayalı yönetme anlayışının
geçerli olduğu bir Türkiye için:
- Yasama, yürütme ve yargı erklerinin sağlıklı konumlanışı ve
işleyişi, sürdürülebilir bir demokrasinin önkoşuludur. Yasama
organı Hükümetin emir kulu olmaktan çıkartılacaktır.
- Siyasi iktidarlar, sadece seçimden seçime değil, bütün icraatları
için kamuoyuna her durumda hesap vermelidir. Hesap yeri sadece
sandık değildir.
- Ürettiğini adil bir şekilde bölüşen bir Türkiye için fırsat
eşitliğini artıracak ve refahın adil dağılımını gözetecek
politikalar izleyeceğiz.
- Ordunun siyasetin dışında kalması demokrasinin ne kadar gereği ve
şartı ise, siyasetin de ordunun içişlerine karışmaması ulusal
güvenliğimiz bakımından o kadar gerekli ve şarttır.
Hukukun üstünlüğünün tartışılmadığı; yargının bağımsız olduğu,
adaletin eşit ve etkin dağıtıldığı bir Türkiye için:
- Düzgün işleyen, bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi,
toplumdaki eşitlik ve adalet duygusunun güvencesidir.
- Hukukun üstünlüğü, demokrasinin vazgeçilmezi; bağımsız yargı,
güçler ayrılığı ilkesinin bir göstergesidir.
- Yargıyı siyasi iktidarın çıkarlarını değil bireylerin çıkarlarını
gözeten bir yapıya dönüştüreceğiz.
- Herkesin hukuk önünde eşitliğinin güvencesi olan doğal
yargıç/doğal mahkeme ilkesini geçerli kılacağız. Özel Yetkili
Mahkemeleri kaldıracağız. Bu mahkemelerde verilen hükümlerle
ilgili, yeniden yargılanma yolunu açacağız.
- Yargılama usullerini, özel hayatın gizliliği ilkesinin
korunmasına ve yargılamanın saydamlığına özen göstererek yeniden
düzenleyeceğiz.
- Faili meçhul cinayetleri aydınlatacağız ve vicdanlardaki kanamayı
durduracağız.
Çoğulculuk ve katılımcılık ilkeleri ile güçlenmiş, yurttaşlarımızın
demokratik iradesinin daha güçlü yansıdığı bir Türkiye için:
- Çoğulculuk ve katılımcılık siyasi hayatımızı biçimlendiren ana
rehberimiz olacaktır.
- Kürt sorununun çözümü için toplumumuzun bütün kesimlerinin
uzlaşısıyla ortak akıl üretme arayışımızı sürdüreceğiz.
- Çözümün benimsenebilmesi için çözümün Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından belirlenmesinde ısrar edeceğiz.
-Çözüme; özgürlük, demokrasi, hukuk, adalet ve insan hakları
esasları dâhilinde, ulusal birliğimizi koruyarak diyalog ve
toplumsal uzlaşma yöntemiyle varılması gerektiği görüşünü savunmaya
devam edeceğiz.
- Toplumumuzun siyasi kültürüne, Cumhuriyetimizin siyasi birikimine
ve sürdürülebilir bir demokrasinin gereklerine en uygun rejim
olarak, parlamenter sistemi güçlendireceğiz.
- Halkın iradesini TBMM’ye daha sağlıklı yansıtmak ve en üst
seviyeye çıkarmak için seçim barajını düşüreceğiz.
- Milletvekillerini siyasi parti liderlerinin değil, doğrudan
halkın seçmesini sağlayacağız.
- TBMM’ni demokratik tutum ve davranışların geçerli olduğu en üst
düzeydeki bir platform olarak görerek, siyasal tartışmaların
düzeyli olarak sürdürülebilmesi için, Meclis İçtüzüğünde gerekli
düzenlemeleri yapacağız.
- Milletvekillerinin davranışlarına ilişkin etik kuralları
belirleyeceğiz.
- Milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığı ile
sınırlayacağız.
Bilim, kültür ve sanatın özgür, yaratıcı ve yücelen bir değer
olduğu Türkiye için:
- Bilim, bir değer olarak yüceltilecek; sanayi ve kalkınma
politikamızın odağına alınacaktır.
- Bilimle ilgili, araştırma, geliştirme ve destekleme çalışmalarına
önem verilecektir. Bilim kurumlarının, siyasi iktidarların
baskısından ya da kayırmasından uzak tutularak, özgür ve özerk
yapıları desteklenecektir. Bilim adamlarımızın ülkemizde
kalmalarını, yurtdışındakilerin ülkemize dönmelerini teşvik
edeceğiz.
- Sanat kurum ve kuruluşlarının yaşam alanları ve sanatçıların
ifade olanaklarını genişletmek için çalışacağız. Devlet ve
hükümetler, sanat, kültür ve bilime karşı müdahaleci, yönlendirici
değil, destekleyici ve önünü açıcı bir yaklaşım içinde
olmalıdır.
- Ülkemizdeki ırk, dil, din, mezhep ve her türlü kültürel
farklılığı zayıflık, eksiklik ve tehdit olarak değil, eşitlikçi bir
anlayışla, zenginlik ve çoğulculuk nedeni olarak değerlendirecek
politikalar üreteceğiz.
- Üniversitelerin özerkliğini teminat altına alacağız ve YÖK’ü
kaldıracağız.
- Eğitim sistemimizi çağdaş Türkiye’nin ihtiyaç ve hedeflerine
uygun olarak yeniden düzenleyeceğiz. Yurttaşlarımızı, üretken
kılacak ve kendi potansiyellerini, yaratıcı yanlarını açığa
çıkaracak bir sistem içinde eğiteceğiz. Türkiye’yi altın çağını
geçmişte değil, gelecekte arayan bir ülke konumuna getireceğiz.
Bütün bu atılım ve başarıları hep birlikte yapacağız,
yaşayacağız.”
(İHA)